Başbakan Referandum tartışmalarını 12 Eylül mağduriyetini giderme ve ülkücü tabandan oy çalmaya çalışma üzerine yoğunlaştırdı. Bu amaçla Ülkücü taban ile tavanın arasını açma politikası izlemeye başlamıştır. Ve bu çerçevede son Tiyatroyu mecliste oynayarak ağladı. Hem de otuz yıl önce Ülkü yoluna şehit verdiğimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okuyarak, ağlıyor ve ülkücülere “bakın sizin mağduriyetinizi ancak ben gideririm” demeye getiriyor. Siyaset öyle bir şey ki insanların inanmadığı şeyleri inanarak söylettiriyor. Ve en garibi inandırmaya çalışıyorlar. Bu zihniyet değimli idi bu hareket uğruna şehir düşenlere ve bu harekete “batıl” diyenler,”onlar şehit değil boşu boşuna öldü diyenler Başbakan, bugün yapmış olduğu açıklamalarla büyük bir gaflete düşmüştür, Utanmadan, oy için Ülkücülerin en derin yaraları ile oynuyor, fakat Ülküdaşlarım bu oyunlara gelmez. Kandan beslenen partiler diyerek DTP ile aynı kefeye koyan Başbakan oy avcılığı için adeta ülkücülere yalakalık yapmaktadır. Pehlivanoğlu ve arkadaşları “Kanımız aksa da zafer İslam’ındır”. Sözünü bile tamamlayamadan kör kurşuna hedef olurlarken, birileri bana dokunmayan komünizm bin yaşasın dedi. Birileri vatan için kendini feda ederken, birileri iktidara geldi. Başbakan, şehidimizin mektubunu istismar ederken, orda bile milliyetçiliğe tahammülü yok. İşte Başbakan, rahatsız eden ve şehidimizin mektubunda okumadığı bölüm.... 

“Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.” Ellerinden öpüyoruz Babam, Şehitlik yada gazilik diye yola çıktığımız bu kutlu yolda hepimiz Mustafa’yız Varlığımız Türk varlığına armağan olsun... Şimdi sormak lazım acaba mektubun tamamına ağlayabilir miydi? Daha birkaç gün önce AKP genel başkan yardımcısı ve azılı “Türk düşmanı” üstelik ne garip ki bu memlekette Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Hüseyin Çelik hilal bıyıklı özel harekatçılar için MHP militanı ifadesini kullanma küstahlığını gösterebilmişken, Bugün ülkü davasının aziz şehidi Pehlivanoğlu’nun mektubunu istismar için kullanmasına ne demeli bilmiyorum. Basına yansıyan haberlerde de gördük ki şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nun babası da oylarının “Hayır” olacağını bildirdi. Otuz yıl hiç hatırlanmayan şehidimizi siyasete alet etmek isteyenlere de güzel bir cevap oldu. 12 Eylül’den mağdur olan Ülkücüler, nemalanan CHP’liler olmuş yıllarca, şimdide bu alanı AKP görmüş ve nemalanma sırasının kendisine geldiğini düşünmektedir. “Bir tane sağdan bir tane soldan astık.” Diyen cuntanın lideri Kenan Evren’in kurbanı olan bu vatansever gençlerin haklarını savunacak olanlar söğüt gölgesinde top oynayanlar değildir. Hayır oyu, iktidara pervasızca ve şımarıkça yaptıkları icraatlar karşısında dur diyecek Hayır oyu, ülkücü şehitlerin hatırasına saygısızlık eden Başbakana ders olacak. Hayır oyu, teröriste aman vermeyen Özel harekatçılara hakarete ders olacak Hayır oyu, ruh sağlığı bozulanlara dur diyecek Hayır oyu, Milliyetçiliğe tahammülü olmayanlara dur diyecek, Hayır oyu, yapılan Anayasa değişikliğini halka anlatarak oy istemek yerine ülkücüleri birbirine düşürmek isteyenlere ders olacak. Hayır için Hayır’a destek için kapı kapı dolaşmak, ev ev gezmek niye hayır olduğunu çok iyi anlatmak zorundayız.