Ülke olarak covid 19
virüsüyle mücadele kapsamında, aç - kapa yapıla yapıla başımız döndü adeta.
Tam vakalar, ölümler
azalıyor çok şükür kurtuluyoruz demeye niyetlenirken bir salıyoruz ki kendimizi...
Hem de ne salış!...
Maskeyi keyfimize
göre, mesafe desen sıkı-fıkı dost aralığında...
Vaka sayıları
düştüğünde de bir garip yorumlar; " ya ben zaten
biliyordum, bir çeşit grip bu!"
--Amca neye göre söylüyorsun?
"Grip yavrum grip!"
Sonra meydanları,
salonları lebalep dolduruyoruz bir şekilde...
Eğri oturup doğru
konuşalım...
Kabul edelim ki covid 19'la mücadelede yapılan yanlışlar var ve bu hepimize
ait...
En tepeden, en aşağıya kadar...
Vaka sayıları çok
hızlı bir şekilde uçuşa geçince, "YOK BU BÖYLE OLMAYACAK, BARİ 3-4
HAFTA TAM KAPANALIM DA KURTULALIM ŞU İLLETTEN" diye savunduk hep
birlikte...
Oldu olacak, geldi
gelecek diye beklerken, sonunda beklenilen kapanmanın ilk etabı ramazan öncesi
kısmi olarak ve ramazanın son 3 haftası da tam olarak gerçekleşti.
Lâkin bu kapanma
öylesine bir hâl aldı ki, hangi esnaf açık, hangisi kapalı...
Tam kapanmamışmıydık?!
Bu anlamsız kalabalık neyin nesi?!
Hepsi ayrı bir boyut aldı.
Zaten pazartesi günü
kapanma haberi açıklandığı andan itiberen perşembe gününe kadar her bir günümüz arefe kıvamında geçti. Sanki savaşa giriyormuşçasına...
Kimi çikolata
kuyruğunda, kimi pijama, kimi plastik leğen, kimisi de tencere tava...
Neden topluluk
oluşturuyorsunuz, niye sokaklardasınız diye soru yönelttiğimizde de "önce
herkes, dikkat etsin", diye, serzenişte bulunarak yanlışı
yanlışla kapatıyoruz .
Alkolün kapanma
sürecinde satışının yasak olduğunu duyanlar, arada sırada içiyorsa bile, stok
derdine düştü.
Hele bir de
kısıtlanan yerler ise hak getire...
Vatandaş ihtiyacını
gidersin diye belli saat aralığı açık olan ekmek fırınları, market, kasap
pastane ve bilimum yerler, tribün havasında...
Eee...
Bu durumda kapalı olan terzi, berber, kırtasiye, züccaciye, oto sanayi esnafı
da bu kalabalığı görünce hâliyle isyan ediyor.
"VİRÜSÜN YAYILMA SEBEBİ BİZ MİYDİK ARKADAŞ!?"
Haksız da değiller...
Bu haldeki bir acayip
kapanma şekli, hani derler ya "ne öldürür, ne ondurur", tam da bu
durumdayız.
Tamam bu esnada
günlük işlerin de devam ettirilmesi gerekiyor ama bu şekilde yine kalabalıklar
oluşuyor. Öğrenciler eğitimlerinden, küçük esnaf ise ekmek teknesinden uzak
kaldığıyla kalıyor...
Bu esnada en zor
durumda kalan da, günlük kazançla geçimini sağlayan küçük esnaf...
İlk etapta herhangi
bir destek açıklanması gelmeyince bir karamsarlık çökmüştü içlerine.
Neyseki TESKOMB (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri
Birlikleri Merkez Birliği)'nin KOSGEP aracılığıyla vereceği kredi desteği az da
olsa moralleri yerine getirecekti ki, bu defa da kredi için istenen şartlar,
tüm keyifleri kaçırdı.
Neymiş bu şartlar...
--İşletme 2019 yılı mayıs ayından önce kurulmuş olacak...
--2019 yılı net hasılatı 75 bin lira olacak...
--Pandemi süresince devlet bankalarından kredi kullanmamış olmak v.b.
maddeler...
Eee..
Ya bu şartlara
uymayanlar ne yapacaklar?!...
Dükkanı 2019'dan
sonra açmışsa...
İşleri yolunda gitmeyip daha evvel kredi kullanmak zorunda kalmışsa...
ESNAFIMIZA SAHİP
ÇIKILMAK NİYETİ GÜZEL DE...
AMA BU ŞEKİLDE DEĞİL...
"Üzüm yemek için, bağcıyı dövmemek gerek!"
Artık geçmişte
yapılan doğrular yanlışlar bir kenara bırakılıp bu vakayı daha da ciddiye almak
gerekiyor. Günlük kazançla geçimlerini sağlayan esnafa ve çalışanlara yeterli
destek verilerek, vatandaşın hiç bir şekilde dışarı çıkmalarına müsamaha
gösterilmeden radikal bir şekilde kapatılıp bu salgından kurtulmamız gerek.
Aksi takdirde bu iş daha uzar gider...