Kadın, eş ve anne olarak hayatımızda yeri hiçbir şekilde
doldurulamayacak bir değere ve vazgeçilmezliğe sahiptir. Her anımızı dolduran, hayatımızı anlamlı
kılandır.
İslam
dini kadın ve erkekten birini diğerinden daha üstün tutmak yerine, birbirinin
tamamlayıcısı kabul etmiştir.
Kadınsız
bir dünya, bedenimizin, aklımızın ve gücümüzün yarısını yok saymaktır. Yani
kadınsız bir hayat yarım bir hayattır.
Bu
manada kadınlarımızı anmak için anneler günü ve kadınlar gününü kutlayarak
kadına verdiğimiz değeri göstermeye çalışıyoruz. Ama hiçbir kadınımız için bu yeterli değil tabiî ki.
8 Mart
Kadınlar Günü Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildiyse de Doğu Türkistanlı kadınlar için bu günün pek
bir şey ifade ettiğini söyleyemeyiz.
Özellikle
son yıllarda kendi ata yurtlarında açık hapishane hayatı yaşamakta olan Doğu
Türkistan kadını, dini, milli ve özellikle ahlaki haklarının neredeyse tamamından mahrum
edilmiştir.
Doğu Türkistan'da kadın başörtüsü
kısıtlamalarından sonra elbiselerine
sokak ortasında Çin Komünist Partisi (ÇKP) görevlileri tarafından müdahale
edilerek giysileri sokak ortasında ÇKP görevlileri tarafından makasla
kısaltılmaktadır.
Doğu Türkistan’da kadın, camii ’ye
girememekte, aşağılanmaktadır.
Evlenmemiş 16-25 yaş arası Uygur kızlar Çin’in iç bölgelerine sürülmekte, Uygur kızı ailesinin elinden zorla alınarak
fabrika ve tarlalarda işçi olarak çalışmaktadırlar.
Sözde “Kardeş aile projesi” aslında asimilasyon politikası gereği “Her
eve bir Çinli erkek” uygulamasıyla her eve bir Çinli erkek yerleştirilen Doğu
Türkistan’da 8 Mart ne ola ki.
İstediği zaman anne olamayan, zorunlu
kürtajla çocukları elinden alınan Doğu Türkistanlı kadına 8 Mart ne mana ifade
eder.
Toplama kamplarında her türlü insani
haklarından mahrum olan Doğu Türkistan’lı kadının 8 Mart umurunda mı?
Doğu
Türkistan'da evlatlarını, kocalarını hapiste veya toplama kamplarında bırakıp
Türkiye’ye gelerek bir kuru ekmeğe
muhtaç Doğu Türkistanlı kadın ve kızlarımız için 8 Mart'ın bir anlamı olabilir mi?
Tarih bize
şunu gösterdi ki; Doğu Türkistan'da Türk olmak
özellikle kadın olmak dünyanın en bahtsız, insanı olmak demektir.
Anadolu Türklüğü kız kardeşlerinin başına gelenlerden ötürü hassastır.
Maalesef siyasi erk sahipleri halkımızın bu vicdani duyarlılığı
karşısında kulakları sağır, gözleri kör olmuştur.
“Zulmün olduğu yerde tarafsızlık,
namussuzluktur.” Hepimiz yüzümüzü doğuya çevirip hiç yoksa zulmü dünyaya
duyurmak için bir şeyler yapmazsak bunun vebali büyüktür.
Tarih; milletleri ve
devletleri, mazlumların seslerine verdiği tepkilerle
hatırlayacaktır.
8 Mart Kadınlar günü kutlu olsun. Ümit ederim bütün dünya kadınlarının özgürce yaşayabildikleri,
hak ettikleri saygıyı görebildikleri, bilhassa Doğu Türkistanlı kadınlarımızın,
genç kızlarımızın hem Doğu Türkistan'da hem de Ülkemizde, onurlarıyla
hayatlarını sürdürdükleri bir dünyaları olur.