Oldum olası tarihleri kafamda tutamam,pekte umurumda değil,evrakları kurcalamam, tam şu tarihi yazayım diye. Genç yaşta evlendim,hem de çok genç,yaşım 18,hatun 16 yaşında,bir çocuk,bir çocuk daha etti mi bizimle dört çocuk. Hayatın bütün zorlukları omuzlarımda,nefes alacak durumda değilim.Babam yardımcı oluyor ayakta durabilmem için.
Mesleğim olan aşcılığı bıraktım,okumaya karar verdim. Ne cesaret tam bir delilik. Sonuç hem okuyorum hem ticaret yapıyorum,çocuklarda bizimle birlikte büyüyorlar,uzatmayım öğretmen okulunu bitirdim göreve başladım. Artık bir maaşım var.Askerliği yapmadım.Endişem askere gidince çocuklara kimin bakacağı,onları kimseye muhtaç etmeden nasıl bu vazifemi yapacağım,bunun hesabını yapıp duruyorum.O zamanlar iki yıllık eğitim yüksek okulu mezunları öğretmenlik yapabiliyorlardı,ben de onlardan biriydim.Askerliği 18 ay er olarak yapmam gerekiyor,askerliği 18 ay er olarak yaparsam,çocukların perişan olacağını bildiğimden,dört yıllık fakülteyi bitirmeye,bir yandan da para biriktirmeye çalışıyorum.
Hayatın bütün zorlukları omuzlarımda ,öğretmenlik yanında aklımın erdiği bütün işleri de yapıyorum.Böyle kaç yıl mücadele ettim hatırlamıyorum ama beş altı yıl olduğu kesin. Dört yıllık fakülte diplomasını almam için kalan bir dersi vermem gerekiyor. Ben bunlarla uğraşırken,askerlik şubesin de çalışan adaşım aradı.
- Gözün aydın Ömer
- Hayırdır adaş
Müjdemi isterim diyordu adaşım. Ben merakla onun vereceği haberi bekliyordum.Bu muamma için de uğraşırken ,adaşım dayanamadı söyledi müjdeli haberi.'Ömer , bütün senin durumunda ki öğretmenleri üç ay eğitime alacaklar daha sonra görev yaptığı ile er öğretmen olarak görevlendirecekler,hemen tescili bozdur, askerliğe karar aldır' dedi.
Çok mutluydum ,bütün endişelerim gitti,hemen askerliğe karar aldırdım,üç aylık askeriyedeki temel eğitimden sonra ,öğretmenlik yaptığımız yerin milli eğitim müdürlüğüne er öğretmen olarak verildik.Ben Kırıkkale de okul müdürü olarak görev yaptığımdan,Kırıkkale Milli Eğitim Müdürlüğüne verildim. O zamanlar milli eğitim müdürümüz İbrahim Etem Albayrakdı.On günlük izin bittikten sonra,bütün er öğretmenleri milli eğitim Müdürlüğüne çağırdılar, çok heycanlıydım.
Her er öğretmenin görev yeri belirlenmiş,benim görev yerim de Kırıkkaleye on km uzakta olan Irmak Kasabasına çıkmıştı. Çok mutluyum,hem öğretmen olarak askerliğimi yapacağım,hem maaşımı alacağım,hem de çocuklarımın yanında olacağım, bundan daha güzel birşey olabilir mi ?Bilmem neden milli eğitim müdürümüz İbrahim Ethem Albayrağın yanında buldum kendimi. Müdürüm benim görev yerimi Ahalı Kasabasına alırsanız ,benim için çok iyi olur dedim. Ahalı Kasabası evime 2.5 km mesafede idi.Günlük gidip gelmem kolay olacaktı.Müdürüm gülümsedi 'Ömer akşam beşe doğru yanıma gel 'dediO gün saat beşe yaklaşırken müdürümün odasında görüştük, Ahalı Kasabasına er öğretmen olarak atamamın yapıldığını ve pazartesi günü göreve başlamamı söyledi.
Bütün endişelerim bitmiş vaziyette 15 ay er öğretmen olarak görevimi Ahalı Kasabasında yaptım. Hayatımın en şanslı anlarından biriydi bu olay. Sayın müdürüme saygı ve hürmetlerimi sunuyor,ellerinden öpüyorum.