Tanesi 25 dolar olan yarı iletken çip krizi bir çok markanın
üretimi durdurma, Bmw, Mercedes gibi markalara bile donanım düşürme kararı
aldırdı. Artık parası olan da alamıyor.
Kriz devam ederse 2023 model araçlarda 30 sene önceki gibi
aracın camını kapı içindeki kolu döndürerek açacak, benzinin ne kadar kaldığını
yanan lamba sayısına bakarak anlamaya, lastik havasını arabada taşıdığımız
basınç çubuğu ile ölçmeye çalışacağız..
Dünya çip krizini bir şekilde aşar. Ama emin olun kriz
domates de, nohutta, fasulyede özellikle Buğday ve Arpa da olursa o krizi aşamaz.
Özellikle buğday ve arpada yıllık tüketim üretim ile nerde
ise aynı, hiç bir devletin elinde vatandaşlarına bir yıl yetecek stok yok .
Tarımsal üretimde sıkıntı olursa bütün dünya hep birlikte
beş milyon liralık akıllı evin evde yaşayan insanlara ekmek üretimi
yapamadığını , bir milyonluk aracın donanımlarının aç karnına keyif
vermediğini, en önemli gereksinimin tok
yaşamak olduğunu herkes anlar.
TÜİK verilerine göre 2000 yılında 54 milyon olan nüfusumuz
2020 yılında 84 milyona dayandı.
2000’de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım arazisi 2020
Şubat ayında 23 milyon 94 bin hektara kadar düştü. Buna göre tarım alanları 20
senede yüzde 12,3 azaldı.
Ülkemizde son 20 yılda tarımsal üretim yapan kişi sayısı %
44 işlenen tarım alanı miktarı % 12,3
azalmış malesef.
Tarımsal üretimde birim alandan alınan verimin artması
toplam üretimin azalmasını engellese de azalan su kaynakları ve sürekli artan
nüfus karşısında bu bir yere kadar olacaktır.
Sürekli artan nüfus karşısında tüketimi para ile
sağlayamayan, vatandaşı gıda malzemelerine ulaşamayan daha da kötüsü aç kalan
milletler kaosa ve savaşa sürüklenecektir.
Peki bu durum kaçınılmaz sonmu olacaktır. Bence hayır belki
tercih edilmeye gidilen son olabilir ama kaçınılmaz son değil.
Çok seyahat eden bir arkadaşım sohbet ederken uçakla seyahat
ederken gördüm ki Avrupa kıtası yoğun görükse de dünyanın kalanı hala boş
demişti.
Verimli ve randımanlı kullanım ile dünya toprakları ve suyu
elli belki yüz milyar insanı doyurabilecek büyüklükte ve verimlilikte.
Toprakta ve suda kirlenmeyi azaltılıp, toprak ve suyu israf
etmeden kullanabilsek, üretimi planlı yapabilsek, üretilen ürünlerde israfı
minumuma indirebilsek, paylaşımı adilce ve hırsa yenilmeden yapabilirsek dünya
bize bir kaç milyon yıl daha yeter.
Ama malesef öyle olmayacak gibi. Özellikle insanın
tükenmeyen hırsı ve fazla kazanma hatta hepsini kazanma isteği değişmeyecek,
hükmetme ve hepsine sahip olma isteği gitmeyecek, üretenler hep en az
kazananlar olacak gibi görünüyor.
Bu durumda tarımda
uzun vadeli istikrarlı planlama yapan, kararlı yol izleyen ülkeler
tarımsal üretimde ilerleyecek, geri kalan ülkeler planlı ülkelerden ihracaat
yapabilmek için sıraya girecek gibi.
Üreticiler ve Tarımsal üretimde görevli teknik elemanlar
olarak bize düşen üretimin azalmasına fırsat vermemek, planlı ve yeterince
üretim yapılmasını, bunların olabilmesi için karar mercilerinin doğru kararlar
almasını sağlamak olmalıdır.
Geleceğimizin dünyasında bir çok kriz olacaktır ama en
aşılamaz krizler yiyecek ve içecek olarak tüketilen gıdalara ulaşamama krizleri
olacaktır..