GELECEK TÜRKİYE HAREKETİ KIRIKKALE RAPORU
(Etkinlik-5, 10 Eylül 2024, Kırıkkale)
Gelecek Türkiye Hareketiyle başlatılan çalışmalarda Kırıkkale üzerinde incelemelerde bulunuldu.
Hareketi başlatan Duygu Sucuka Kırıkkale'deki sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yaptı yapılan görüşme sonucunda aşağıdaki rapor çıkartıldı.
Gelecek Türkiye Hareketi olarak bu defa Kırıkkale’ye yöneldik. İlin dinamiklerini, ekonomisini, sosyal yapısını konuşmak üzere, 10 Eylül 2024 tarihinde Kırıkkale yolundaydık. Kırıkkale, 1989’da il olmadan önce Ankara’nın ilçesi idi. İl olduğundan bu yana epeyce mesafe almış, gelişmiş sayılır. Stratejik konumu gereği daha da büyüyebilirdi. Ankara üzerinden giden ve batıyı doğuya bağlayan yol 43 ile açılmaktadır. Çok hareketli, çok yolcu güzergâhı olan bir ilimiz çünkü. Ankara Kırıkkale arasında kendi özel nedenim dolayısıyla çok gittim geldim. Çok hareketli bir yol, her iki il arası neredeyse yerleşim yeri dolu. Yollardaki satıcılar, sebze meyve tablaları ayrı bir canlılık katıyor bu mıntıkaya.
Kırıkkale’ye vardığımızda bizi karşılayan arkadaşlarla birlikte Sanayi ve Ticaret Odasını, Esnaf Odaları Birliğini, Ziraat Odasını, Sivil Toplum Örgütlerini, belediyeyi ve Kırıkkale basınını ziyaret ettik. Ayrıca sokakta insanlarla sohbetlerimiz oldu. Bu görüşme ve konuşmaları bir rapor halinde sunacağım.
Kırıkkale, her il gibi sığınmacı göçü almış ancak bu oran diğer illere göre biraz daha az sayılır. Çarşı-pazarda kalabalık bir görüntü, yoğun bir esnaf varlığı, mistik lokantalar dikkatimizi çekti. Şehrin ağır sanayi içeren bölgelerini dolaşma fırsatımız olamadı ama onları da konuştuk. Sokak sohbetlerimizde vatandaşın eleştiri odağında olan bazı durumları dinledik. Siyasi lobicilik bizde zayıf dediler. Milletvekili sayısı 4 iken 3 olmuş, CHP, AKP ve MHP birer milletvekili çıkarıyor. Yani şu an için il genelinde üç parti dengeli biçimde dağılım gösteriyor. Siyaset her zaman dengesi değişken bir olgudur.
Üniversite, şehre eğitim ve çağdaşlığı getirmiş ancak Üniversitenin, Ankara yönünde ve şehirden 8 km dışarıda kurulması nedeniyle, Kırıkkale’den çok Ankara’ya fayda sağladığı görüşündeler. İşsizlik Türkiye ortalamasının altında dendi. Anadolu yaşamı ve kültürüne sıkı sıkıya bağlı bir ilimiz burası. Şehirde sosyal hayat ve eğlencenin eksikliğinden de bahsedildi. Kırıkkale çevresindeki illere çok yakın konumda yer alıyor. Ankara, Çankırı, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Aksaray gibi.
Sanayi ve Ticaret:
Kırıkkale’nin en önemli iki kuruluşu MKE (Makine ve Kimya Endüstrisi) Silah Fabrikası ve TÜPRAŞ Rafinerisi. Bu iki kuruluş ilin sanayisine önemli oranda yön veriyor. MKE 1950 yılında, Rafineri ise 1986 yılında kurulmuş ve şehrin iki can damarı olmuş. MKE kurulmadan önce burası Kırık Köyü imiş.
Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri Sayın Ahmet Şerbetçioğlu ile makamında sohbet ettik, bilgi alışverişinde bulunduk. Kuruluş bünyesinde Kadın ve Gençlik Komisyonları var. Kadın girişimciler, market, yeme içme gibi çeşitli dallarda faaliyet gösteriyorlar. Patent alma girişimleri olmuş. Soğan ve tuz, coğrafi işaretli iki ürünleri. Meslek eğitimi konusunda projeler yürütüyorlar ve gençlere, kadınlara meslek edindiriyorlar. Milli eğitimde düzelmesi gerekli uygulamalar ve eksikler olduğunu da konuştuk.
Kırıkkale’nin önemli açmazlarından birisi dışarıdan yatırımcı çekememesi. Bir ara Japonlar yatırım için gelmişler, lastik fabrikası kurmak istemişler ancak şartları uygun bulmadıkları için gidip başka ilde yatırım yapmışlar. Şehrin topoğrafyası biraz engebeli, çevresi dağlık. Böyle olunca büyük tesislerin kurulabilmesi için geniş düz araziler bulunamıyor, bu da yatırımcı için ilk dezavantaj görülüyor. En geniş araziler 50 dönüm, 60 dönüm büyüklüğünde. Şehirdeki sosyal yaşamı dışarıdan gelecek kurumların önemsediği, eğlence mekânları, kafe, restoran gibi yerleri istedikleri belirtiliyor. Yatırıma elverişli olabilmek için dışarıdan gelecek olanların taleplerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Odanın 4 bin civarı üyesi bulunuyor.
2/4
ESNAF
Esnaf Odları Birliği’nde, Başkan Osman Cebeci’yi ziyaret ettik. Kendisi meslek olarak eğitimci. Biz sorduk, kendisi cevapladı. Konuşmasını şu şekilde aktarıyorum:
Kırıkkale’de 15 meslek odası bulunuyor. Bu 15 meslek odası bize bağlı. Kasaplar odası, berberler odası, kuaförler odası gibi. Esnaf Odaları Birliği TESK’e bağlı. Yılda bir kez bir hafta boyunca Ahilik etkinliklerimiz olur. Ahilik haftasında meslek odalarımıza eğitim, spor, kültür içerikli etkinlikler düzenliyoruz. Gelecek nesillere nasıl örnek olunur onları anlatıyoruz. Buradaki asıl amaç eğitim. Şu anda meslek ve sanat odalarımızda çırak bulmakta çok zorlanıyoruz. Yüksekokulu bitiren gençlerimiz iş ararken ve iş bulamazken kalifiye işçi eksikliği yaşıyoruz. Kötü okul yoktur, kötü meslek yoktur, her meslek kutsaldır. Meslek odaları üretim yapmaz. Üretim yapanlar ticaret odasına bağlıdır. Esnaf odalarına bağlı olanlar hizmet verirler. Mesela servisçiler odası. Bu oda servisçilerin işlerini takip eder. Mesela bayanlar saç yaptırmış, saçı yanmış, odaya şikâyet ederler, bu şikâyet esnaf odalarına gelir. Meslek odası olmayan odaların tamamı karma odalara bağlıdır. Bizim burası küçük esnaf ve sanatkârlara hazine destekli kredi verir. Verdiği kredinin faizinin yarısını hazine, Halkbank karşılar, yarısını krediyi kullanan esnaf verir. Yani düşük faizle kredi almış olur. Son bir buçuk yılda faizler çok yükseldi. Halk bankası esnaf ve sanatkârların bankası diye kuruldu, dolayısıyla bu kredileri halk bankası veriyor. Mesela bir berber dükkânı açacaksınız, önce esnaf sicile gider kayıt olur sonra bize gelir. Esnaf sicile bir kayıt parası yatırır, o para bize ve üç ayrı yere daha bölüştürülür. Odayı açan kişi ayrıca bir de aidat öder.
