1960-1980 yılları, darbelerden, muhtıralardan,
ideolojilerden bunalmış bir ülke
Sıkıyönetimlerin, Ohal’in, faili meçhul cinayetlerin,
silahlı çatışmaların
Polislerin ve öğretmenlerin, halkın dahi sağcı-solcu
diye ikiye ayrıldığı
Anarşinin, öğrenci olaylarının yoğun
yaşandığı, fikirlerin yerine silahlarınkonuştuğu
İnsanların Faşistler, Kızıl Komünistler, Yeşil
Komünisteler diye birbirini suçladığı
Sokaklardaki terör olaylarından bunalan
insanların sığındığı ışıltılı gece hayatı
İstanbul gece âleminin ünlü bir gazinosu ve
gelişen talihsiz ve üzücü bir olay
Gerçek adı Esen Ağan, namı diğer Esengül’dü
Konservatuvar mezunu annesinden
Ve birçok ünlü müzisyenden müzik eğitimi aldı
16 yaşında şöhret basamaklarına tırmandı
Gazinoların, meyhanelerin vazgeçilmez sesi
oldu
Zirvelerde
taht kurdu, gecelerin tek yıldızıydı
İçli, dokunaklı sesi ile sevenlerinin kalbinde
yer aldı
Gazinolarda assolist olarak sahnelerin tozunu
attırdı
Kısa sürede birçok başarıya imza attı
Kendine has
yorumu, sahneye olağanüstü hâkimiyeti
Eşsiz güzelliğiyle izleyenlerin aklını başından aldı
Peşinden koşmayan gazinocu, kabadayı yoktu
Arabesk ’inve klasik eserlerin efsanevi
kraliçesiydi
Sevda, aşk kokan, yürekleri parçalayan
şarkıları
Tüm ülkede olay oldu, dilden dile dolaştı
Kırlarda, bayırlarda,
yaylalarda marş gibi dinlendi
Fanatik dinleyicilerini aşk ve sevda sarhoşu
yaptı
Mutluluğa bazen de uzaklara, yükseklere
götürdü
Âşıkların kalbini tutkuyla birbirine bağladı
Plakları,
uzun çalarları satış rekorları kırdı
Sahnelerin gülen ve neşeli kadını olarak
bilinirdi
Kabına
sığmayan neşeli tavrı ile ünlü çapkınlar
Namlı
kabadayılar kapısında kuyruk oluşturdu
Zirvelere çıktı, daha zoru on yıl zirvelerde
tutundu
“Sevmek
günah olsaydı Allah sevin der miydi?
Eğer
ki aşk olmasaydı bu dünya hiç döner miydi?
Âlem
yaratıldı sevmek için
Güzel
yaratıldı sevilmek için
Istırap
kederi bizler yarattık
Leyla
yaratıldı mecnun için
Sen
benim için ben senin için” diyerek
Aşktan aşka koştu, sevilmeden sevmenin cezasını
çekti
Söküp atamadığı, cefasını çektiği aşkları hep yarım
kaldı
Kalbinde
yaşayacağı, tutunacağı dal aradı, sevdi ancak yanlış sevildi
Feryadını
susturacak, şifa olacak arayışlara girdi
Aşk dedi,
sevgi dedi, aradığı mutluluğu bir türlü bulamadı
İstenilen şarkıyı söylemeyince tabancalar ölüm
kustu
Hayat dolu günleri susturuldu, tükendi, hayata
yenildi
16 yaşında başlayan şöhret
hayatı 25’inde trajik sonla bitti
Yükselişi ani, ölümü çok hazin ve kederliydi
Kısa ömründe bir dolu unutulmaz eserler
bıraktı
“Ne
anadan güldüm ne de yardan, derdim büyük koca dünyadan
Ümit
dünyam yıkıldı olan kalbime oldu” şarkısı gerçek
oldu
Işıltılı
sahnelerin starı, gecelerin hep
gülen, neşeli yıldızıydı
Ölümünün ardından 43 yıl geçmesine rağmen hala
unutulmadı
Sevgilerin, sevdaların, hüzünlerin, kederlerin
sanatçısı olarak kaldı
O hala
yaralı, sevdalı gönüllerin unutulmaz sultanı
O hala şarkıları
ile gönüllerde, kalplerde taptaze yaşananı
Şiddetli fırtınalar
gibi esti, esti amma gülemedi
Ardından ağlayan milyonları, hala dinlenen
şarkıları
Ruhları
uyandıran eşsiz şarkı sözleriyle
Aşka susamış
kalplerin,arzuların,milyonların aşkıydı
Bir nesil onun şarkılarıyla efkarlandı, sesini
duyarak mutlu oldu
O sahnelerin sultanı, her gencin rüyalarını
süsleyen Esengül’üydü…
Yüce dinimizin “Ölülerinizi hayırla yad
ediniz” emri gereğince
Toprağı bol, mekânı cennet olsun, dileğimle…