Tilki bir gün kan ter içinde ormanda koşarken
hayvanlar âlemine rastlar.
Dili bir karış nefes nefese diğer hayvanlara
seslenir:
— Develeri topluyorlar kaçın!
Hayvanlar endişeye kapılıp paniklerken,
tosbağa çok sakin bir şekilde tilkiye cevap verir:
— İyi de deve kardeş sen deve değilsin ki niye
kaçıyorsun?
— Sorma be boynu kirtişli, deve değilim ama
yakalanınca deve olmadığımı anlatıncaya kadar postan olurum posttan!
*
Aslan, Kurt, Tilki birlikte üç dağ keçisi
avladı. Kendini ormanın kralı sayan Aslan:
— Kurt kardeş şu avları aramızda adil şekilde
paylaştırır mısın?
Peki, efendim diyerek kurt hemen koyulur işe:
— Efendim şu keçi Aslan kardeşimin payına, şu
keçi benim payıma, şu keçide tilki kardeşimin payına, der demez aslan kurdun yüzüne bir pençe vurur
kurdun yüzü paramparça olup kanlar içinde yere uzanır. Bu defa aslan tilkiye
seslenir:
— Tilki kardeş, şu avları aramızda adil
şekilde taksim eder misin? der demez, tilki:
— Efendiiim, şu keçi aslan gardaşımın guşluk
vakti yemeği için! Şu keçi aslan gardaşımın öğle yemeği için! Şu keçi de aslan
gardaşımın akşam yemeği için!
Aslan bu taksimi çok beğenir ve övgüyle
tilkiye seslenir:
— Yahu tilki kardeş, bayılıyorum senin şu zekâna, bu adil dağıtımı
nerden öğrendin?
Tilki dâhice bir cevap verir:
— Sorma be aslan kardeş, şu yerde yatan,
paramparça olmuş kurt çok adaletsizdi değil mi?
*
Tilki ormanda hızla koşarken hayvanlar âlemine
rastlar. Heyecanla hayvan arkadaşlarına seslenir.
— Maliyeciler ormana tahsilata gelmiş kaçın!
Tüm hayvanlar telaş içinde birbirine bakarken
tosbağa cevap verir:
— İyi de sen niye kaçıyorsun tilki kardeş,
senin tahsil edilecek neyin var ki?
— Sorma tos tos kardeş, bende kürk, hanımda
kürk, oğlanda kürk, kızda kürk, ben kaçmayım da ne yapayım!
— Eyvah o zaman bende kaçıyorum bana eyvallah
deyip tam kaçarken Leylek, tavşan hemen atılır:
— Sen niye kaçıyorsun leylek kardeş? Demesi
üzerine Leylek endişeyle cevap verir:
— Bende yazlık, hanımda yazlık, oğlanda
yazlık, kızda yazlık!
Herkes kaçma telaşı içerisindeyken bakmışlar
maymun gayet sakin iki eli ensesinde, sırt üstü rahat şekilde yatmasına
hayvanlar bir anlam veremez ve:
— Sen endişe etmiyor musun maymun kardeş,
nedir bu rahatlığın!
— Niye rahatsız olayım ki maliyeci benim
neyimi alacak! Benim götüm çıplak, oğlanın götü çıplak, hanımın… kızın...
*
Aslan bir gün ağır şekilde yaralanmış
diliyle yaralarını yalayarak iyileştirmeye çalışırken gamsız tosbağa görür.
Ağır yaralı aslanın durumuna çok üzülerek teselli etmeye çalışır.
— Vaaay aslan kardeş ne oldu sana!
— Sorma tosbağa kardeş çok kötü
yaralandım.
— Avcı arkadaşlarım ava çıkmıştı sakın
seni onlar yaralamış olmasın!
Aslan bir yandan yarasının acısı bir
yandan tosbağanın sözünün kızgınlığı ile:
— Ulan boynu kirtişli hani var ya beni
bu yaralar değil de senin bu sözün öldürür.
*
“Devlet adamı tilki, felsefecisi hokkabaz olan ve sanatı ekleme ve taklitten
oluşan millete acıyın. Zorbayı kahraman olarak kabul eden, şaşaalı fatihi
cömert farz eden millete acıyın. Bilgileri yıllar içeresinde sağır ve dilsiz
olmuş güçlü kişileri hala beşikte olan millete acıyın.” Lübnan’lı felsefe
yazarı, romancı, şair, ressam, düşünce insanı Halil Cibran
*
“Tilki vardır baş keser
kurdun adı yamandır.
Tilkinin dönüp dolaşıp
geleceği yer kürkçü dükkânıdır.
Tilkinin kırk hikâyesi vardır
kırkı da tavuk üzerinedir.
Tilkiye “tavuk kebabı yer
misin?” Demişler,
“Adamın güleceğini getiriyorsunuz, demiş.
Yatan aslandan gezen tilki
iyidir” yolunda Atasözlerimiz ile
“Tilki uykusuna yatmak,
Tilki gibi kurnaz kimse.” Deyimlerimiz vardır.