Egitim politikamız yok
Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Kutluca, yeni eğitim ve öğretim dönemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kutluca açıklamasında “2023 Türkiye’sinde ders zili çalarken aslında ailelerimiz için de alarm zilleri çalmaktadır. Eğitim öğretim yılı, hayat şartlarının zorlaştığı, alım gücünün oldukça düştüğü, eğitim masraflarının birkaç kat arttığı bir zeminde, hâlihazırda var olan birçok sorunun gölgesinde başladı” şeklinde ifade etti.
Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Kutluca, haftalık basın açıklamasında, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüne atıfta bulunan Kutluca, “Siyasi tarihimizin en kara lekelerinden, aşılamayan travmalarımızdan biri olan 12 Eylül ve ardından yaşanan sürecin derin izleri bugün hâlâ siyasi ve sosyal hayatımızda görünür durumda.
Millî Görüş hareketi olarak biz de doğrudan darbecilerin hedefindeydik. Partimiz kapatıldı, bizlere siyasi yasak konuldu, birçoğumuz cezaevlerinde yattık. Erbakan Hoca’mız ve arkadaşlarımızla birlikte en ağır bedelleri ödedik” ifadelerini kullandı.
Darbe döneminde toplumu ve gençleri kutuplaştıranların ülkeye ağır bedeller ödettiğini belirten Kutluca şöyle konuştu: “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz. Hâlâ kutuplaşmadan, kamplaşmadan siyasi kazanç elde etmeye çalışanlar, insanımızın bir yarısını diğer yarısına düşman göstermeye çalışanlar ne zaman akıllarını başlarına alacaklar. Aslında ülkemizi, vesayetin üniformasından, cübbelisinden, takım elbiselisinden, forslusundan, hiç ama hiç fark etmez, her türlüsünden kurtarmamız gerekiyor.”
12 EYLÜL DARBECİLERİ MİLLÎ GÖRÜŞ HAREKETİNİ DOĞRUDAN HEDEF ALDI
Basın açıklamasına, 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüne atıfta bulunan Kutluca, “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen acılar hâlâ tazeliğini koruyor. Siyasi tarihimizin en kara lekelerinden, aşılamayan travmalarımızdan biri olan 12 Eylül ve ardından yaşanan sürecin derin izleri bugün hâlâ siyasi ve sosyal hayatımızda görünür durumda. Ne yazık ki, 600 binden fazla insanın gözaltına alındığı, binlercesinin yıllarca hapis hayatı yaşadığı, dahası işkence gördüğü, gencecik insanların idam edildiği, 1 milyondan fazla vatandaşımızın fişlendiği bir dönemden bahsediyoruz. Yıllar sonra kurulan ‘bir sağdan, bir soldan astık’ cümlesi de bu darbenin aslında ülkemizin ve milletimizin tamamının hedef alındığını açıkça göstermektedir. Millî Görüş hareketi olarak biz de doğrudan darbecilerin hedefindeydik. Partimiz kapatıldı, bizlere siyasi yasak konuldu, birçoğumuz cezaevlerinde yattık. Erbakan Hoca’mız ve arkadaşlarımızla birlikte en ağır bedelleri ödedik” ifadelerini kullandı.
DÜNÜN MAĞDURLARI, BUGÜNÜN ZALİMLERİ OLDU
Darbe döneminde toplumu ve gençleri kutuplaştıranların ülkeye ağır bedeller ödettiğini belirten Kutluca, “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz. Hâlâ kutuplaşmadan, kamplaşmadan siyasi kazanç elde etmeye çalışanlar, insanımızın bir yarısını diğer yarısına düşman göstermeye çalışanlar, ne zaman akıllarını başlarına alacaklar. Ne zaman ülkemizde iktidar kendilerinden farklı düşünenleri fişlemekten, farklı fikirleri beyan edenleri damgalamaktan vazgeçecekler. Dünün mağdurlarının, bugün zalimleri olduğu bir kısır döngüden ülkemizi ne zaman kurtaracağız? Aslında ülkemizi, vesayetin üniformasından, cübbelisinden, takım elbiselisinden, forslusundan, hiç ama hiç fark etmez, her türlüsünden kurtarmamız gerekiyor. Bir vesileyle hatırlatmak isterim ki; 12 Eylül’den gereken dersleri çıkararak, ülkemizde hukuk düzenini hâkim kılmak ve millet iradesini tam manası ile tesis etmek en öncelikli görevimizdir. Allah, milletimize bir daha böylesine acılar, ülkemize de böylesine ayıplar yaşatmasın” dedi.
