Mustafa Kemal, Milli mücadeleyi ve
1927’ ye kadar olan inkılap hareketlerini anlattığı eseri olan Nutuk’a ; “1919
yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım” diye başlar. 16 Mayıs’ta
İstanbul’da Bandırma vapuruna bindikten sonra düşman zırhlıları arasından
geçerken, güvertedekilere “Biz Anadolu’ya ne silah, ne cephane götürüyoruz; biz
ideal ve iman götürüyoruz” diye sürdürür.
Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlık mücadelesini
başlatmak için Samsun’a geldiğinde, Anadolu halkı uzun savaşlardan çıkmış,
imkânsızlıklar içinde yorgun, yılgın, en önemlisi de moralsizdi.
Anadolu’da yaşanan işgaller, zulümler ve
çaresizlik karşısında teslim olmayı düşünmeyen onurlu Türk Milleti, yurdunu
kurtarmak için, kaderiyle baş başa kalmıştı.
İşte aslında Mustafa Kemal’in asıl büyüklüğü
burada saklı bence umutlarını, mücadele azmini kaybetmiş bir milleti yeniden
ayağa kaldırmıştır. Bu milletin mayasında olan bağımsızlık ruhunu yeniden
ortaya çıkarmıştır. Yeni bir savaşa hali
kalmayan millet, işgalcilerin zulümlerine karşı canını ve namusunu korumak
için, direnmeye başladı. Milleti harekete geçiren bu ruh milliyetçilik duygusu
idi.
Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesini ateşleyen
Mustafa Kemal’e bu millet öyle inanır ki; Onunla birlikte Anadolu’nun her karış
toprağında destanlar yazarken esaret altında kalamayacağını, kutsal vatan toprağının
işgal edilemeyeceğini yedi düvele haykırır.
Sultan Ahmet’te Türk kadınının seslendiği gibi “Şerefsizce
toprak üstünde yaşamaktansa şereflice ölmeyi tercih ederim.” Diyen bu milletin gerçek evlatları ellerine babadan
kalma çakaralmazları alıp dağa çıkmıştı.
Tabiki bu günlerde emperyalistlerle işbirliği yapan,
vatan toprağını satan hainler tarihin her döneminde olduğu gibi o günde vardı.
Buna rağmen bu necip millet tıpkı Bumin Kağan’ın çerileri gibi fıtratını
işleyerek bağımsızlığını yeniden kazanmasını bilmiştir.
Emperyalist güçlere karşı koyarak adeta küllerinden doğan bağımsız devlet
olabilen bu millet Kurtuluş tarihini çok iyi okuması ve anlaması bir
kahramanlık destanına sahip çıkması gerekmektedir.
Milli mücadeleye, Türk milletine, cumhuriyete
düşman, işgalci artıkları Mustafa Kemal ve eserlerine düşmanlığa devam ederek
mayalarının gereğini yapacaklardır. Ama burada görev asil Türk milletinin genç
evlatlarına düşmektedir.
Türk milletinin kaderinde ya tarih sahnesinden silinmek yada ilelebet payidar
kalmak vardır. İşte bu yüzden bu gün önemli ve Cumhuriyetimiz
kurulduktan sonra Atatürk, 19 Mayıs gününü doğum günü olarak kabul
ederek Milli Mücadelenin önemini bir kez daha vurgulamıştır.
Türk Milletinin ve geleceğimizin teminatı
gençlerimizin bayramını kutluyor bu eserin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ü,
silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.