Yine efkârlandı şu deli gönlüm
Başım duman oldu gel yavaş yavaş
Sanmaki kırışmaz genç yaşta anlım
Halım yaman oldu bil yavaş yavaş

Kızıl renge döndü boş dağın başı
Unutturdu bize dostu gardaşı
Didemden süzülür gözümün yaşı
Gözüm yaşı oldu sel yavaş yavaş

Dön gelde sevdiğim bir kahve pişir
Pişerken köpüğün fincana taşır
Fallarda tut elim uzağa aşır
Dedim yalan çıktı fal yavaş yavaş

Ömür ağacımdan dökülür yaprak
Kucak açmış bekler ol kara toprak
Kuralda yok idi ellere tapmak
Atmaz oldu yorgun sol yavaş yavaş

Attın HİLALİ nin içine közü
Kedere gark ettin sineyi özü
Kan dökmekten bıktı bagrının gözü
Kara bağrım oldu kül yavaş yavaş