Günümüz dünyası
herşeyini şüphesiz öğretmenlere borçlu
olduğunu bilir aslında. Gerçi bunu aklı selim herkes bilir de. Bu yazımızda öğretmenlerimizin
öneminden, vazgeçilmezliğinden bahsedecek değiliz.
Geçen hafta kendine
köşe yazarı diyen bir kadın gazeteci televizyon programında “öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata
alıştı” diye densiz bir ifade de bulundu. Her gün televizyon programlarına
çıkarak sözde her şeyden anladığını zanneden bu tarz kişiler hiç gündemimizde
olmayan konuları konuşup bizleri ülkenin gerçek gündeminden uzaklaştırmaktan
başka bir işe de yaramazlar.
Bu tip
insanlar kendilerini çok önemser, her dönemin adamı olurlar. İktidarlara
yaranmak için her dönem takla atmaktan da geri durmazlar.
Dünyanın
en rahat işi herhalde asıl oturdukları yerden sadece yalakalık yaparak
“gazeteci” kimliğini taşıdığına inanmaktır.
Oysa
ki bütün eğitimciler ve eğitim uzmanları bilirler ki uzaktan eğitimde
öğretmenlik yapmak, yüz yüze eğitimdekinden çok daha zor ve yıpratıcı.
Okulların açılmasını en çok isteyenlerde öğretmenlerdir. Öğretmenlerin rahat
ettiklerini söyleyenlere ne demek lazım.
Rahata
alışan herhalde Gebze’de deprem sırasında öğrencilerini tahliye etmek için
çabalarken kalbine yenilen Murat öğretmendi.
Batman’da
daha 22’sinde şehit düşen Aybüke öğretmen en rahat mesleği olduğunu biliyordu.
Memleketin
çocuklarına ışık olmak için ülkenin bir ucunda görevini yaparken Tunceli’de PKK
tarafından kaçırılarak şehit edilen Necmettin öğretmende rahata alışmıştı.
Rahata alıştı denilen öğretmen babası hastanede
yatarken hastane bahçesinde tabletle ders anlatan öğretmendir.
Aldığı
düşük ücretlere, söz verildiği halde 3600 ek göstergesi çıkarılmamasına rağmen
dün sınıfta bugün bilgisayar başında, tabletle ders anlatan öğretmendir.
Kalabalık
sınıfa rağmen bilgisayar başında ilkokul birinci sınıf öğrencilerine
“el-ela-lale” diye okuma yazma öğretmeye çalışan Ayşe öğretmende rahata
alışmıştır.
Bilgisayar
başında günde yedi saaat ders anlatan, gece gündüz demeden whatsapp gruplarında
öğrencilere ve velilerin lüzumlu lüzumsuz sorularına cevap verme sabrı gösteren
öğretmen çok rahattır.
Normal
eğitim öğretim döneminde de derse girmek aslında işin en kolay kısmıdır. Sınav,
quiz hazırlama, sınav kağıdı okuma, ödev okuma, not girişi, veli toplantıları,
idari toplantılar, eğitimler, seminerler, çocukların anne babalarının yetmediği
yerde destekçileri, okulda nöbetçileri, psikologları mesai saati olmayan bir
yaşam biçimidir öğretmenlik.
Ama balık baştan kokar aslında “öğretmenler yatıyor” diyen
anlayışın arkasına sığınanlar kendilerininde bulundukları yeri öğretmenlere
borçlu olduklarını unutmamaları gerekir