Hadisik
Kralının iki dostu vardı ve bu iki dostu bir suçtan dolayı mahkûm edildiler.
Kral duruma çok üzüldü, merhamet gösterip onları serbest bırakmanın yollarını
aradı, ama yapamadı. Çünkü kralın isteği kanundan üstün değildi. O yüzden bir fermanı
çıkardı: Derin bir uçurumun üzerine bir ip gerilecek ve bu iki adam ipin
üzerinde yürüyüp karşı kıyıya hangisi ulaşabilirse onun hayatı bağışlanacaktı.
Kralın emri yerine getirildi ve dostlarından ilki sağ salim karşı kıyıya vardı.
Diğeri ise cesaret edemeyip korku içinde bir türlü karşıya geçemedi. Sonra
karşıya geçene seslendi.
— Hey dostum:
karşıya geçmeyi nasıl başardın, bana da söyler misin?
İlk karşıya
geçen geri seslendi.
— Ben ne zaman bir tarafa düşecek gibi olsam,
diğer tarafa abandım, bunun dışında hiçbir şey bilmiyorum.
İşin
sırrı dengedir. İnsan yaşamı, var oluşu çelişkili zıtlıklar sayesinde dengeye
ulaşır. Bu dengeyi tutturabilen kişi yaşamın, hayatın, anlamlı varoluşun,
iyinin, kötünün ne olduğunu dengeli, istikrarlı duruşu sayesinde anlayabilir.
Yaşam her zaman zorluklarla doludur. İnsan hayatı boyunca binlerce engellerle,
zıtlıklarla karşılaşır. Yaşam bu zıtlıklar, çelişkiler içinde sürüp gider.
Sistemli ve mantıksal akıl yürütüp, uyumlu birliktelik yaşamanın, hayatı
kolaylaştırmanın yolunu bularak doğru
yola ulaşanlar başarılı olur. Sistemsiz plansız, programsız, hilekar
yaşayanlar başarısız olurlar. Tıpkı Hint temel felsefesinde olduğu gibi: “Hilekar
ecelinden önce ölür”
Çetin
Altan’a “Hayat nedir?” diye sorduklarında usta yazar: “Hayat doğumla ölüm arasında
geçen süre içerisinde yaşamın üstesinden gelme gustosudur” cevabını
verir.
İsteseniz
de istemeseniz de yaşam akıp gider, durduramazsınız. Latin düşünce insanı
Ovidius’un “Sen masum ol tanrı hemen yanına gelir”, İsa Mesih’in “Tanrı
sevgidir” sözlerini unutmayın.
Hiçbir
şeyden elinizi eteğinizi çekmeden yaşama sıkı sıkıya sevgiyle sarılıp, coşkuya
bağlanın, yaşamı sevin, her anın zevkini çıkarın, dostlarınızla muhabbet edin.
Her zaman uyumlu ve dengeli yaşamaya çalışın. Ne sağa ne sola aşırıya kaçmayın,
her zaman dengeyi bulun. Orta yolu, mantıksal yolu, dengeyi tutturanlar
yükseklere çıkar. Bir aşırı uçtan diğerine kaydığınızı fark ettiğiniz an
aşırılıkları seçmeyip ortada durun, dengeyi tutturun. Donanımlı, birikimli insan
olun. Kendinize iş, uğraş bulun. Çünkü dünyada en zararlı, en faydasız insan
boş insandır.
Aziz
Jerome’nin: “Hep çalışın ki şeytan sizi hep meşgul bulsun”
Eflatun’un:
“Boş
kafa şeytanın çalışma odasıdır” sözlerinde olduğu gibi boş durmayın.
Her zaman sosyal insan olun, müzikle, sanatla, edebiyatla, şiirle, besteyle,
uğraşın. Anlamlı türküler, şarkılar dinleyerek sosyal insan olun. Aksi takdirde
sokaktaki diğer canlı ve cansız varlıklardan farkınız olmaz. Çünkü onlar şarkı
söylemez, türkü söylemez, sosyal yönleri yoktur. En basit
olaylardan, duygu ve düşüncelerden, aktivitelerden, zevk almaya bakın.
Olumsuz
duygularınıza hâkim olup, kötülükler karşısında sakinleşin. Bazen allame-i
cihan olsan, bazen de deryayı umman olsan en sevdiklerinize bile söz geçiremediğiniz
anlar olur. Sinirlenirseniz, yıpranırsınız, çökersiniz, anlamsız geçen
günlerinize üzülürsünüz. Bu gibi durumlarda kendinizle baş başa kalın. Gecenin
hükümranlığında, âlem gaflet uykusundayken kulaklık
takıp anlamlı, manalı, özlü türküler, şarkılar dinleyin. Bazen ağlayın,
ağlamak kalpte biriken kötülükleri akıtır, kalbi temizler. Ve düşünün, düşünmek
var olmaktır, insan kalmaktır.
Geçti baharımız,
geçti yazımız*
O
geçen günleri görmez gözümüz
Nazlı
yâre geçmez oldu sözümüz
Susup
oturmaktan başka çare yok imiş
Salmışım
gemiyi minnet behrine
Dayandık
feleğin her bir kahrına
Yar
bir ataş attı gönül şehrine
Yanıp
kül olmaktan başka çere yok imiş
Benzeri
türküleri dinleyip, sakinleşip kalbinizi yumuşatın, o zaman hayata sevgiyle
bakar kin, nefret gibi insanı zaaflardan kurtulursunuz. Toplumdan uzak
yaşamayın, toplum içinde yaşamak sevgi içinde yaşamak demektir. Başkalarına
yardım edip iş birliği yapmak, insanların dertlerine ortak olup, dermansıza derman, ilaç
olmak, onların neşelerine, kederlerine, mutluluklarına, ölümlerine saygı
gösterip, ilgi duyup, sorunlarıyla ilgilenmek kin ve nefreti yok eder, kişinin
içinde sevgi çiçekleri açar. Çocuklarla dans edip, şarkı söyleyerek ufak tefek
sosyal aktivitelerle yaşamdan azami derecede zevk alıp hayatınızı sıradanlıktan
kurtarın.
Yaşam sevgidir, akmaktır,
karşılıklı alıp vermek ve paylaşmaktır. Toplum ve
hayattan koptuğun an ruhsal çöküş yaşarsın. Birine sevgini verirken onunla
aranda sevgi akışı olur, ikiniz de kazanırsınız. Bu sevgi alışverişi mutluluğa
dönüşür. O zaman dengeyi bulursun, kendini bulursun. Daha çok seversen daha
fazla gelişirsin, daha az seversen eksilirsin. Dengede kalmak
sevgidir, mutluluktur, kendini bilmektir, kendini bilmek ilahiye açılan
kapıdır, yaşamdan zevk almaktır. Parça değil bütün olmaktır.
---------------------------
*Yusuf Gül – Çare yok
imiş