İşte İnsanlık bazen bu hallerde bitiyor farkında olamıyoruz.
Anlatacağım gerçek bir olay.
Okuyalım da belki ibret alırız.

Sükseli bir kadın gelir ve yaşlı teyzeye sorar:
'Sarımsakları ne kadara satıyorsunuz?'
Yaşlı satıcı cevaplar, 'destesi 12 lira hanımefendi.”
Kadın der ki“2 deste alacağım, 20 TL'ye verirsen alırım.”
Yaşlı satıcı şöyle der:
“İstediğiniz fiyattan alın,
çünkü henüz satış yapamadım ve bunları satmaya ihtiyacım var.”
Kadın sarımsakları 20 Lira'ya alır ve arabanın barajına koyar. Daha sonra da lüks arabasına binip arkadaşıyla lüks bir restorana girerler.
O ve arkadaşı güzel yemekler sipariş ettiler.
Birazını yediler ve çoğunu tabaklarında bıraktılar. Hesap istendi, hesap geldi 1750 TL.
Cüzdanından 2000 TL çıkaran kadın lüks restoran sahibine bahşiş olarak 'paranın üstü kalsın' der.

Bu yazıda kendini bulan, ya da bir tanıdığına benzeten yoktur aramızda, eminim :)

Şimdi SORALIM KENDİMİZE !
Neden muhtaç durumdakilere gücümüzü gösterme ihtiyacı duyarız?
Neden onlardan birini denk gelince üstten bakarız?
Neden başarılarınızın ölçeği sadece kariyerlerimiz, oturduğumuz semtler, takıldığımız mekanlar, giydiğimiz markalar, araçlarımız arması oluyor da, kalabalıkta mütevaziyMİŞ, gibi davranıp, ortamına göre de, yalnız iken kibirli davranıyoruz.
Ve neden ihtiyacı olmayanlara karşı hep cömert, ihtiyaç sahiplerine cimri davranırız?
İşte AHLAK-ERDEM-AKIL-MANTIK-İZAN-İNSANLIK burada başlıyor.
Aklını ve vicdanını kullanabiliyorsan ne mutlu sana.
Halbu ki üç günlük ömrümüze sığdıramadığınız nice mutlulukların çoğu BEDAVADIR.

Huzurlu günler dileğiyle...
Yusuf Aktaş