Vatan; her karış toprağı kanla yoğrulmuş, “kutsanmış” toprak parçası. Topraksa; bizlerin haysiyeti, şerefi, namusu… Bizler; tarih boyu, haysiyet ve şerefiyle yaşamış bir milletin çocuklarıyız. Hiçbir Müslüman Türk evlâdı, haysiyet ve şerefinin çiğnenmesine, namusunun ayaklar altına alınmasına –canı pahasına da olsa- asla müsaade etmez.. Şairin de ifade ettiği gibi; “Türk evlâdı odur ki yurdu olan toprağı/ Ana ırzı bilerek yâd (düşman) ayağı bastırmaz;/ Bir yabancı bayrağı/ Ezan sesi duyulan hiçbir yere astırmaz…” Sevgili okurlar!.. Yine bu günlerde içimiz kan ağlıyor. Genç genç fidanlar; Fatihler, Mehmetler, Nuriler, “Bir hilâl uğruna…” “…bu topraklar için toprağa düşmüş…” “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor…” Analar, bacılar saçın yolup; evlâtlar, babalar, gardaşlar… yâr ve “Yâren” ler ağlıyor!.. Kırıkkale, Elazığ, Kayseri yasta… Anadolu kan ağlıyor!.. Geride kalan yetim yavrular… Biri beş yaşında, diğeri ise daha henüz iki günlük… Ya üçüncüsü… Ah!.. Üçüncüsü, henüz doğmamış; anne karnında!.. Yürekler parçalıyor!.. Saygıdeğer okurlar!.. Geçtiğimiz günlerde Hakkâri, Çukurca’da insanlıktan nasibini almamış PKK’lı teröristlerce üç askerimizin haince şehit edilmesi, bütün yürekleri dağladı. Türkiye hep birlikte şehitlerine ağladı. Teröre bir kere, bir kere daha lânetler yağdı. Devlet erkânı, hainlerden mutlaka hesap sorulacağını ve şehitlerimizin kanlarının yerde kalmayacağını… belirtti!..
Aziz okurlar!.. Aslına bakarsanız biz bu sözleri, yirmi beş yıldır hep duyduk Artık bir daha, bir daha duymak istemiyoruz. Hesabın mutlaka sorulmasını, şehitlerimizin kanlarının yerde kalmamasını istiyoruz.
“Açılım… açılım” bahanesiyle, millî refleksimiz, kutsalımız olan, vatan, bayrak ve istiklâl marşımız gibi değerlerimizin hafife alınması, artık kanımıza dokunuyor. Bölücülerin, hainlerin artık dağlarda değil, şehirlerde, mecliste –özgürlük savaşçısı edasıyla- pervasızca cirit ve nutuk atması, -buna da fırsat ve imkân tanınması- yüreğimizi burkuyor. Bebek katili, bölücü başının ininden, uşaklarına günlük talimatlar yağdırmasına heyhat alıştık/alıştırıldık gayrı!..
Pek Saygıdeğer okurlar!.. Vatan savunmasında, “Allah yolunda öldürülenlere…” şehit muamelesi yapılacağını Yüce Kitabımızda Cenab-ı Allah, bize bildiriyor. Buna inancımız tam… “Şehitler ölmez…” Onlar, Allah indinde –peygamberlikten sonra- en yüce makama ulaşarak, cennetle mükâfatlandırılacaklar… Ne mutlu!..
Üzüldüğümüz; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır...” diyerek, daha ömürlerinin daha taze baharında, bizler adına toprağa düşen şehitlerimizin kanlarının yerde kalması!.. Geride kalan yakınlarının, sevenlerinin boynu bükük kalması… Bir taraftan şehit yakını olmanın onuru… Diğer yandan, hayatın acımasız gerçeği ile baş başa kalınması…
Evet, Sevgili Okurlar!... Şehitler ölmez, hey Hâk!.. Lâkin, onları sevenler; her gün, her saat ve her an, yaşarken ölmüyorlar mı sizce de!?..