Güya sadece Anayasa değişikliği olan Referandum nihayet bitti. Taraflar her ne kadar eşit oranda seçim propaganda dönemi yaşayamadı ise de haftalarca niye “evet” yada “hayır” olduğunu anlatmaya çalıştılar. AKP bunun sadece bir demokratikleşme hareketi olduğunu, siyasi partiler penceresinden bakılmaması üzerine siyaset yaptıysa da seçim biter bitmez bir Bakan çıkıp oyumuz % 45 demeye başladı bile. Hani bunun genel seçim ile parti ile alakası yoktu? Bizi mi kandırdınız? Referandum engelini geçildikten sonra şimdi üç aşamalı planını gerçekleştirmek amacıyla yeni oyunlar sahneye konulmaya başlandı. Sırada üç hedef var. 1. Referandumda ülkenin bölünmez bütünlüğü için set oluşturmak amacı ile “Hayır” diyen MHP’yi bitirmek, dokuz ay sonra olacak genel seçimlerde mümkünse meclis dışı bırakmak. 

 2. Başkanlık sistemini getirmek 3. Demokratik özerklik adı altında Kürt Federe bölgesini gerçekleştirmek. Referandum kampanyası süresinde MHP’yi bazıları yok saydı, bazıları her gün bir tane eski ülkücü adı altında birisini çıkarıp MHP tabanı arasında nifak sokmayı amaçlamışlar, kısmen de olsa bu hedeflerini gerçekleştirmişlerdir. Birinci hedefi gerçekleştirmek amacı ile hemen malum medya ki bunun başında cemaatçi Pravda faaliyetlerine başladı. İstedikleri iki partili mecliste bu milletin teminatı olan MHP ‘ye yer yok. Çığırtkanlığa hemen başladılar Referandum da MHP tabanı ile tavanının ters düşmüş gibi göstererek Milliyetçi cepheyi, ülkücüleri zaafa uğratarak partiyi baraj altına düşecek propagandası yapmaya başladılar. Bunun içinde öncelikli olarak bu hedeflerinin karşısında en büyük engel olarak gördükleri Sayın Devlet Bahçeli’yi MHP Genel Başkanlığından uzaklaştırmayı amaçlamaktadırlar. İç ve dış mihraklardan saldırıya uğrayan MHP, Türk milletinin sağduyusu ve feraseti ile dimdik ayakta duracak ve bu milletin varlığının teminatı olmaya devam edecektir. Yazımın devamında başkanlık sistemi ve Demokratik özerkliğin nasıl gerçekleştirilmeye çalışıldığını ve kötü sonuçlarından bahsedeceğim.