“Kimler Allah resulünü(sav) rüyasında görür bilir misin sen?” dedi etrafına kümelenmiş kadınlı erkekli can kulağı ile dinleyenlerinin arasından soruyu soran yaşı kırklara yeni gelmiş kadına bakarak.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) rüyamda gördüm. Bana bir ayakkabı verdi. Bunu giymemi söyledi. Ayakkabının aynını buldum aldım. Ama giyemiyorum efendimize saygısızlık olur diye ben ne yapayım diye sorumuştu kalabalığın içinden elini kaldırıp utangaç ve terbiyeli şekilde kafasını kaldırmadan.
“Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür. Çünkü şeytan benim şeklime giremez. “ ve “Beni rüyada gören, Cehenneme girmez.” Diye buyurmuş efendimiz.
Esasen cevap verirken muhatabına cevabı dinleyip anladığından emin olması içindi Ahmet’in bakışları da.
Yani ne soruyu soran ne cevabı verecek olan direk göz temasında bulunmamıştı.
İlgi ile dinlendiğini anlayan Ahmet “Resul-i erkemin kendisine teveccüh gösterdiğini veya bir şey öğrettiğini yahut namazında ona iktida ettiğini yani uyduğunu yahut Resulüllah(sav)'ın güzel bir şey yedirdiğini veya layık bir elbise giydirdiğini veya ona hayırlı dua ettiğini gören, iyiliği emreden ve kötülüğü nehyeden yani ret eden kişi olur. Rüyayı gören âlim ise, ilmi ile amel eder. Âbid yani itaat eden ise, feyze kavuşur. Günahkâr ise, tövbe eder, kâfir ise, hidayete erer.” Dediğinde yine istemsizce muhatabına bakmıştı.
Gözleri dolan ve verilen bu cevap ile kendini adeta uçar gibi hisseden Ayşe de daha fazla dayanamamış dinleyenlerin çoğu gibi gözyaşlarına boğulmuştu.
O andan itibaren Ayşe’ye herkesin bakış açısı değişmişti. Nihayetinde Peygamberi(Sav) rüyasında gören biri vardı aralarında. Sanki herkes ondan başkaca mucizelere de rastlayacağını umar oldu. Ama özellikle Ahmet her karşılaştıklarında neler olduğunu merak edip soruyordu.
Edep ve ahlak sahibi olduğu efendimizi rüyasında görmesinden belli olan genç kadın; Ahmet’in “neler oldu bugün yeşil kubbede ne yaşadın” veya “Beytullah’ta neler yaşadın” şeklindeki meraklı sorusuna utanarak cevap veriyordu.
Aslen bir ışık huzmesinin Medine yolunda parladığını görmesi, Kâbe etrafında tavaf yaparken Hacerülesfed üzerinde meleklere benzeyen varlıkları gördüğünü de öğrendiğinde iyice saygısı artmıştı.
Allah dostu olan bu genç kadının yaşadıkları tüm ekibe örnek olmuş, kamçılayıcı olmuş, teşvik edici olmuştu. Başta Ahmet olmak üzere herkes o rüyayı görmek için can verirdi. Ama herkese nasip olmuyordu işte.
Madem nasip olmuyor görmek o halde görenin duasında olmak için tüm ekip gibi Ahmet’te bu genç insan ile cennet kardeşi olmak için sözleşmişti.
Hele Ayşe edepli ve ahlaki tavırları ile tüm ekibe yardımcı olup, ihtiyar kadınların elinden tutup Kâbe’ye koşturdukça, Efendimizin dizinin dibinde namaz kılmaları için tüm kadınları toplayıp Mescidi Nebevi ’ye götürdükçe herkes tarafından sevilir oldu.
Aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen cennet kardeşi olduğu tüm ekibin Resulüllah(sav) gören kardeşimiz dediği Leyla özellikle Ahmet’in hacı kızı olmuştu. Her aradığında sorduğunda hele kızının eşini ve ailesini tanıdıkça daha bir değer vermiş ve kendisinden bir şey istemişti.
“Lütfen eğer efendimizi bir daha görürsen benden selam edip, benim için şefaat diler misin?”
RESULÜLLAH(SAV) AŞKI
Fatih ENSAR
Yorumlar