Ünlü Japon arkeolog Dr. Sachihiro Omura’nın da belirttiği gibi, dünyanın merkezi sayılabilecek Kızılırmak Yayı’nın içi, binlerce yıllık tarihi mirasıyla dikkat çekiyor. Hititlerden başlayarak M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan kalıntıların bulunduğu ve kazı çalışmalarının hâlâ devam ettiği Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde bulunan Büklükale, tarihin derin izlerini barındırıyor. Bu alan, aynı zamanda I. Murat döneminde inşa edilen Çeşnigir Köprüsü ve menzil merkezi ile birlikte bölgenin tarihsel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Tarihin Sessiz Tanıkları
Büklükale, kazılarda ortaya çıkan eserler ve yerleşim izleriyle Anadolu’nun en eski medeniyetlerinden birine ışık tutuyor. Hititlerden Perslere, Helenistik dönemden Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığın izini taşıyan bu alan, tarihin farklı dönemlerine dair bilgi sunan önemli bir arkeolojik merkez olarak öne çıkıyor. Hemen yanında yer alan Çeşnigir Köprüsü ise Orta Çağ’dan kalma bir Osmanlı eseri olarak dikkat çekiyor. Köprünün stratejik konumu ve menzil merkezi olarak kullanılması, bölgenin tarihteki önemini bir kez daha kanıtlıyor.
Tarihi Mirasın Korunması Şart
Uzmanlar, bu tür tarihi eserlerin yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmayıp, aynı zamanda geleceğe bir miras olarak bırakılması gerektiğine dikkat çekiyor. Kazı alanlarında sürdürülen çalışmaların yanı sıra, bölgenin korunması ve tanıtılması için daha fazla çaba harcanması gerektiği ifade ediliyor. Tarihi mirasın yetersiz korunması halinde, kültürel değerlerin kaybolma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuluyor.
Tarih Bizden Hesap Soracak
Büklükale ve Çeşnigir Köprüsü gibi önemli mirasların sadece birer turistik obje olarak değil, kültürün ve tarihin yaşayan parçaları olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. “Sahip çıkmaz, korumaz ve bizden sonrakilere aktaramazsak, tarih bizi affetmez” çağrısında bulunan uzmanlar, bu eserlerin yaşatılması için toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini vurguluyor.
Büklükale ve Çeşnigir Köprüsü, yalnızca Kızılırmak Yayı’nın değil, tüm insanlığın ortak mirası olarak korunmayı ve gelecek nesillere aktarılmayı bekliyor.