Aşk’ın
sözlük anlamına baktığımızda, aşırı sevgi, bağlılık anlamına gelir. Farsça kaynaklarda ise şiddetli, candan sevmek manasında
kullanılır. Arapçadan gelen sarmaşık anlamında da tabir edilir. Bilinir ki
sarmaşık tutunduğu her canlıyı elbet öldürür. Aşk denilince dimağlarımızda bir
kadına bir erkeğe bağlanmak akıllara geliyor. Ya da madde tasarrufunda metaya
da bağlılık da olabilir. Kişiden kişiye değişen aşk, bazen paraya bazen makama
bazen bir hayvana da olabiliyor. Yalnız genel manada ise kadın ve erkek
ilişkisi olarak savunuluyor.
Mevlana hazretleri Mesnevisi’nde geçen bir
kıssada şöyle anlatım vardır; “Geçmiş zamanlarda âşık olan kişi, âşık olduğu
kişinin kapısını çalar ve içerden bir ses gelir: “ Kim o” kapı önünde ki âşık
ise, “Benim” der. İçerde ki ses ise “Hâlen sen mi varsın” der. Yani benlik
mefhumundan kurtulmadan gidilen kapıdan kovulur. Burada denilmek istenen
mücerret anlayış, âşık olan öyle bir aşka sahip olmalı ki, benlik kalkmalı tam
manasıyla “o” olmalı. Âşığın adını sorsan maşukun adını söyler. Çünkü onla hem dem
olmuştur. Çayın içindeki şeker misali erimiştir maşukta. Bütün benliğini saran,
yokluğunda nefes darlığı çeken birisi olur. Serden geçmiştir sevgili için.
Tasavvufta ise
mahlûkun bir mahlûkata âşık olması caiz değildir. Peki, bu söz ne anlama
geliyor? Âşık olduğumuz, sevdiğimiz ne var ise elbet göçecek bu dünyadan, bizi
yalnız bırakacak, sevginin büyüklüğüne göre ise bizde bıraktığı boşluğu kimse
dolduramayacak. Ölmeyen, yok olmayan, bizim her daim yardımcımız olan, bizlere
bu dünyada bu kadar güzellikler bahşedene âşık olsak, hem bu dünyada
kurtulanlardan oluruz, hem de diğer dünyada. Her insanın âşık olma istidadı
vardır. Biz bu istidadımızı kime nasıl verdiğimiz önemli. Yani bizi yaratana,
Allah’a âşık olmalıyız. İnsan doğrudan yaratana âşık olamayabilir. Mecnunun
Leyla’yı görünce; “Sen Leyla isen benim içimdeki Leyla kim?” der. Leyla’dan
Mevla’ya bir yol gider. Kalpte iki aşk olmaz vesselam. Aşk şirki kaldırmaz.
Aşkın tanımı yoktur. İlla bir tanım istenirse, bilen söylemez, söyleyen bilmez.
Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi;
Falan, dağın ardında;
Seslen, seslen, işitmez
Filan toprak altında;
Göz yasları diriltmez
Neye vardın, vardın da?
Ufuk varmakla bitmez.
Bir şey göster kadında,
Tılsımını eskitmez
Yâr o ki, hep yadında;
Eskimez ve eskitmez.
Muradı muradında,
Seni bırakıp gitmez.