HİKMET İNSANI
Dünyanın hızı ve hazzı içinde uhrevi dünyasını muhafaza edemeyen insanın belli bir terbiye metodu ile kendisini geliştirmesi ve yetiştirmesi gereklidir. Bu gereklilik günümüz dünyasında bir zorunluluk haline gelmiştir. Nice sancılı imtihanlara tabi tutulan insan, ruhi bunalımları ancak eğitim ile aşabilir. Benim teklifim bir hikmet eğitiminden ibarettir. Hikmet ilmine vâkıf bir insanı yıldıracak, düzenini dağıtacak herhangi bir engel söz konusu değildir. Çünkü hikmet ile donanmış insanın göreceğini diğer insanlar müşahede edemezler. Böylece hikmet, insanı ehil kılar. Hikemi bir tecrübenin verdiği özgüven ile hayatın sırrını çözmeye başlayan insan, yepyeni bir hayata adım atar.
Allah Teâlâ’nın izni ile elbet bir gün İslam dünyaya hâkim olacaktır. O gün geldiğinde İslam Medeniyetinin kuruluşu için hareket ve aksiyonumuzun güçlü olması gerekir. Bu yüzden şimdiden geleceğe dair projelerimiz olmalıdır. Pek çok sorun önümüzde durmaktadır. İslam ekonomisinden eğitimine kadar üzerinde düşünülmesi gereken tüm içtimai hayatın dinamikleri için harekete geçecek bir hikmet insanına ihtiyaç vardır. Eğitim projesi için mutlaka mektepler, sınıflar ve müfredat geleneksel sistemin köklerinden beslenilerek hazırlanmalıdır.
Hikmet insanı, hayatı pahasına müdafaa edeceği değerleri olan ve mukaddesatından zerrece ödün vermeyen bir diriliş eridir. Öyle ki hayatın en zor yanını dahi yudumlamış olsa bile inandığı değerler uğruna canını feda etmekten çekinmeyecektir. Doruğunda yaşadığı bilgeliği hiçbir menfaate değişmeyecek kadar gaye sahibidir. Önemli olanı önemsizin karşısında dokunulmaz kılan hikmetin bilincini her daim yüreğinde taşıyacaktır. Böylece bir dirilişin muştusu ile umutları yeşerecek, kalpleri dolduran merhametin sesini gönlünden işitecektir. İlmin yadsınamaz gerçekleri ile tecrübe ettiklerinden daha çok yaşadığı ahlaki metodun temsilciliğini üstlenecektir. Zira hikmet sadece bilgi ile elde edilen bir olgu değildir. Madde âleminden çıkıp ötelere yolculuk yapabilen bir insanın işidir. Her er kişi hikmet sahibi olamaz. Hikmetin zuhuru ancak lütfun neticesi olarak aşikâr olur. Hikmet insanı inandığı değer uğruna kalp kırmayan, hassasiyetle evveliyet mührünü taşıyan, hayatı boyunca istikameti elden bırakmayandır. Çünkü hikmet insanı, aramanın derdiyle yanmış bir insandır.
Hikmet insanının yapması gerekenler vardır. Öyle ki birinci vazifesi yaratılmışa hürmettir. Yumuşak başlılığı ile girdiği hikmet dairesini korumaktır. Her türlü eşyaya ve hayvana hürmet eden beşerin, insanlık makamında insana göstereceği hürmet ile ancak hikmet elde edilecektir. Böyle doğacak olan yeni bir hikmet nesli ile ihyâ edilecek dünyanın gözü aydın olacaktır.