Eylül ayının yeni başlangıçların zamanı olduğunu kaydeden Kutluca, yeni eğitim ve öğretim döneminin hayırlara vesile olmasını temenni etti. Eğitim açığının hiçbir şey ile kapatılamayacağını vurgulayarak sözlerini sürdüren Kutluca, “2A ve 2E birbirlerinden bağımsız düşünülemez. Nedir bunlar, ahlak ve adalet, eğitim ve ekonomi. Ahlak açığının olduğu bir yerde adalet açığı kaçınılmazdır. Adalet açığının olduğu bir yerde de eğitim açığı mutlaka vardır. Eğitimde en temelde sistem sorunu ve istikrar eksikliği yaşanmaktadır. Her gelen bakana, müsteşara, hatta genel müdürlere göre sınav adları, sistemi, müfredat ve kurallar sürekli değişiyor. Dün süslü cümlelerle, büyük iddialarla çözüm reçetesi olarak takdim edilenler, bugün problemin kendisi haline geliyor. Bugün övgüyle getirilenler, yarın vergilerin odağı haline geliyor. Ekonomide durum böyle, eğitimde de. Zira her ikisinde de her şey sürekli değişiyor gibi görünse de aslında zihniyet hiç değişmiyor. Deneme-yanılma yöntemiyle yol alınmaya çalışılıyor. Ancak deneme tahtası olarak kullandıkları; geleceğimizin teminatı gençlerimiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, AK Parti iktidarının ise 22. yılında; hâlâ kalıcı bir eğitim sistemimiz ve politikamız yok” cümlelerini kullandı.
2023 TÜRKİYE’SİNDE DERS ZİLİ ÇALARKEN AİLELERİMİZ İÇİN İSE ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR
“2023 Türkiye’sinde ders zili çalarken; aslında ailelerimiz için de alarm zilleri çalmaktadır. Eğitim öğretim yılı hayat şartlarının zorlaştığı, alım gücünün oldukça düştüğü, eğitim masraflarının birkaç kat arttığı bir zeminde, hâlihazırda var olan birçok sorunun gölgesinde başladı” diyerek sözlerini sürdüren Kutluca, sendikaların yaptığı eğitim maliyet araştırmasına dikkat çekti. Kutluca, “Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti 7 bin 626 lira iken, bu yıl 17 bin 234 liraya, ilkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 12 bin 500 lira iken, bu yıl 28 bin 295 liraya yükseldi. Sadece kırtasiye ürünlerindeki artış oranı da %92 ile %318 oranları arasında değişim gösteriyor. Okula başlamanın maliyetinin yanı sıra evlatlarımız kantin fiyatlarıyla da baş etmek zorunda. Hesaplamalara göre içinde bir meyve, basit bir sandviç ve sütün yer aldığı menülerde haftalık maliyet yaklaşık 200 lirayla aylık 800 liraya ulaşıyor. 2 veya 3 çocuğu okula giden aileler, bu maliyetlerin üstesinden nasıl gelecekler? Babasının hafta başında verdiği 100 liranın iki gün bile yetmediği öğrencilerimiz, iktidarın diline pelesenk ettiği ‘yüzyıla’ nasıl hazırlanacaklar?” ifadelerini kullandı.
Eğitimdeki problemleri sıralayarak sözlerini sürdüren Kutluca, eğitimin kalıcı bir politika ve kararlılık olmadığını vurguladı. Kutluca, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Planlamadan yoksun, eğitimi sadece bina ve betondan ibaret gören bir anlayışın başarılı olma imkânı yoktur. Defalarca tecrübe edildi, sadece yeni demekle yeni olunmuyor. Reform olarak takdim edilen her şey problemlere çözüm olmuyor. AK Parti iktidara geldiğinde hayata gözlerini yeni açan evlatlarımız bugün üniversiteli, o zaman ilkokula başlayan evlatlarımızın birçoğu ise bugün diplomalı işsiz. Kişilere veya siyasi çıkarlara dayalı olmayan, uzun vadeli hedefleri ve vizyonu olan milli eğitim programı acilen hayata geçirilmelidir. Öğrencileri ahlaki ve manevi değerlerimizi, eleştirel düşünmeyi, problem çözme ve iletişim becerileri kazandırılmalı. Eğitimde eşitsizlikler süratle giderilmelidir. Ekonomik olarak dezavantajlı ailelere yönelik burs ve destek programları genişletilmeli ve öğrencilerin Veysel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Eğitim ve istihdam birlikte ele alınmalıdır. Öğretmenler arasındaki eşitsizlikler giderilmelidir. Biz Saadet Partisi olarak, eğitimin önemini biliyor ve bu nedenle de bu konuya yoğun bir mesai harcıyoruz” dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Kutluca, haftalık basın açıklamasında, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüne atıfta bulunan Kutluca, “Siyasi tarihimizin en kara lekelerinden, aşılamayan travmalarımızdan biri olan 12 Eylül ve ardından yaşanan sürecin derin izleri bugün hâlâ siyasi ve sosyal hayatımızda görünür durumda.
