Kırıkkale'nin meşhur çerezi ay çekirdeği, bölge halkı tarafından büyük bir zevkle tüketilmektedir. Özellikle yaz aylarında parklar, bahçeler ve sokak aralarında çıtlak sesleriyle keyifli anlar yaşatan bu lezzet, Kırıkkale'nin vazgeçilmezlerinden biridir. Peki, bu lezzetli çerezin tarihçesini hiç merak ettiniz mi?

62826B2545D2A051587D9Cc4

Ayçiçeğinin Tarihçesi

İlk kaynaklar, ayçiçeği bitkisinin köklerinin Peru'ya dayandığını göstermektedir. Ancak, yakın zamanda yapılan araştırmalar ayçiçeğinin muhtemelen Meksika'nın kuzeyinden ve Kuzeybatı Amerika'dan gelmiş olabileceğini göstermektedir. Ayçiçeğinin Avrupa'ya nasıl getirildiği konusundaki görüşler farklıdır. Bazı otoriteler İspanyolların, bazıları ise İngiliz ve Fransızların dönüşlerinde getirdikleri bitkilerin tohumları olduğunu kabul eder.

Kuzey Amerika'nın keşfinden önce ayçiçeği bitkisinin ürünleri doğal bir yiyecek olarak kullanılıyordu. Birçok yerlinin ifadelerine göre bitkinin besin değeri biliniyordu, ancak tohumlarından nasıl yağ çıkarabileceklerini bilmiyorlardı. Otoritelerden öğrenildiğine göre bir grup yerli, ayçiçeğinin tabla ve köklerini tıbbi amaçlarla kullanıyor, tohumlarından nasıl yağ çıkarıldığını bilseler de bunu besin maddesi olarak değil, saçlarını ve derilerini yağlamak için kullanıyorlardı.

Kaynaklar, ayçiçeğinin 250 yıl öncesine kadar Avrupa'da süs bitkisi olarak ekildiğini göstermektedir. Ayçiçeği yağı, 1716 yılından önce endüstriyel amaçlar için hammadde kaynağı olarak boya sanayii ve tabaklamada kullanılmıştır. Patenti de İngiliz Bumyan’a aittir. Gerçekte ayçiçeği bitkisi, ancak 16. yüzyıl ortalarında Avrupa içlerine tanıtılabilmiştir. Diğer taraftan Rusya'da bir tarım ürünü olarak ekilebilmesi için iki buçuk yüzyıl geçmesi gerekmiştir. Bunu müteakip ayçiçeği tarımı Güneydoğu Avrupa'ya dek hızla yayılmış ve 20. yüzyılın ilk on yılına kadar ekiliş alanı olarak 1.000.000 hektar tarım altına alınmıştır.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ayçiçeğinin ekonomik önemi bütün dünyaca fark ve kabul edilmiştir. Bunun ardından yağ oranı yüksek, yemeklik kalitesi ve rafinerisi iyi, besleyici değeri olan kaliteli yağ için fiziksel ve kimyasal amaçlı çalışmalar yapılmıştır.

Toplam bitkisel yağ üretimi 1960 yılında 18.000.000 ton iken, 1979 yılında 29.900.000 tona çıkmıştır. Bu da %66 oranında bir yağ üretimi artışı demektir. Ancak bu zaman içerisinde hayvansal yağ üretimi artışı sadece %25 oranında yükselme göstermiştir.

Şu anda ayçiçeği yağı, dünyadaki bitkisel yağ üretiminin %16-18'ini karşılamaktadır. 1965'te ayçiçeği yağ üretimi, pamuk yağı üretimini, 1967 yılındaki yağ üretimiyle de yer fıstığı yağı üretimini geçmiştir. Bugün ayçiçeği, bitkisel yağ üretimi kaynağı bakımından soya fasulyesinden sonra dünyada ikinci sırada yer almaktadır.

Ülkemizde de ayçiçeği üretimi yaklaşık 50-60 yıldan beri yapılmakta olup, Bulgaristan göçmenleri tarafından getirilen ayçiçeği, özellikle Trakya bölgesindeki yağ ihtiyacını karşılamak amacıyla 1949-50 yıllarından sonra süratle yayılmaya başlamış ve belirli iniş çıkışlardan sonra ülkemiz 1980 yılı istatistiklerine göre dünya yağ üretiminde 5. sıraya yükselmiştir.

Ayçiçeğinin asıl ürünü yağdır. Ayçiçeğinden elde edilen yağ, sıvı yemeklik yağı olarak ve margarin yağı olarak büyük değer taşımaktadır. Ayrıca yağı çıkarıldıktan sonra geri kalan küspesi de ortalama %30-40 oranında protein içermesi nedeniyle çok değerli bir hayvan yemidir. Sapı selüloz sanayiinde, çiçeği tıpta, kabuğu ise boya sanayiinde kullanılmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi