Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi
saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe
durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Andımız 1933 yılında Dr. Reşit Galip tarafından yazılmış, bu tarihten sonra
da okullarda okutularak bir çok nesil bu “yeminle” büyümüştür.
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim
Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini, 08
Ekim 2013 tarihinde yürürlükten kaldırmıştı. Türk Eğitim
Sendikası Danıştay’a açmış olduğu yürütmenin durdurulması ve iptal davası 24
Nisan 2018 tarihinde Danıştay 8.Dairesi tarafından karara bağlanmıştır.
Bunun üzerine söz konusu iptal kararının temyiz edilmesi
amacıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na karşı dava açılmıştır.Danıştay
İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 15 üyesinin 7'si değiştirilince Danıştay İdari
Dava Daireleri Kurulu 8. Dairenin kararını bozmuştur.
Yani işin Türkçesi bundan sonra
ilkokullarda andımız okunmayacak.
Çözüm
sürecinde Andımızın kaldırılması “malum çevreler” tarafından istenmiş,
milliyetçi çevreler tarafından şiddetle eleştirilmişti. Sözde çözüm bitti,
ağzına Türk kelimesini almayanlar en hızlı milliyetçi kesildi. Şimdi bu karar
nerden çıktı. Niye Çıktı? Bilinmez.
Andımıza karşı çıkanların, kaldırmak
isteyenlerin bilimsel bir gerekçeleri de yoktur. Andımızın metni ruhuna
dokunmamak kaydı ile tıpkı 1972 ve
1997’de olduğu gibi değiştirilebilir. Okuma şeklinde değişiklik
yapılabilir.Ama sorun bu değil amaç kaldırmak olunca, niyet kötü olunca ne
deseniz, ne teklif etseniz boşadır.
Andımızın kaldırılması kararı verilirken
eğitimcilere danışılmış mıdır? Andımız ile büyüyen velilere sorulmuş mudur?
Hangi ilmi verilerle kaldırılma kararı alınmıştır. Bunlara da cevap yok.
Halkımızın Pandemi ile ekonomik
sıkıntılarla kıvrandığı bu günlerde, iç ve dış düşmanın her defasından daha
fazla saldırdığı bu günlerde milli birliğimizi sağlamlaştıracak “Milli Yemin”
imizle neden uğraşılır.
“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” ifadeleri
kimin hoşuna gitmez. Bu milleti sevmekten, bu milletin ileri gitmesinden kimler
rahatsız olmaktadır.
Cumhuriyetten, Atatürk’ten, Türklük
bilinci ile yetişmiş bir gençlikten kim rahatsızdır.
Öğrencilere milli şuur kazandırmayı
amaçlayan tamamen ırkçılıktan uzak, kendini Türk kabul eden herkesi kucaklayan
anlayıştan kim rahatsızdır.
Maalesef bu ülkede Türk milletinden, Türk
kimliğinden rahatsız olanlar vardır. Türk milliyetçileri milliyetsizler kadar cesur olmadıkları
takdirde tavizlerin ardı arkası gelmeyecektir.