Yaşamak,
hayalettikçe güzel ve hayalettikçe anlamlıdır çoğu zaman. İnsan bulunduğu
konum ve zaman içerisinden biranda ışık hızı ile bambaşka bir zamana ve bam
başka diyarlara uçup gider bazen. Göz açıp kapayacak süre içerisinde bir bakarsınız
Hindistanda, bir bakarsınız kaf dağında, belki de okyanus ötesi bir diyardadır
kim bilir? İnsan beyni her çeşit mucizelere açık ve her çeşit sürprizlere kapı
aralar. Evet bir ışık hızı ile yolculuk yapmaktır hayal kurmak. Bazen bi rülkeye
padişah olabilir, bazen hanlar, hamamlar, sarayla rsahibi olabilirsiniz uçsuz bucaksız
hayal gücünüzle.
Bilirim ki gerçek manada ölüm, hayallerin ölmesiyle
gerçekleşir. Önce hayaller ölür, sonrasında da bedensel ölüm vuku bulur.
Korkmayın, asla korkmayın hayal kurmaktan. Çünkü en büyük başarıların arkasında,
en değerli ödüllerin arkasında büyük hayaller gizlidir çoğu kez. Bedavadır
hayal kurmak, hayal dünyasında gezinmek sudan ucuz. Bir kez hayal kurmayı başarabilirseniz,
en tatlı düşler, en iyi dostlar, en güzel arabalar, fildişi kuleler, yem yeşil
bahçeler, mavinin, sarının pembenin, alın, yeşilin sayısız tonları sizindir artık.
Şu yeryüzünde bir türlü kavuşamadığınız sevgilinin elinden tutmak, Gönül pınarından akan
muhabbet şerbetini kana kana içmek sizin en doğal hakkınızdır artık.
İnsanın hayalleri ölmeye başladımı, ruhuda bir
hazan yaprağı gibi solup çürümeye ve dökülmeye başlar. Dünya hayatı bir çile yurdudurbilirsiniz.
Her çeşit sıkıntı, dert, hastalık, ölüm, zulüm, kaza, bela bu dünyada. Mutluluk
dediğiniz toplu iğne başı kadar ve sadece çok kısa bir an yaşanıp geçip giden
bir duygudur o kadar. Geri kalanı hep üzüntü, dert, keder ve ölesiye sıkıntıdır
bitip tükenmek bilmeyen. Ne yapsanız olmuyor. Ne yaparsanız yapın bu dünya asla
cennet olmuyor. Zaten ezelinden bu yana bu dünya hiçbir zaman iyi bir yer olmadı. Tam rahata ereceğim,
artık mutlu olacağım dediğiniz anda mutlaka hayat ışığınızı karartacak ve umutlarınızı
yok edecek bir musibet ayaklarınıza dolanmıştır çoktan.
Hayal kuramadan
tüm ömrünü tüketmiş olan birisi aslen yaşamamış sayılır bence. Çünkü hayal sayesinde
de yasayamadığınız bir çok güzellikleri beyniniz de ve ruhunuzda yaşayabilirsiniz.
Biliyorum ki asla zengin olamayacağım. Asla süper lüks bir Cadillacile Parise
bir seyahatim olmayacak. İstanbul'da kız kulesinin tam karşısında mutluluk şarkıları
söyleyerek denizin dalgalarıyla kucaklaşamayacağım. Bir temmuz sıcağında Ağrı dağının
tepesinde bir kayanın üzerine oturup rüzgarların uğultusu eşliğinde tavşan kanı
demlenmiş bir bardak sıcacık çayı içemeyeceğimi de çok iyi biliyorum.Fakat tüm bunları
çok kuvvetli ve derin bir hayal gücümle ruhumda yaşayabilirim ve buna hiç kimse
engel olamaz.
Hayal siz bir hayat, tadı tuzu olmayan bayatlamış bir yemek gibi insanın midesine
oturur. Hayal siz bir hayat; ütüsüz bir gömlek, tuzsuz bir çorba, susamsız simit, aydınlatmayan bir fener, duygusuz bir şiir
ya da denizi olmayan İstanbul'a benzer. Bu hayatta her şeyinizi kaybedebilirsiniz,
fakat hayallerinizi asla kaybetmeyin…