Allah Resulü (sav) bir gün ashabının
yanına iki adet taş ile gelir. Birisini ayakucuna koyup diğerini ise uzak bir
yere atar. Ashap Peygamber Efendimize hikmetini sorunca Peygamberimiz “O uzağa
atılan taş emelidir, yapılmak istenendir. Ayakucumdaki taş ise insanın ecelidir
ki her an yanındadır.” Her an ölümle baş başa olduğumuzun farkına varıp şu
zaman dilimlerinin kıymetini, anlamını bilmek, idrak etmemiz gerek. Nasıl ki
yeryüzünde kıymetli mekânlar var ise Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa gibi
kıymetli zaman dilimleri de vardır. Aynı Şehr-i Ramazan gibi. Bu ay öyle bir ay
ki… Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluş.
Madde
planını hayatımızın odak noktasına aldığımızdan dolayı maalesef ecir ve
sevabını Allah-u Teâlâ umarak yapmadığımızdan sadece bize açlık ve susuzluk
kalıyor. Hadisi şerifte Resûl-i Kibriya Efendimiz der ki: “Nice oruç tutanlar
var ki aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur.” Oruç bize özümüze, kul olduğumuzu
anlatmaya, 11 ayda üstümüze yapışan bütün manevi kötülükleri silip atmaya
gelir. Batıldan Hakka, eğriden doğruya, masivadan maveraya gidilen yolun
güzergâhıdır. Senin olup da helal olan bir şeyi bu ayda
yer ve yaparsan cezası belli. Bir de olmayan haram bir şeyi yaptığındaki ceza?
Nasıl balık içinde bulunduğu suyun kıymetini dışarıya çıkınca canı ile öderse
bu ayın kıymetini gidince anlamayalım. Sağanak sağanak rahmet yağan bu ayda
fırsatları değerlendirelim. İmam Gazali (rh) der ki: “Yağmur ne kadar çok
yağarsa yağsın kabın ters ise o rahmetten istifade etmenin imkânı yoktur.”
Güzelliğin
içinde bir güzellik var ki… Af ve marifet ayının içinde Kadir gecesi. Bin aydan
daha hayırlı bir gece. Kur’an’ın indiği gece, Peygamberimize nübüvvet geldiği
gece, o gecenin kıymetine Allah-u Teâlâ’nın süre indirdiği gece. Allah-u Teâlâ
kulunu bu kadar çok severken, bağışlanması için bize bu kadar imkân sunarken,
bizim bağışlanmamak için sanki çaba göstermemiz gerekir. Öyle bir Peygamberimiz
var ki ümmetini, her şeyden çok seven. Öyle bir yaratıcımız var ki, inansak da,
inanmasak da rızkımızı veren, bize bu kadar nimeti bahşeden, bize bu hayatı
sunan. Ya bizler onun emir ve yasaklarına uyuyor muyuz? Bir gün bu nefesi alıp
vereceğimizi hesaba katmak gerekir.