Ticaret odasına bağlı 4 bine yakın üye, esnaf sanatkârlara bağlı 9500-10000 arası üyemiz bulunmaktadır. Son 3-5 yılda kadın çalışanlar da çoğaldı. En büyük ilçesi Yahşihan, nüfusu yaklaşık 11-12 bin (yerleşik nüfus). Kırıkkale ciddi manada göç veren bir şehir değil, sadece emekli olanlar başka yerlere yerleşebiliyorlar. Kırıkkale şu anda her yönüyle Türkiye’nin göz bebeği bir şehir ancak çarpık yapılaşmadan kurtulamıyor. Türkiye’deki yaşanılabilir şehirlerin içinde ilk 10’a giren bir şehir burası. Üniversitemiz gelişti, Organize Silah Sanayimiz büyüdü, ROKETSAN geliyor, Organize sanayimiz ikincisi bitti üçüncüsü yapılıyor. TÜPRAŞ rafinerimiz var, makine kimya fabrikalarımız var, barajımız var, fabrikalarımız var, savunma sanayimiz var, 43 ile bağlanan bir yol burası. Organize silah sanayimiz var, hızlı trenimiz var, Esenboğa havaalanı çok yakın. Genç işsizliği Türkiye ortalamasının altında. MODA LİFE (Mobilya) 2 bin kişi çalıştırıyor,
Su sorunumuz var, alt yapı sorunumuz var, çırak kalfa gibi kalifiye eleman sorunumuz var. Esnaf ve sanatkârın sorunu hiç bitmez. Hiçbir yerde sorun bitmez. Ciddi manada sorunumuz yok. Esnafın sorunu diğer illerde neyse Kırıkkale’de de aynı. Eğitim sistemimiz bu ülkede hiçbir zaman düzelmedi. 4+4+4 sisteminde de sıkıntı var. Kanunlarımızda sıkıntı var. Çıraklık yasasında sıkıntı var, kalfalık yasasında sıkıntı var. Diyoruz ki çıraklık ve kalfalık dönemleri o çocuğun emekliliğine sayılsın.
TARIM
Kırıkkale’de Tarımı, Kapitalizme tekme attım diyen genç bir çiftçiden dinledik. Kırıkkale Ziraat Odası’nda görevli Erdem Akay bize kendi deneyimlerini, çiftçilik yaşamını, Kırıkkale tarımını ve sorunları anlattı.
Kırıkkale’de tarım nasıl, tarıma dayalı yaşam nasıl, çiftçi nasıl, neler üretiliyor, tarımda kadınlar ve gençler var mı, tarım nasıl yapılıyor, makineleşme ne oranda, sorunlar ve çözüm önerileri nedir gibi soruları yönelttik. Söylediklerini not ettim ve paylaşıyorum.
“Dedemin babasından bu yana, dedemin babası, dedem, babam ve ben yani 4 nesil hep çiftçilik yaptık, Osmanlıdan bu yana çiftçi bir aileyiz.
Makineleşme, devletin verdiği destekler sayesinde son zamanlarda biraz var. Burada kadınları, Ege bölgesi gibi, Akdeniz bölgesi gibi tarımda göremiyoruz, yok denilecek kadar az. Köylerde minimum düzeyde işgücüne katılıyor, onun haricinde yok. Bazı yerlerde Doğudan gelenler var. Aile işletmesinde kadın katılımı yok. Eskişehir tarafına gidin bir bayan traktör kullanır ama burada yok veya tek tük.
Tarımda sıkıntılar çok burada. Girdiler yüksek, enflasyon artıyor, ürün fiyatı ona paralel olarak artmıyor. Maliyetler orantısız artıyor,
Buğday, arpa, bakliyat olarak nohut, sebzecilik, kavun, karpuz, soğan yetiştiriliyor. Kooperatifleşme yok, bu da köylünün zararına, korunmamasına bir durum. Kızılırmak kan ağlıyor. Kızılırmak gibi bir nehir buradan geçiyor ancak faydalanılmıyor. Kızılırmak’ı Kırıkkale ovasına verebiliriz. Kırıkkale ovası hep hobi bahçesi, bu yanlış bir uygulama.
