MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, Dijital Bağımlılıkla Mücadeleye yönelik bir dizi önlemin yer aldığı kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.
MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün TBMM Başkanlığı’na sunmuş olduğu “Dijital Bağımlılıkla Mücadele” kanun teklifi esasen yeni bir kanun ihdas etmekle birlikte çeşitli kanunların maddelerinde değişiklikler de yaparak günümüzde tıp literatüründe de artık “bağımlılık” olarak nitelendirilen duruma dikkat çekmekte ve bununla mücadeleye ilişkin öneriler sunmaktadır.
Ülkemizdeki sosyal medya kullanımına değinen Sayın Öztürk şunları ifade etti: Ülkemizde sosyal medya kullanan insan sayısı her geçen gün artmaktadır. 2023 yılının Ocak ayı verilerine göre toplam nüfusun %73,1’i sosyal medya kullanıcısı olup bu sayı yaklaşık 63 milyona tekabül etmektedir. Bu sayının 2027 yılına kadar 77 milyona ulaşması tahmin edilmektedir. Aynı zamanda yaklaşık 82 milyon aktif hücresel cep telefonu olup bu sayı ise toplam nüfusun %95,4’üne tekabül etmektedir.
Ayrıca ülkemizde günlük ortalama internet kullanım süresi 7 saat 24 dakikadır. Söz konusu internet erişiminin %94,3’ü akıllı telefon aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Ayrıca ülkemizde kullanılan uygulamalara ilişkin de çeşitli veriler veren Sayın Öztürk, Türkiye’de en çok vakit geçirilen sosyal medya platformlarının Instagram (aylık ortalama 21 saat 24 dakika), TikTok (aylık ortalama 20 saat 54 dakika), YouTube (aylık ortalama 18 saat 30 dakika), WhatsApp (aylık ortalama 11 saat 54 dakika) ve Facebook (aylık ortalama 9 saat 54 dakika) olarak göze çarptığının altını çizmiştir.
Bu sayılarla ülkemizin, en çok sosyal medya kullanan ülkelerden biri olduğunu ve dünya sıralamasında 11. sırada yer aldığını, Avrupa ortalamasının da üzerinde olduğunu belirtmiştir.
MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk açıklamalarına şu şekilde devam etmiştir: Ülkemizdeki bu aktif kullanım durumunun bu denli yüksek olması ehemmiyetini daha da artırmaktadır. Biz de bu konudaki çalışmamızı yaparak TBMM Başkanlığı’na sunduk. Dijital bağımlılıkla mücadeleye yönelik böyle bir Kanun’un dünyada bir örneği yoktur ve teklifimizin kanunlaşmasıyla birlikte ülkemiz bu yönde bir ilk olacak ve diğer ülkeler için de örnek teşkil edecektir. Öncelikle bu sorunun çözümüne ilişkin önerilerimizi paylaşmak isteriz. İlk olarak, bu konuyla ilgili Bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığı’ndaki bazı ofislerin de katılımıyla “Dijital Bağımlılıkla Mücadele Koordinasyon Kurulu”nun kurulması öngörülmektedir. Bu kurul, mücadeleye ilişkin acil eylem planını ve ilerleyen süreçte yapılacak çalışmaları hayata geçirecektir.
Yine bu kanun kapsamında Dijital Oyun Şirketleri’nin kullanıcıların yaşlarına yönelik içerik üretmesi ve buna uygun kullanıma sunması amaçlanmaktadır. Nitekim kanun teklifimizle, çeşitli kamu kurumlarının katılımıyla bir “Dijital Oyun Komisyonu” oluşturulması öngörülmektedir.
Ayrıca kanun teklifimizdeki hususlarda RTÜK’e de büyük görev düşmektedir zira hazırlanacak kamu spotlarının yayını ve denetimiyle bu konuda belirli bir bilinç oluşturulacaktır. Ayrıca bu bilinç ve farkındalığın oluşturulması için Milli Eğitim Bakanlığı eğitim faaliyetleri, bilinçlendirme sunumları ve çeşitli eğitim programlarını organize edecektir. Bunların takibini de yine bakanlık yapacaktır.
Bu noktada Kanun Teklifinde en önemli hususlardan biri de Sağlık Bakanlığı tarafından dijital bağımlılığın “hastalık” olarak tanımlanması ve buna yönelik bilgilendirici afiş, görsel, spot, broşür gibi materyallerle farkındalık oluşturmasıdır. Teklifin kanunlaşmasının akabinde “Dijital Bağımlılık Tedavi Merkezi” adı altında özel tedavi merkezlerinin kurulması, söz konusu tedavi merkezlerinde; alanında uzman psikolog, psikiyatrist, sosyolog, çocuk gelişim uzmanı ve sosyal hizmet uzmanlarının bulunması, tedavi merkezlerinde terapi ve danışmanlık hizmeti verilmesi amaçlanmaktadır.
BTK tarafından, erişim sağlayıcıların “aile filtreleme araçları” geliştirmesi ve hizmete sunması zorunlu hale getirilecektir. Söz konusu filtreleme vasıtasıyla, çocukların zararlı içeriklere erişimi engellenecektir. Bununla birlikte Kanun teklifimiz, Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal ağ sağlayıcılarına, “sayaç uygulaması” bulundurması zorunluluğu getirmekte ve bu yönde düzenleme yapmayan sağlayıcılara yaptırımlar getirmektedir. Öngördüğümüz “sayaç uygulaması”, kullanıcılar içeriğe eriştikleri andan itibaren çalışmaya başlamakta ve kullanıcının söz konusu içerikte bulunduğu toplam süreyi saat, dakika ve saniye şeklinde göstermektedir. Söz konusu uygulamada, kullanıcıların içerikte vakit geçirmek için kendilerine sınırlama koyabilecekleri geri sayım özelliğinin de bulunması zorunludur. Geri sayım özelliğini aktif hale getiren kullanıcıların içerikteki süresi sona erdiğinde, içerik sağlayan uygulama sosyal ağ sağlayıcısı tarafından otomatik şekilde kapanır. Böylece ekran sürelerinin veliler tarafından kontrolü sağlanarak küçük yaşta bu bağımlılığın oluşmasıyla mücadele edilecektir.
İlaveten TÜİK tarafından, dijital bağımlılığa yönelik periyodik olarak veri toplanması, ülke profili ve risk haritası oluşturulması ve bu verilerin kamu ile paylaşılması sağlanacaktır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından çeşitli eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi ve bu programlara aktif katılıp başarılı olanlara “sağlıklı dijital yaşam sertifikası” verilerek vatandaşlarımızda buna yönelik bir ilgi oluşturulacaktır. Yine bu minvalde yapılacak çalışmalar arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı koordinesinde “dijital diyet merkezleri” oluşturularak, bireylerin spor etkinliklerine yöneltilmesi planlanmaktadır.