Son dönem Türk Dünyası’nın yetiştirmiş olduğu, büyük bir “dava adamı...” Kıbrıs Türkleri’nin “efsanevî lider”i; “essiz müzakereci” ve “yılmaz mücadeleci” büyük bir “devlet adamı...” Tarih kitapları haklı olarak, merhumu böyle kaydedecekler tozlu sayfalarına!.. Ve... “Kahramanlar” safına yazılacak ismi “altın harflerle”; tarihe not düşme adına!.. 27 Ocak 1924’te Kıbrıs Baf’ta doğdu. 1,5 yaşında iken annesini kaybetti. Babaannesi ve anneannesi tarafından büyütüldü. 1930 yılında eğitim için Türkiye’ye İstanbul’a geldi. İlkokul ve ortaokulu Türkiye’de yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini Kıbrıs’ta tamamladı. II.Dünya Savaşı yıllarından sonra, hukuk eğitimi için İngiltere’ye gitti. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra avukatlığa başladı. 1948 yılından itibaren de Kıbrıs Türkleri’nin dertlerini “dert” edindi kendine!.. 

Türklük dolu yüreği, bundan sonra büyük bir aşkla Kıbrıs için, Kıbrıs Türk’ü için çarpacaktı her daim... Batının ve Yunan’ın desteğini alan Kıbrıslı Rumlar, zamanla adadaki soydaşlarımıza karşı büyük bir soykırım başlattılar yıllarca. Türkleri adadan atmak için, akla hayale gelmedik senaryolara imza attılar!.. Yüzyıllarca Türk toprağı olan Kıbrıs’ı, “Büyük Yunanistan”a katmak için, EOKA adlı terör örgütünü kurdular. Masum soydaşlarımızı yaşlı, genç demeden; hunharca katlettiler. Kadınlarımızın, kızlarımızın namuslarını kirlettiler!.. Bütün dünyanın gözleri önünde, Türk köylerine saldırıp, savunmasız insanlarımızı topluca acımasızca öldürdüler!.. İşte böylesi bir ortamda merhum Denktaş; Kıbrıs’taki Rumların bu tür çirkin saldırılarına karşı koyabilmek için, Kıbrıs Türklerinin başka bir kahraman evlâdı Dr. Fazıl Küçük ve bir avuç arkadaşı ile birlikte “Türk Mukavemet Teşkilâtı” (TMT)’yi kurdu. Rumlara karşı kurulan bu teşkilat; kısa zamanda, adadaki Türklerin yegane savunucusu ve koruyucusu oldu... 1974’lü yıllara gelindiğinde, adadaki Rumların soydaşlarımıza karşı baskısı iyice arttı. Katliamlar birbirini kovaladı!.. Bütün dünya, bu vahşeti seyretti! Türkiye, uluslar arası anlaşmalara dayalı olarak, -garantör devlet sıfatıyla- bu olaylar sonucunda, 20 Temmuz 1974’te adaya asker çıkarmak zorunda kaldı. 

Yapılan “Kıbrıs Barış Harekâtı” sonrasında, soydaşlarımızın can ve mal emniyeti sağlanmış oldu.... Nihayet uzun bir mücadeleden sonra, 13 Şubat 1975’te bu günkü “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin temelleri de bu şekilde atılmış oldu... Evet Sevgili Okurlar!.. Sözlerimize; “Son dönem Türk Dünyası’nın yetiştirmiş olduğu, büyük bir dava adamı...” diye başlamıştık!.. 88 yıllık ömrünü, milletinin bağımsızlığı ve insanca yaşaması uğruna vakfetmiş bir faniye bu sıfatlar az bile!.. Kıbrıs Türklüğünün bu günkü hür ve bağımsız yaşamasının yegane sebebi; hiç şüphesiz, merhum Denktaş’tır!.. O, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, bütün Dünya Türklüğü’nün de aynı zamanda bir lideri idi!.. O; kahraman bir “Mücahit”ti!.. O; deli bir “Bozkurt”tu!.. O; yiğit bir “Türk milliyetçisi” idi!.. Kıbrıslı soydaşlarımızın ve bütün Dünya Türklüğü’nün başı sağ olsun!.. Ey, Kıbrıs Türklüğü’nün atası!.. Ruhun şad, mekanın cennet olsun!..