Nihayet 2023 yılına girdik. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu olsun. Aynı zamanda Lozan barış konferansın 100. Yılını da kutlayacağız.

 

Türk Devletinin tapusu niteliğinde olan Lozan Anlaşması ile ilgili epey zamandır bir tartışma sürüp gitmektedir. Güya “Lozan Antlaşması 100 yıl süreli yapılmıştır. Antlaşmaya ekli gizli maddelerde, Türkiye’nin madenlerini çıkarması yasaklandığı için biz bunlardan yararlanamıyoruz. Antlaşma 2023 yılında dolacak, dolayısıyla 2023’den itibaren madenlerimizi yer üstüne çıkarıp kullanarak hızla gelişmiş ülke olacağız”

 

Bir şehir efsanesi haline gelen Lozan’ın süresi Cimer’e bile sorulmuş Cimer Anlaşmanın gizli maddesi olmadığı gibi süresiz olduğunu da belirtmiştir. Hatta Meclis başkanı’da Lozan Barış anlaşmasının gizli maddelerinin olmadığını  açıklamak zorunda kaldı.

 

Anlaşmanın metnini baştan sona incelediğimizde Lozan Antlaşmasının süreli olmadığını, Türkiye’nin bor ve petrol başta olmak üzere yer altı zenginliklerinin çıkarılmasını engelleyici herhangi bir madde veya düzenleme içermediğini görmek mümkündür. Lozan Antlaşması’na ekli gizli maddeler veya antlaşma ekleri olup olmadığı konusunda bugüne kadar ortaya herhangi bir şey çıkmadı.

 

Türkiye’de bor, ham petrol ve doğal gazın bulunduğunu ve herhangi bir engelle karşılaşmaksızın çıkarılıp üretildiğini ve satıldığını biliyoruz. Acaba iddia edildiği gibi Lozan Antlaşmasına bağlı gizli maddeler veya eklerde doğal kaynaklarımızı aramamızı, bunlara ilişkin rezervleri saptamamızı engelleyen düzenlemeler var mıdır? Bu sorunun yanıtını vermek için var olup olmadığını veya var ise nerede olduğunu bilmediğimiz gizli düzenlemelere bakamayacağımıza göre elimizde sadece arama faaliyetlerine bakma seçeneği kalıyor.

 

Sokakda ki vatandaşa sorduğumuzda özellikle gençlerin büyük bir bölümü Lozan’dan bihaber, Lozan’ı duyanlarda hala gizli maddeden söz etmekteler. Hatta çok gizli onun için açıklanmadığını söyleyenler bile var. Bu bize gösteriyor ki yanlış bilgiyi düzeltmek neredeyse imkansıza yakın.

 

2018'de yapılan bir araştırmaya göre, antlaşmadaki maddeler nedeniyle Türkiye'nin madenlerini çıkarıp kullanamadığına, bu nedenle ekonomik olarak gelişemediğine inanların oranının yüzde 48 olduğunu göstermektedir. 

 

Oysaki hemen hemen her şehrimizde bir maden ocağı vardır aslında, biraz düşünseler bu bilginin ne kadar yanlış olduğunu anlayacaklar. Bu durum bize aynı zamanda cahilliğin ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir.

 

Lozan’ın gizli maddeleri olduğunu söyleyerek rant elde edenler ve onlara inanan bir grup olduğu sürece ne “Lozan’ın gizli maddeleri” nede “hezimet” tartışmaları bitmeyecektir.