Kimdir
bu ücretli öğretmenler; Ücretli öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen
kadrosunda açık bulunması halinde ders ücreti karşılığı sözleşme imzalayarak
işe alınır. Sözleşme yalnızca bir öğretim yılını kapsar. Söz konusu kadroya öğretmen
atanması halinde ücretli öğretmenin anlaşması sonlandırılır.
Bu
eğitim öğretim döneminde ücretli öğretmen sayısı 85 bin 513’e ulaştı. En yüksek
ücretli öğretmen sayısına sahip iller sıralamasında İstanbul 25 bin 469
öğretmenle birinci, Ankara ise 5 bin 19 öğretmenle ikinci sırada yer
aldı.
Ücretli
öğretmenlere nöbete bağlı
ek ders ücreti ödenemez. Bu nedenle de ücretli öğretmenlere nöbet görevi verilemez. Bunun
yanında okullarda kurulması gereken
kurul satın alma, teslim alma, muayene kabul vb. çeşitli komisyonlarda da görev
verilemez.
Milli Eğitim neredeyse öğretmen açığının ücretli öğretmenler eliyle
giderilmeye çalışıldığının göstergesidir. Ülkemizde 120 bin civarında öğretmen
açığı bulunmaktadır. Şimdi atanan 15 bin öğretmen açığın kapanmasında yaraya
merhem bile olmayacaktır. Hiç yoksa ücretli öğretmen sayısı kadar atama
yapılması zorunluluktur.
Ücretli öğretmenlerin bir kısmının yüksek okul mezunu olması sebebi
ile pedolojik formasyondan yoksun
olmaları eğitim hizmetinin yeterince verilemediğinin açık delilidir. Ücretli
öğretmenler bugün aylık asgari ücretin yarısı kadar ücret almaktadırlar. Üstelikte
sigortaları da tam yatırılmamaktadır. Bu ücret ve çalışma şartları öğretmenlik
mesleğinin onuruna yakışır tavır değildir.
Devlet eliyle emek sömürüsü yapılmaktadır. Sadece meslek onuru ile
değil insanlık onuruna da yakışır tavır değildir.
Ücretli öğretmenlerimiz hiç unutulmamalı ki derse girerek öğrencilerin
eğitiminden de sorumludurlar. Yerine kadrolu öğretmen gelinceye kadar yapılan
bir iş olduğunun farkında olan öğretmenlerin üstelik düşük ücret, eksik yatan
sigorta, kadrolu bazı öğretmenlerin tavırları ile motivasyonları iyice
düşmektedir.
Üniversitelerin mezun etti gençlerin yeniden KPSS adı verilen sınava
almak ayrı bir tartışma konusu iken birde bu sınavdan sonra mülakat sisteminde
ortaya çıkan adaletsizlik, siyasi tercihler gençlerin devlete olan güvenlerini
iyice sarstığı gibi, gencecik çocuklarımızın umutsuzluk, mutsuzluk ve özellikle
gelecekten bir beklentileri olmamalarına sebep olmaktadır.
Mevcut iktidarın
plansız, programsız her ile bir üniversite açma politikası neticesinde açılan
eğitim fakülteleri ve fen edebiyat fakülteleri ve buradan mezun olan gençler yıllar
içerisinde yığılmanın temel sebebidir. Her sene 25 bin civarında mezun olan
gençleri ücretli öğretmenlik bitirilse, norm kadro eksiği giderilse bile
gençlerin işsiz kalma sorunu yine de çözülmeyecektir.
Bu sebeple hükümetin bir an önce milli eğitimde kadro
planlaması yaparak ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen
ayrımını ortadan kaldırmalıdır.