Dağında nefes alıp tozduğumuz,
Köyüm ben seni nasıl unuturum,
Çağında şehre seni yozduğumuz,
Köyüm ben seni nasıl unuturum,
Gençler mal güderdi hep şıh yolunda,
Kızlar su çekerdi helke kolunda,
Çok erken gittiler yetmiş yılında,
Şeref mehmet ben nasıl unuturum,
Şen konuşur hemde güler yüzlüydü,
Mertti çocuk yaşta açık sözlüydü,
Arkadaş canlısı kara gözlüydü,
Ali ben seni nasıl unuturum.
Güz gelince bağda duman tüterdi,
Köyümün havası suyu yeterdi,
Garip bülbül dertli dertli öterdi,
Çökö bağım ben nasıl unuturum.
Yağardı kar babam hemen kürerdi,
Binit yoktu herkes eşek sürerdi,
Acıkınca ninem ekmek dürerdi,
Yağlı dürüm ben nasıl unuturum.
Uzaktayım gözüm köyüm taşında,
Tarhana, omaçlı dürüm aşında,
Virane olmuş bir evin kaşında,
Selimi ben seni nasıl unuturum.