Bir işte ya da
bir hizmette azami ölçüde donanım sahibi olmak,
birikimli olmak yapılan işte başarılı olmanın en önemli koşullarından birisidir.
Birikim ve donanım sahibi olmanın koşulu ise çalışılacak alanlarda branşlaşmaya dayanır. Belirli alanlarda uzmanlaşarak bu alanlarda en iyisi olmak,
en iyi hizmeti verebilmektir esas olan.
Herkes her işi, her şeyi yapabilme ya da her şey den
anlayabilme özelliğinde değildir. Herkes her şeyi yapacak, her
alanda başarılı olabilecek bir durumda da asla olamaz, olmak zorunluluğu da yoktur. Her
alandan, her işten yarım yamalak,
eksik gedik anlamak yerine bir alan üzerinde yoğunlaşarak bu alanda tam
bir uzmanlık seviyesine ulaşabilmek, verilecek olan hizmetin değerini,
kalitesini en üst seviyelere çıkartır. Bunun aksine pek çok alanda uğraşı yapmak ve her
alan da eksik donanımla bir şeyler üretmeye çalışmak verilecek olan hizmetin aksamasına ve çok fazla hataların ortaya çıkmasına sebep olur.
Bazen eksik bilgi ve hatalı davranışlarla ortaya konulacak olan işler telafisi olmayan pek çok zararlara yol açabilmektedir.
Bu çalışma alanı eğer eğitim öğretim sektörü ise branşlaşmanın önemi ve değeri daha da
bir ehemmiyet kazanmaktadır.
Türk milli
eğitim sisteminin yıllar boyunca bir türlü dikiş tutturamadığı sıkıntılı olan konuların başında
da yukarıda anlatmak istediğim durum süregelmektedir.
Özellikle eğitim süreci içerisinde edebiyattan fiziğe, fizikten resme,
resimden biyolojiye biyolojiden coğrafyaya hemen her
alanda çocuklarımıza çok aşırı ölçüde bilgiler yüklemekteyiz. Sonuçta hem veli hem
öğrenci hem öğretmen bÜyük ün altında çok büyük sıkıntılar çekmekte, zaman,
enerji ve efor sarf etmektedir.
Her şeyi öğretelim derken aslında hiç bir şey öğretemediğimiz gerçeğinin farkına çok uzun yıllar sonra varabiliyoruz.
Bir çocuk resimde çok yetenekli diyelim ki, resim sanatı için doğmuş sanki
sayfalar dolusu fizik formüllerini, türevi, integrali bu beyinlere inadına sokmanın,
ezberletmenin hangi haklı gerekçesi olabilir? Mükemmel bir kimya bilgini,
bir kimya gerya da
kimya mühendisi olabilecek yetenek ve yaratılışa sahip bir çocuğa uzun eğitim süreci içerisinde kim yanın dışında kalan yaklaşık
8 ya da 10 farklı branşta değişik ders bilgilerini yüklemenin elle tutulur,
gözle görülür bir yararının olduğunu söyleyebilir misiniz?
Eğitim ve öğretim hizmetlerinde çok fazla ilerlemiş olan gelişmiş ülkelerde belirli alanlarda branşlaşmaya gidilmesi çok erken yaşlarda başlatılmaktadır.
Bir tek alan seçmek ve bu alanda en iyisi olabilmek amaçlanmıştır. Seçilen meslekte ki
mutlak başarının temeli de buna dayanır.
Küresel çapta en iyi olabilen bir kalp cerrahı yetiştirmek,
tüm dünya çapında bir ressam olabilmek, mükemmel bir sinema ve ya tiyatro sanatçısı olmak,
iyi bir din alimi olabilmek hatta çok üst düzey donanımlara sahip ileri görüşlü bir siyasetçi,
devlet adamı ya da asker olabilmekle başlar kişinin önce ülkesine sonra da
içerisinde yaşadığı dünyaya çok yararlı bir fert olabilmesi.
Yanlış sınav sistemleri, öğrenciyi girdiği merkezi sınavda bir kaç soru eksik yapmasıyla öğretmen, birkaç soru fazla
net çıkarmasıyla da doktor yapabilmektedir.
Çok iyi bir fizik dehası olabilecekken orduda subay olanların,
çok iyi bir öğretmen olabilecekken polis olanların sayısı azmıdır sizce?
Yanlış eğitim politikaları neticesinde nice Einsteinleri, nice Mozartları,
nice Aziz Sancarları, nice Nazımları, Necip Fazılları, nice Van Goghları hatta
nice Mustafa Kemalleri daha ışıyıp etrafını aydınlatamadan söndürmekteyiz kim bilir?