Millî Görüş hareketi olarak biz de doğrudan darbecilerin hedefindeydik. Partimiz kapatıldı, bizlere siyasi yasak konuldu, birçoğumuz cezaevlerinde yattık. Erbakan Hoca’mız ve arkadaşlarımızla birlikte en ağır bedelleri ödedik” ifadelerini kullandı.
Darbe döneminde toplumu ve gençleri kutuplaştıranların ülkeye ağır bedeller ödettiğini belirten Kutluca şöyle konuştu: “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz. Hâlâ kutuplaşmadan, kamplaşmadan siyasi kazanç elde etmeye çalışanlar, insanımızın bir yarısını diğer yarısına düşman göstermeye çalışanlar ne zaman akıllarını başlarına alacaklar. Aslında ülkemizi, vesayetin üniformasından, cübbelisinden, takım elbiselisinden, forslusundan, hiç ama hiç fark etmez, her türlüsünden kurtarmamız gerekiyor.”
Basın açıklamasına, 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüne atıfta bulunan Kutluca, “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen acılar hâlâ tazeliğini koruyor. Siyasi tarihimizin en kara lekelerinden, aşılamayan travmalarımızdan biri olan 12 Eylül ve ardından yaşanan sürecin derin izleri bugün hâlâ siyasi ve sosyal hayatımızda görünür durumda. Ne yazık ki, 600 binden fazla insanın gözaltına alındığı, binlercesinin yıllarca hapis hayatı yaşadığı, dahası işkence gördüğü, gencecik insanların idam edildiği, 1 milyondan fazla vatandaşımızın fişlendiği bir dönemden bahsediyoruz. Yıllar sonra kurulan ‘bir sağdan, bir soldan astık’ cümlesi de bu darbenin aslında ülkemizin ve milletimizin tamamının hedef alındığını açıkça göstermektedir. Millî Görüş hareketi olarak biz de doğrudan darbecilerin hedefindeydik. Partimiz kapatıldı, bizlere siyasi yasak konuldu, birçoğumuz cezaevlerinde yattık. Erbakan Hoca’mız ve arkadaşlarımızla birlikte en ağır bedelleri ödedik” ifadelerini kullandı.
Darbe döneminde toplumu ve gençleri kutuplaştıranların ülkeye ağır bedeller ödettiğini belirten Kutluca, “Darbenin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz. Hâlâ kutuplaşmadan, kamplaşmadan siyasi kazanç elde etmeye çalışanlar, insanımızın bir yarısını diğer yarısına düşman göstermeye çalışanlar, ne zaman akıllarını başlarına alacaklar. Ne zaman ülkemizde iktidar kendilerinden farklı düşünenleri fişlemekten, farklı fikirleri beyan edenleri damgalamaktan vazgeçecekler. Dünün mağdurlarının, bugün zalimleri olduğu bir kısır döngüden ülkemizi ne zaman kurtaracağız? Aslında ülkemizi, vesayetin üniformasından, cübbelisinden, takım elbiselisinden, forslusundan, hiç ama hiç fark etmez, her türlüsünden kurtarmamız gerekiyor. Bir vesileyle hatırlatmak isterim ki; 12 Eylül’den gereken dersleri çıkararak, ülkemizde hukuk düzenini hâkim kılmak ve millet iradesini tam manası ile tesis etmek en öncelikli görevimizdir. Allah, milletimize bir daha böylesine acılar, ülkemize de böylesine ayıplar yaşatmasın” dedi.