Doğuştan çiftçiyim, başka hiçbir işle iştigal etmedim. Dedeme, babama bakıp ben de çiftçi olacağım dedim, hiçbir devlet işine girmedim. Şimdi köyler boşaldı. Kendi biçer döğerim var, köylere hasat için ürün biçmeye gidiyorum. Yanıma gelen insanlar hep yalnız, 50 yaşın üstü, 60 yaşın üstü, traktörün üstünde. Çocukların nerede diyorum, kimi çarşıya gitmiş işe girmiş, kimi büyük şehre gitmiş. Bu çocuklar köye gelse durmuyor, durduramıyorsun, dursa evlenme sorunu var, en büyük sıkıntı kızlarımız köye gelmiyor. Köyde kalanlar için devletin sigortada bir iyileştirme yapması, köyü modernleştirmesi, köyleri yeniden tasarlaması lazım ki gençlerimiz köyde kalabilsin.
İkincisi çiftçilerimiz işçilik olan üretime girmiyor. İnsan gücüyle olan, çapalama, vs. bunlara girmiyor. Makineyle yapılan işlere giriyor mesela traktörle nohut ekiyor, ilacını atıyor, biçer döğer de gelip biçiyor. Nohut üretimi elle yapılmıyor, elle yapılsa kimse ekmez. Yani Kırıkkale’de çiftçi makineleşmeye yöneliyor. Ama çiftçi makinelere ulaşamıyor. Makineleşmenin de altından kalkamıyor zaten. Makine ne kadar çok olursa bir o kadar gideri, masrafı, bakımı oluyor. İşin aslı çiftçi yalnız ve yalnız çalışıyor. Köylerde görüyorum adam tarlasında yalnız çalışıyor. Yalnız ne yapabilir ki. Çocuk yok yanında, yardımcı kimse yok.
İki yıl üst üste ekmeyen çiftçinin tarlası devletin kurduğu komisyon (il tarımda) aracılığıyla kiraya verilecek. Para tarla sahibine gidecek. Böyle bir kanun söz konusu ve bu kanun karşısında ziraat odalarının bir tavrı yok. Kayıt dışı arazi çok burada.
Miras sorununun çözülmesi lazım, köylerde miras sorunu had safhada. Devletin başarılı çiftçileri desteklemesi, aile işletmelerini çoğaltması ve desteklemesi lazım. Makineli tarım desteklenmeli. Avrupa’da tarımda insan iş gücü hiç kalmadı artık. Çiftinin alım gücü yok. Önce çiftçi kalkındırılmalı sonra makineyi alabilmeli.
Eğitim şart. Eğitimleri ziraat odaları vermeli. Sahadan kimsenin daha doğrusu yukarıdakilerin haberi yok, yani devlet ile çiftçi arasında koordinasyon yok. Son zamanlarda ziraat odaları da pasifleştirildi. Ziraat odalarının yetkileri ve gelirleri artırılmalı. Devlet ziraat odalarına ziraat mühendisi vermeli. Kırıkkale genelde kıraç olduğu için buğday ekilir, susuz tarım yapılır. Su yok. Kırıkkale ovası, şehri geçtikten sonra Samsun yolu üzerindedir. Ova hep parça arazi, 1 dönüm, 2 dönüm hobi bahçesi. Yeraltı suyu vardı, azaldı, 10 metreden 50 metreye düştü. Sulama için kuyu açılıyor. Sulama barajlarının (gölet) artması gerekiyor. İl genelinde işsizlik var. Burayı ayakta tutan TÜRPRAŞ ile MKE. Düzensiz göçmenler her ilde olduğu gibi burada da var. Bunlar daha çok Suriye, İran, Afgan vatandaşları. Afganlar daha çok hayvan otlatmada kullanılıyor, Suriyeliler sanayide çalışıyor. Tarımda çok eksik var. İnsanları tarımdan soğuttular, insanları korkuttular, köyde kalırsan kötü adam gibi, geri kalmış gibi baktılar. Şehirlinin köydekine, köylüye geri kalmış diye bakışı incitti insanları. .
