485416465164213

60. Kütüphane Haftası etkinlikleri kapsamında Yazar Mustafa Çiftçi Kırıkkale Üniversitesi’ne konuk oldu. Mavi Salon’da düzenlenen “Gönül Dağı Dizisi Hikayeleri İlham Kaynağı” konulu söyleşiye Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Yılmaz, Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi Başkanı Mine Keskin, akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Bozkır'da Altmışaltı, Adem'in Kekliği ve Shopen, Ah Mercimeğim, Kalfa Uykusu, Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım eserlerinin yazarı olan ve eserleriyle Gönül Dağı dizisine ilham veren Mustafa Çiftçi, Mine Keskin’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide öğrencilerimizle tecrübelerini paylaştı. 

8465489791123164589

Yazar olma sürecini anlatan Mustafa Çiftçi, “Üniversite okumaya Ankara’ya gittiğimde aklımda sadece yazar olmak vardı. Üniversitede iken Yazarlar Birliği Vakfı Mehmet Doğan Hocamızın seminerine katılmıştım. Seminer sonrasında yazar olmak için neler yapmam gerektiğini kendisine sordum. O da bana bolca yazmamı söyledi. Sonra ben yazmaya, günlük tutmaya başladım ama mahcup bir kişiliğim olması sebebiyle eserlerimi dergilere götürme, yazarlarla tanışma gibi girişimlerde bulunmadım. Ne yazacağıma ya da nereden başlayacağımla, nasıl başarılı olacağımla ilgili bir fikrim yoktu ancak Rabbim benim halime acıdı. Sivas’ta editör bir arkadaşım hikayemi aldı. Onlar da hikayemi beğenince o dergide hikaye yazmaya başladım. Yazarlık sürecim bu şekilde başladı.” dedi.

84554689486541

Büyük bir ilgiyle izlenen Gönül Dağı dizisinin ilgi görmesini değerlendiren Mustafa Çiftçi, “Gönül Dağı dizisini izleyenlerin büyük çoğunluğu çocukluklarını bozkırda, köyde ve kasabada geçirmiş insanlardan oluşuyor. Dizi, bu insanlara çocukluklarını hatırlatıyor ancak Z kuşağı olarak adlandırdığımız gençler için dizi bu açıdan  çok da bir şey ifade etmiyor. Dizi içerisinde sevda hikayesi olması gençlerin ilgisini çekiyor. Bozkırdaki yaşantısını hatırlayanlar da, diziye bu hatıralarla bağlanıyor.” dedi.

4561234897495461

Yazar olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunan Yazar Mustafa Çiftçi, "Üniversite hocaları olsun, yazar arkadaşlar olsun okumayı ve yazmayı hep başarıyla ilişkilendirmektedirler.  Yani okursanız başarılı bir insan olursunuz, okursanız mesleğinizde yetkin olursunuz, okursanız mutluluk ve başarıyla dolu bir hayatınız olur gibi söylemlerde bulunuluyor. Ben haddim olmayarak onların bu söylediklerine katılmıyorum. Okumak başarıyla alakalı bir şey değildir. Okumak, kalple ilgili bir şeydir. Kalbimiz, bizler için belki en önemli unsurdur. Maalesef bizim okullarımızda yani eğitim sistemimiz, öğrencinin her türlü ihtiyacını düşünür ama kalbini düşünmez. Kişiler ve kurumlar sizin kalbinizi düşünemez, kalbinizi sizin düşünmeniz gerekir. Kalbinizi düşünmenizdeki kastım; yanınızdaki arkadaşınız çok yalan söylüyorsa, gıybet ediyorsa onu güzelce uyarın ama bundan vazgeçmiyorsa o ilişkiyi uzun süreli sürdürmek zorunda değilsiniz. Şöyle düşünün, o ilişkinin sonunda en çok sizin kalbiniz yıpranacaktır. Sizin kalbinizi diri tutmanız için, kalbinizin temiz olması lazım. Kalbinizin temiz olması için de temiz şeyler görmeniz, temiz şeyler duymanız, temiz şeyler okumanız lazım. İnsanlar gibi, ülkelerin birbirleriyle ilişkilerinin büyükelçilik seviyesi vardır. Büyükelçilik seviyesi en yukarı seviyedir ama bir de maslahatgüzar seviyesi vardır o da en aşağı seviyedir. Sizin kalbinizi kirleten insanlarla büyükelçilik düzeyinde arkadaş olma zorunluluğunuz yok. Onlarla maslahatgüzar seviyesinde arkadaş olun. Kalbinizi diri tutmak için gereken en önemli şeylerden biri de okumak ve yazmaktır. Allah bize dünyada ne yaptın dediğinde, kalbimi diri tutmak için okudum ve yazdım diyebilmenin ne kadar önemli olduğunu düşünebiliyor musunuz?  Kitap okuyanlar başarılı olur denir ama ben öyle kitap okuyanlar biliyorum ki kiralık evde otururlar, maddi başarıları yoktur fakat siz o insanların yanında yarım saat geçirirseniz zemzem içmiş gibi olursunuz. Öyle ruhunuz tazelenir, öyle kalp ritminiz düzene girer ki onun için okumanın başarıyla alakası var diyenler sizleri motive etmek için söylerler ama ben sizi motive etmek için demiyorum. Okumak, yazmak ve edebiyat kalp diliyle alakalı bir şeydir.  İyi bir insan olma, iyi bir kul olma ihtimalinizin artması için okumanız lazım. Okumanın yanında yazmakla da alakalı sizlere günlük tutmanızı öneririm. Günlük kadar yazı pratiği artıran şey çok azdır. Günlük tutarsanız, sizi farkında olmadan kaleminizi işlek tutar. Yazmak kadar insanın duygularını diri tutan şey çok azdır.  Bir de dua etmek insanın duygularını diri tutuyor.  Dua ederken de günlük tutarken de halinizi hikâye ediyorsunuz. Halinizi hikâye ederken de bir defteriniz olsun ki kendinizi iyi tanımış olun. Dua ederken insan, her halini Allah’a anlata anlata kendilik bilinci artıyor." diye konuştu

456461324949946969

Söyleşi sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Yılmaz, Yazar Mustafa Çiftçi’ye teşekkür ederek çini Türk kahvesi fincan seti hediye etti.

Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile sona erdi.

Kaynak: Kırıkkale Üniversitesi