Geçen haftalarda okuduğum bir haber
beni derinden etkiledi. Düzensiz göçmenlerin teknesi battı. Toplam 74 ölü var.
Savaşta ölmekten kaçtılar ama ölüm onları denizde yakaladı. Rabbim Nisa Suresi
97. ayeti kerimede "Kendilerine yazık etmekte iken hayatlarını sona
erdirdikleri kimselere melekler ‘Ne işte idiniz?’ dediler, (onlar) ‘O yerde
zayıf görülenlerden idik’ cevabını verdiler. Melekler ise ‘Allah’ın arzı geniş
değil miydi, hicret etseydiniz ya?’ dediler. İşte onların barınağı cehennemdir
ve orası gidilecek ne kötü bir yerdir!” Onlar tedbir aldılar hicret etmekle
amma velakin kader tecelli etti. Bulundukları yerde ölmediler maalesef. Sadece
insan oldukları için bizler gibi rahat yaşamak istediler. Onlar da eşrefi mahlûkat.
Onların da hakkı yaşamak, sıcak yataklarda yatmak. Ne kadar rahat olduğumuzu
elimizden gidince anlarız.
Bizler
o kadar rahatladık ki, rahatımız bozulmasın diye her şeyi mubah görüyoruz.
Çalışmaktan imtina ediyoruz. Bahşedilen ömrü ne için bahşedildiğini nelerin
yapılması gerektiğini veya nelerin yapılmaması gerektiğini bilmeden yaşıyoruz.
Ama niçin? Peygamber Efendimiz (sav) 63 senelik ömründe 63 saat rahat yüzü
görmedi. Bir hadisinde ise; 5 şey gelmeden 5 şeyin kıymetini bilin, demektedir:
1- İhtiyarlık gelmeden, gençliğin, 2- Hastalık gelmeden, sıhhatin, 3- Fakirlik
gelmeden, zenginliğin, 4- Ölüm gelmeden, hayatın, 5- Meşgul olmadan boş zamanın
kıymetini bil. Bu kadar nimetin içinde yüzerken bunlar geldiği zaman başa
dönüşü olmayan bir yol... Ne kadar basit diyoruz 74 tane can aynı anda. Ne için
kaçıyorlardı kendi ana yurtlarından. Dini değişik, dili değişik horlanmaya
bakmadan bir ümit için yaşamak için. Kısacası ölmekten kaçtılar. Sonunda olacak
bir durum. Ama biraz da fazla yaşamak amma velakin ölümden
ölüme kaçış bu olsa gerek.
En
önemlisi de devletimizin, bayrağımızın, milletimizin
değerini bilmek gerekir. Biz başka toplumlar gibi boyunduruk altına giremeyiz.
Biz öyle bir milletiz ki, Dolmabahçe Sarayı’nın kapısının girişinde “Cümle
mazlumların kapısı” diye bir yazı mevcuttur. Son 100 yılda özümüzü kaybetsek de,
tüm alanlardan saldırsalar da, elbet yine dünyaya adalet sağlayacağız.