Eylül ayının yeni başlangıçların zamanı olduğunu kaydeden Kutluca, yeni eğitim ve öğretim döneminin hayırlara vesile olmasını temenni etti. Eğitim açığının hiçbir şey ile kapatılamayacağını vurgulayarak sözlerini sürdüren Kutluca, “2A ve 2E birbirlerinden bağımsız düşünülemez. Nedir bunlar, ahlak ve adalet, eğitim ve ekonomi. Ahlak açığının olduğu bir yerde adalet açığı kaçınılmazdır. Adalet açığının olduğu bir yerde de eğitim açığı mutlaka vardır. Eğitimde en temelde sistem sorunu ve istikrar eksikliği yaşanmaktadır. Her gelen bakana, müsteşara, hatta genel müdürlere göre sınav adları, sistemi, müfredat ve kurallar sürekli değişiyor. Dün süslü cümlelerle, büyük iddialarla çözüm reçetesi olarak takdim edilenler, bugün problemin kendisi haline geliyor. Bugün övgüyle getirilenler, yarın vergilerin odağı haline geliyor. Ekonomide durum böyle, eğitimde de. Zira her ikisinde de her şey sürekli değişiyor gibi görünse de aslında zihniyet hiç değişmiyor. Deneme-yanılma yöntemiyle yol alınmaya çalışılıyor. Ancak deneme tahtası olarak kullandıkları; geleceğimizin teminatı gençlerimiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, AK Parti iktidarının ise 22. yılında; hâlâ kalıcı bir eğitim sistemimiz ve politikamız yok” cümlelerini
“2023 Türkiye’sinde ders zili çalarken; aslında ailelerimiz için de alarm zilleri çalmaktadır. Eğitim öğretim yılı hayat şartlarının zorlaştığı, alım gücünün oldukça düştüğü, eğitim masraflarının birkaç kat arttığı bir zeminde, hâlihazırda var olan birçok sorunun gölgesinde başladı” diyerek sözlerini sürdüren Kutluca, sendikaların yaptığı eğitim maliyet araştırmasına dikkat çekti. Kutluca, “Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti 7 bin 626 lira iken, bu yıl 17 bin 234 liraya, ilkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 12 bin 500 lira iken, bu yıl 28 bin 295 liraya yükseldi. Sadece kırtasiye ürünlerindeki artış oranı da %92 ile %318 oranları arasında değişim gösteriyor. Okula başlamanın maliyetinin yanı sıra evlatlarımız kantin fiyatlarıyla da baş etmek zorunda. Hesaplamalara göre içinde bir meyve, basit bir sandviç ve sütün yer aldığı menülerde haftalık maliyet yaklaşık 200 lirayla aylık 800 liraya ulaşıyor. 2 veya 3 çocuğu okula giden aileler, bu maliyetlerin üstesinden nasıl gelecekler? Babasının hafta başında verdiği 100 liranın iki gün bile yetmediği öğrencilerimiz, iktidarın diline pelesenk ettiği ‘yüzyıla’ nasıl hazırlanacaklar?” ifadelerini kullandı.
EĞİTİMİ SADECE BİNA VE BETONDAN GÖREN BİR ANLAYIŞ BAŞARILI OLAMAZ
Eğitimdeki problemleri sıralayarak sözlerini sürdüren Kutluca, eğitimin kalıcı bir politika ve kararlılık olmadığını vurguladı. Kutluca, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Planlamadan yoksun, eğitimi sadece bina ve betondan ibaret gören bir anlayışın başarılı olma imkânı yoktur. Defalarca tecrübe edildi, sadece yeni demekle yeni olunmuyor. Reform olarak takdim edilen her şey problemlere çözüm olmuyor. AK Parti iktidara geldiğinde hayata gözlerini yeni açan evlatlarımız bugün üniversiteli, o zaman ilkokula başlayan evlatlarımızın birçoğu ise bugün diplomalı işsiz. Kişilere veya siyasi çıkarlara dayalı olmayan, uzun vadeli hedefleri ve vizyonu olan milli eğitim programı acilen hayata geçirilmelidir. Öğrencileri ahlaki ve manevi değerlerimizi, eleştirel düşünmeyi, problem çözme ve iletişim becerileri kazandırılmalı. Eğitimde eşitsizlikler süratle giderilmelidir. Ekonomik olarak dezavantajlı ailelere yönelik burs ve destek programları genişletilmeli ve öğrencilerin Veysel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Eğitim ve istihdam birlikte ele alınmalıdır. Öğretmenler arasındaki eşitsizlikler giderilmelidir. Biz Saadet Partisi olarak, eğitimin önemini biliyor ve bu nedenle de bu konuya yoğun bir mesai harcıyoruz” şeklinde konuştu
Haber :
Yelda Kayhan
Yenidoğan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi 596.Sokak No: 5 Kat: 3 Kırıkkale
+90 (318) 224 34 34
bilgi@kalehaber.net
Kalehaber I Kırıkkale Haber - Kırıkkale Son Dakika Haber Kırıkkale haber,Kırıkkale son dakika haberleri ve güncel Kırıkkale haberleri,güncel Kırıkkale nöbetçi eczaneleri,hava durumu,namaz vakitleri,cenaze ilanları ve vizyondaki sinema filmleri Kalehaber.net'de!
kalehaber.net, Anadolu Ajansı abonesidir.
Çerezler (cookie), hizmetlerimizi daha etkin bir şekilde sunmamızı sağlamaktadır. Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.