Şark oturup beklemenin yeridir
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ortadoğu insanı her şeye üzülür ama hiçbir şey yapmaz.
AminMaalouf
1965
yılında tuvaletlerimize su taşıyacak kap, kacak, yoktu. Bir Sabancı çıktı
lassa, marsa, susa, petsa, kordsa, vb. yüze yakın SA işletmeleri, tesisleri,
kurarak bu milletin kalitesini yükseltti. Evlerimizve tuvaletlerimiz milyonlarca
plastik deterjan, çamaşır suyu, su, yağ, vb. boş bidonlarıyla doldu.
Bir
Koç çıktı bizleri buzdolabı, ocak, fırın, otomobil, vb. yüzlerce ürenle
tanıştırdı, refahımızı artırdı, kadınlarımızın, kızlarımızın hayatı kolaylaştı,
yüzleri güldü.
Bir
Vestel çıktı üretmiş olduğu elektronik ürünlerle ülke insanın yaşamı kolaylaştırdı,
kültürünü artı, dünyanın her yerine ihraç ettiği ürünleriyle dünyada gurur
kaynağımız oldu.
Yüzlerce
iş adamlarımız yüzbinlerce çalışana ve ailesine işyerleri açarak aş ve ekmek
yemesini sağladı.
İşverenler
sermayesini, alın terini ortaya koydu, yüzlerce tehlikeli ve çok riskli işlere
girişip üretim yaptı. Kendisine,
işçisine, ülkesine faydalı olmaya, ekonominin çarklarını döndürmeye çalıştı.
Katma değer yarattı, vergi verdi, ülkenin ayakta kalmasına katkıda bulundu.Köylüler
şehirlere akın etti, fabrikalarda işe girdi.
Sonraki
yıllar ülkemizde işveren düşmanlığı yapıldı. İşveren kendisini güvende
hissetmedi. Önlemler alıp yurt dışında daha güvenli gördüğü büyük devletlerin
kontrolü altında bulunan Samoa, Virgin, Şeyseller, Belize, Cayman, Monoko,
Malta gibi ada ülkelerindeki bankaların offshore hesaplarına kazancının, servetinin
büyük bölümünü aktardı. Bunun sonucunda kaybeden ülkemiz ve iş bulmayan
milyonlarca işsiz insan yığınları oluştu. İnsanlarımızın geliri azalıp ekonomik
yönden fakirleşmeye başladı. Gelinen en son durumda çarşıda, pazarda her yerde
pahalılık, yoksulluk, geçinemiyorum feryat ve figanları arttı.
Ekonomik
daralmanın etkisiyle insanların psikoloji bozuldu. Toplumsal düzen, aile
birliği darbe aldı. Boşanmalar, huzursuzluklar, aile içi şiddet, kadına ve
çocuğa şiddet, trafikte şiddet ve hırsızlık, kapkaç oranları arttı.
Öte
yandan din adamından iş adamına, çiftçisinden hamalına, amelesine, işçisine,
memuruna kadar ülkem insanı ithal arabalar, Amerikan sigarası, Amerikan kolası
sevdasına düştü. Elma üreticisi elmasını, portakal üreticisi portakalını
satamaz hale geldi. Ayran tüketimi azaldı. Süt üreticisi sütünü döküp eylem
yaptı. Kimse yerli ürünlere, yerli değerlere sahip çıkmadı.
Bu
süreçte enflasyon, hayat pahalılığı, döviz, altın olağanüstü derecede arttı.
Halkın ve ülkenin dengesi bozuldu. Gençler, işsizler, üniversite mezunları bile
iş bulamaz hale geldi.
Benzeri olumsuzluklar yüzünden ülkemizde işsizlik,
pahalılık, şiddet, fakirlik artıp çözülemeyen, kronikleşip, kalıcı hale gelen
birbirini besleyen büyük sorunlar ortaya çıktı. Yüzbinleri aşan din işleri
personeli, sayısız tarikat, yüzbinlerce doktor, psikiyatr, sosyolog, teolog,
ekonomist, adli, mülki, teknik, idari,
hukuki personellerimiz, akademisyen, bilim insanımız var, medyada yüzlerce tavsiyeleri
var ama hiçbir sorunumuz tam manası ile sağlıklı şekilde çözülemedi. Kadınlara,
çocuklara ve masumlara yapılan kötülükler azalacağı yerde daha da çoğaldı.
*
İnsanların
birbirleriyle anlaşıp, huzur içinde yaşamalarını sağlayacak daha iyi bir ilişkinin
kurulabilmesi,
Her
türlü şiddet ve ahlakla bağdaşmayan kaos ve kargaşanın en az seviyeye
indirilmesi,
Sürekli
artan sorunların, milli değerler ile örf ve ananelerimize aykırı
olumsuzlukların düzeltilebilmesi,
Artan
işsizliğin azaltılıp, çalışmak isteyen genç-yaşlı her insanımıza iş, aş, ekmek
kapısı açılabilmesi,
Birbiriyle
zincir gibi bağlantılı pek çok sorunların halledilmesi,
Yoksul
kesimlerin gelirlerinin artırılması,
İnsanlar
arasındaki doğru iletişimi kurulması,
Toplumsal,
bireysel her türlü şiddetin kontrol altına alınması,
Her
geçen gün açılan kişiler arasındaki gelir dağılımının düzeltilmesi,
Kutuplaşmalar,
laik, dinsel, mezhepsel, siyasal ideolojik ayrıştırmalar ileyıkıcı nefret
söylemlerininyol açtığızihinsel ve bölgesel bölünmelerin yok edilmesi,
İş
bulamayan, pahalılık altında ezilen bu yüzden yasa dışı örgütlere ve onların
liderlerine aşırı sempati duyup,teşvik eder hale gelinen ortamın bitirilmesiniteminen
en alt tabakasından en üst tabakasına kadar toplumun her ferdi üzerine düşen
sorumluluğu yerine getirip ülkeye katkı sağlaması, her şeyin devletten
beklenilmemesi zorunludur. “Azıcık aşım, kaygısız başım”, “Bana değmeyen yılan
bin yaşasın”, tarzındaki insanlık dışı düşünceleri yok sayıp, gaflet uykusundan
kurtularak, ülkemize, doğamıza, çevremize, tüm insanlığa
nasıl hizmet edebilirim yarışına girerek toplumsal huzurun artmasına katkıda
bulunmalıyız.
Ülkemizde 50 tane daha Koç, Sabancı, Vestel
vb. özel sektörlerimiz, işverenlerimiz olsaydı daha az işsizimiz, daha az
mutsuz insanımız, daha az sorunlarımız olurdu.
2206 yıl hüküm süren dünyanın en büyük gücü
Roma, 621 yıl yaşayan Osmanlı kargaşa sonu yok olmuş,Yugoslavya, SSCB
kargaşalar yüzünden dağılmış, Libya, Suriye, Irak kargaşa yüzünden
parçalanmıştır.