Cumhuriyeti’nin ilanı, tarih sahnesine damga vurmuş bir dönüm noktasıdır. 29 Ekim 1923’te kurulan bu yeni devlet...
Cumhuriyeti’nin ilanı, tarih sahnesine damga vurmuş bir dönüm noktasıdır. 29 Ekim 1923’te kurulan bu yeni devlet; sadece coğrafi sınırlarını değil, aynı zamanda milletin kendine özgü değerlerini, inançlarını ve kimliğini temsil etmiştir. Cumhuriyet; Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sonucu olarak doğmuş ancak büyüsü, onun temsil ettiği değerlerin içinde yatmaktadır. Şüphesiz Nene Hatunların, Seyit Onbaşıların ve daha nice kahramanın kanlarıyla sulanmıştır bu topraklar.
Cumhuriyetin temel ilkesi, halk egemenliğine dayalı bir yönetim sistemidir. Bu, milletin iradesinin en üstün değer olduğunu kabul eder. Mustafa Kemal’in de dediği gibi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!”
Her 29 Ekim’de bu değerleri yüreğimizde taşıdığımızı yeniden hatırlarız. Cumhuriyet, bize “Ne mutlu Türk’üm diyene!” ilkesi ışığında birlikte yaşama arzusu aşılar. Bu büyük mirası korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin sorumluluğudur.
Türkçe ise cumhuriyetin dilidir. Atatürk’ün önderliğinde başlatılan dil reformları Türkçeyi zenginleştirip geliştirmiştir. Türkçe; milletin tarihini, kültürünü ve kimliğini ifade etmenin bir aracıdır. Ancak Türkçe yalnızca bir dil değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısıdır. Bu kültür taşıyıcısını korumak her bireyin aslî görevidir. Yoksa Peyami Safa’nın “Dilini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmiş demektir.” sözü kaçınılmaz olur.
Cumhuriyet ve Türkçe, milletimizin kimliğinin ta kendisidir. Bu değerleri yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak için el birliğiyle çalışmalıyız. Cumhuriyetimize ve dilimize sahip çıkmak, ortak bir amaca hizmet etmek demektir. Bu duygusal deneyim içinde cumhuriyetimizin 100. yılında birbirimize daha da kenetlenmeli, cumhuriyetin ve Türkçenin ışığında aydınlık bir geleceğe doğru ilerlemeliyiz.
Kırıkkale Atatürk Anadolu Lisesi 11-A