İstanbul’da gezdim ben,dolaştım her bir yeri,
Başka olmuş bu şehir,medeniyette ileri,
Ayyaş olmuş insanlar,içki içer su gibi,
İstanbul ölmüş sanki,bekliyor bir Fatih'i.
Bozulmuş oğlu kızı,benzemişler Frenk'e,
Farkı yok İstanbul’da,müslümanla kefere,
Kilitlenmiş Mabedim,giremedim içeri,
Camiler bomboş kalmış,girmiyorlar içeri.
Sokaklar dolu züppe,dağıtmışlar saçları,
Hepsi takmışlar maske,yok yüzünde nurları,
Utanma yok kalmamış,sokakda gezer böyle,
Ar damarı çatlamış,çıplak gezer beyiyle.
İslamın adı kalmış,Kur'an asılı evde,
Fuhuş yolları sarmış,zina eder evlerde,
Devlet açmış Kerhane,teşvik etmiş milleti,
Meyhaneler açılmış,içki içer hepisi.
Dikilmiş gökdelenler,camilerle yarışta,
Açılmış cafe burger,helal boşa arama,
Bozulmuş artık nesil,takmış kızı koluna,
Anne baba kalmamış,herkes kendi yoluna.
Zengin kimi fukara,çalışır bütün bir gün,
Yok olmuş aileler,olmuş hepsi kör düğüm,
Her yer dolmuş mafyayla,parçalanmış insanlık,
Sokaklar insan dolu, var satılık kiralık.
Şişli,Levent, Etiler,yine gördüm ezansız,
Camiden yoksun şehir,manan yine plansız,
Avrupa olmuş çoktan,çevirmişler Paris'e,
Her tarafta açılmış,bir çok yeni Kilise.
Osmanlı yatar burda,kabirler dolu insan,
Vuzerayla Padişah,makber dolu kabristan.
Nur kaplamış her yeri,görüyor gören gözler,
Bu zamanda insanlık,eski günleri özler.
Beyoğlu şeytan dolu,melek girmez sokaklar,
Kim müslüman kim değil,şeytan melek kovalar,
Kiliseler Havralar,kim giriyor bunlara,
Geçti yine namazım,bir tek camii olsa ya.
Karaköy eski Bizans,kokmuş köhne surları,
Açmış melanet yeri,satar Ayşe Fatma'yı,
Yeniden fetih yapsak,alsak şehri yeniden,
Kan ağlıyor mezarda,ceddim Fatih kederden.
İstanbul’a nur yağar,hem gecede gündüzde,
İstanbul İslambol’du,çevirmişler Paris’e.
Ervah kalkar kabrinden,sıyırır kılınçları,
Fatih elde kılınçla,açar Ayasofya'yı.