Güya tanrı misafiriydim Kırıkkale özel yaşlı bakım kurumu'nda, ama bu aysbergin görünmeyen yüzüyle karşı karşıyaydık. Para uğruna yapılmayacak şey yoktu. Evet kurumda iki gün kalıp Ankara çubuk huzur evine nakil olacaktım. Bu hevesle kalktık ikinci güne. Sabah sekizde verilmesi gereken ilacımı saat 09.00 da kahvaltıdan az önce bir saat gecikmeli alıyordum. Ve hemşireye benim haftada iki saat beyin pilimim şarz edilmesi gerektiğini söylerken işin vehametini anlatıyordum.
Sıradan bir hemşire aklınca bana fırça atıyordu.
Neden geldiğin gün söylemedin diye. Söylesek ne değişecekti ki. Böylece ikinci günde avlu kapısına kadar vararak siz zorla beni alıkoyamazsınız diye feryadı figanlar etsem de imam bildiğini okuyordu. Kapılar cezaevi kapısı gibi kilitliydi. Gönüllü beni iki gün misafir edecek kurum resmen benim isteğim dışında alıkoyuyor özgürlüğüm kısıtlanıyordu. İki umudum vardı birincisi hemen jandarmayı arayıp birkaç kuruş para uğruna alıkoyanları şikayet edecektim yada şarj makinasının gerekliliğini anlatarak evde kalan makinayı alma bahanesi ile dışarı çıktığımda geri dönmeyecektim. Ne mümkün mahkum gibi çarşı elbiselerim saklanıyor tabir caizse o soğuk havada iç çamaşırlarımla gidiyorduk. Sanki bana yapışkan gibi yapışmıştılar. Hele biri vardı. Aynen
Gangasterlere benziyordu. Sarj aletini almaya eve geldiğimde o şahısta benimle birlikte eve dalıyordu. Bende hayır mı buraya kadar deyip teşekkür edereķ evden gitmesini söylüyordum. Fakat benim görevim seni kurumdan teslim aldım geri kuruma teslim etmek diyorlardı.
Yakın komşulara karşı dövüş kavga olmasın diye sesimi çıkarmadım. Belediyede işim olduğunu kısa süreceğini söyleyerek belediye binasına gönülsüz olarak gittik. Belediyede işimi hallettikten sonra ben artık gelmeyeceğimi ifade ettiğimde müdür beni seni tekrar götürmem için görevlendirdi. Eğer götürmezsem beni işten atarlar. Ekmeğim kesilir. Bana yalvarmaya başladı. Yalvarma değil ne yaparsan yap sizin kurumda beni zorla iki gün tuttunuz diyerek gitmeyeceğimi söyledim. Sanki satranç oynuyorduk. Hamle üstüne hamle yapıyorduk. O zaman sosyal hizmetler il müdürlüğüne gidelim. Ordaki yetkililere seni teslim edeyim bende kurtulayım dedi. Adama inandım adam ekmeğinden olmasın diye sosyal hizmetler il müdürlüğüne gittik.