Çiftçi ürettiğinin, emeğinin karşılığını alamıyor. Devlet tarafından korunmuyor. Ürün alımında dışarıyla devlet arasında buğday farkı kiloda 2 liraya çıktı, bu çok büyük bir fark, olsa olsa 25
kuruş olsun. Buğdayda kota var, bu en büyük sıkıntı. Randevu sıkıntı. Buğdayı TMO’ya götürmek için randevu almak lazım bu büyük sıkıntı. Üretici kooperatifleri yok gibi, olmalı, olması gerekli.
Köy enstitüleri vardı eskiden, şimdi yok, ilk Hasanoğlan’da kurulmuştu. Buğday üretmek için bilgi, tecrübe çok önemli, toprağı işlemek çok farklı bir şey. Yıllardır buğday nasıl düşük maliyetle yetiştirilir onu öğrenmişiz. Çiftçilerin ilacı kaldırması, programdan çıkarması, kullanmaması daha iyidir, bilinçsiz çiftçi ilaç sektörüne çalışır. Ortalama dönüm başına 300 kilo buğday alıyoruz. Sertifikalı tohuma giremiyoruz, çok pahalı.
Hayvancılığa gelince, burada küçükbaş hayvancılık var, mandıra da çok var. Büyük baş için yaylım yok, küçükbaş için yaylım var. Besici bir yıl kar ediyorsa bir yıl zarar ediyor.”
Sivil Toplum olarak Ahılı Köyü Ahilik ve Yörük Türkmen Kültürünü Tanıtma Derneği ile İç Anadolu Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu’nu ziyaret ettik. Dernek başkanı Ahmet Özkılıçoğlu ve Federasyon başkanı Ali İhsan Akkaya bizi Kırıkkale ve buradaki sivil toplum hakkında bilgilendirdiler.
Kırıkkale’nin 185 köyü varmış. Köyler çok göç vermiş, aynı zamanda il genelinde de göç verilmiş. İlde ağır sanayinin büyüklüğünün kendileri için avantaj olduğunu belirttiler.
Kırıkkale’ye gittiğimizde bizi karşılayan ve tüm gün çalışmalarımızda bizimle olan, hiç yalnız bırakmayan, bizi ağırlayan ve en son uğurlayan bu iki başkana özel teşekkür ediyorum.
Derneklerimizi ziyaretten sonra basını ziyaret ettik. Kırıkkale’de basın da sıkıntılı. Cemiyet birçok ilde olduğu gibi burada da dağılmış. Birleşik basın diye tabir edilen, dört gazetenin bir araya geldiği ve bir tek gazetenin basıldığı kurumun başında Kadir Yahşi bulunuyor. Kadir bey de bizimle basını, Kırıkkale’yi, sorunlarını konuştu. Biz de kendisine çalışmalarımız hakkında bilgi verdik, basın açıklamamızı ilettik, kendisi de haber sayfalarında bize yer verdi.
En son Belediye Başkan Yardımcısı Recep Sefer beyi makamında ziyaret ettik. Yolda karşılaşmıştık ve bizi davet etmişti, dolayısıyla kendilerine ziyaretimizi yaptık. Orada da gene Kırıkkale, sosyal yaşam, ekonomik durum, sanayi, tarım gibi konuları değerlendirdik.
Kırıkkale çalışmamızda, çalışma paydaşı olan grup arkadaşlarıma;
Bütün gün bizi yalnız bırakmayan Ahmet Özkılıçoğlu ve Ali İhsan Akkaya beyefendilere;
Bizi makamlarında kabul eden Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri Sayın Ahmet Şerbetçioğlu’na;
Esnaf Odaları Birliği Başkanı Sayın Osman Öncü’ye;
Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Sayın Erdem Akay’a;
Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Recep Sefer’e;
Haber sayfalarında bu çalışmaya yer veren Sayın Kadir Yahşi’ye;
Ve emeği geçen herkese teşekkürlerimizi ve saygılarımızı iletiyorum.
20.09.2024 / Ankara
Duygu SUCUKA
Gelecek Türkiye Hareketi