Pandemiden
dolayı bütün gıda sektöründe kapıya biz getirelim diye kampanya başlatıldı.
Peki, şunu düşündük mü? Pandemiden dolayı kapatılan dükkânlar işsiz kalan
insanları, alacak maddi durumu olmayanlar nasıl alsınlar? Devlet elinden
geldiği kadarı ile yardım yapıyor, peki bizler? Bu dar günde bir ailenin
erzakını görebilmek, maddi konuda yardım edebilmek, şu kış gününde sıcak bir
çorbaya vesile olabilmek ne kadar da mutluluk verir insanlara.
Allah-u
Teâlâ "Sevdiklerinizden infak edeceksiniz" diye buyuruyor. Böyle kötü
bir geçiş sürecinde tam da zamanı. Verirken en güzelini size yakışanı vermek
daha eftaldir. Bakara suresinde "Sen onları yüzlerinden tanırsın"
gerçek ihtiyacı olan zaten istemez.
Hz Ali (ra)'nın evine birisi gelir. Hz Fatima
(ra) annemiz gelen kişinin ihtiyaca binaen vereceğini verir. Hz Ali (ra)
geldiğinde haber edince, senden habersiz bir şeyler verdim deyince o da ehli
beyt, geleni çevirmez ama kim diye sorar. O da kişiyi söyleyince eyvah o benim
arkadaşım da nasıl bilemedim derdini diye serzenişte bulunur. Resûlallah
efendimiz "Cömert kişi; Allah'a yakın, insanlara yakın, cennete yakın,
cehennemden uzaktır. Cimri kişi, Allah'tan uzak, insanlardan uzak, cennetten
uzak, cehenneme yakındır. Cahil cömertlik sahibini Allah, cimri ibadet
düşkününden daha çok sever." Cömertlik kula ihsan edilmiş en güzel
huylardan birisidir. Rabbim cömert kullarını sever, belalı def eder, gelecek
kazalarını engeller. Hâlbuki şöyle düşünmek gerek, Rabbim verdiği mal mülk ile diyor
ki bazı kullara, sen ver diye bizi muhatap kılıyor. Üstat Necip Fazıl’ın dediği
gibi " Alan O veren O, nedir senden gidecek, telaşını gören de can senin
zannedecek." İlla infak etmek için zengin mi olmak gerek! Diyor ya
güzeller güzeli "Yarım hurma da olsa da kendinizi cehennem ateşinden
koruyun" diye, az da olsa devamlılık esastır.
Hayatta
imrenilecek, haset edilecek, örnek olacak kişiler var. Resûlallah efendimiz bir
hadisinde "İki kişiye karşı haset caizdir: Birincisi o kimsedir ki, Allah
kendisine Kur’an-ı Kerim'i nasip etmiştir, o da onu, gece ve gündüz boyu ikame
eder. İkincisi de o kimsedir ki, Allah Teâlâ ona mal vermiştir de, o da gece ve
gündüz (hak yolda) infak eder." Tirmizî. Aslında bütün mesele şu
"İlâhî Ente Maksûdî ve Rızâke Matlûbî/ Allah'ım, maksadım sensin, aradığım
ise senin rızandır."