(TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2024 yılı sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi iken bunun 21 milyon 817 bin 61'ini çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun %51,3'ünü erkek çocuklar, %48,7'sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2024 yılında %25,5 oldu.
Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde, 2021 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,84 çocuk ile Fransa olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,13 çocuk ile Malta olduğu görüldü. Toplam doğurganlık hızı 2021 yılında binde 1,71 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 6. sırada yer aldı.
2022 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,79 çocuk ile Fransa olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,08 çocuk ile Malta olduğu görüldü. Toplam doğurganlık hızı 2022 yılında binde 1,63 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 5. sırada yer aldı.
Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2024 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması %17,8 oldu. AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, %23,0 ile İrlanda, %20,8 ile Fransa, %20,6 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, %14,7 ile Malta, %15,1 ile İtalya, %15,7 ile Portekiz oldu. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının %25,5 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.
Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2020 yılında 3,71 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 3,22 çocuk ile Şırnak, 2,88 çocuk ile Ağrı ve Siirt izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,29 çocuk ile Karabük oldu. Bu ili 1,31 çocuk ile Zonguldak ve Kütahya izledi.
Azalan genç nüfusa dikkatleri çeken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, Başbakanlığı döneminde; 2008 yılında ilk kez “en az üç çocuk” çağrısını yaptı ve bu çağrıyı her defasında yineleyerek; Ekonomide aslolan’ın insan olduğunu, sermaye ve emeğin insanın türevi olduğunu, İnsan varsa sermaye, emeğin, başarının var olduğunu, Güçlü ailenin, güçlü devlete giden yolların taşlarını döşediği sadece sosyolojik bir tespit değil tarihi bir hakikat olduğunu, Anadoludaki genç nüfusun azaldığına dikkat çekerek azalışın bir bekaa sorunu olduğu konusunda uyarılarda bulunmuştur.
Nüfusları yaşlanan ülkeler doğum oranını artırmak için neler yapıyor? Çin’in nüfusunun 62 yıldır ilk kez azaldığını açıklamasından kısa süre sonra, Japonya önceki Başbakanı Fumio Kişida da ülkesindeki düşük doğum oranlarının ve nüfusun yaşlanmasının “acil bir risk” teşkil ettiği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Japonya’da doğum oranının rekor seviyede azalmasının ardından yetkililer, halkı daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik ettiler. Bulgaristan’da ise süper enflasyon, kadın-erkek maaşları arasındaki uçurum gibi daha pek çok problem var.
Tam bu noktada; Cumhurbaşkanımız, KADEM Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) 5. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici bir geleceğin beklediğine dikkat çekerek, “Fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve hatta düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti bizim medeniyetimize ait değildir. Kadını ve erkeği karşı karşıya getiren anlayış asırlarca yönünü şaşırmış bir vaziyette insanlığa en karanlık deneyimleri yaşatan Batı'ya aittir.” Dedi.
İndependent’ın haberine göre; Beyaz Saray ülkenin doğum oranını nasıl artırmayı düşünüyor? Başlıklı yazısında; Trump yönetiminin ve Elon Musk gibi isimlerin uzun zamandır önceliği olan, azalan ABD doğum oranını artırmaya yönelik fikirler üzerinde çalıştığı bildiriliyor.
Neden Genç Nüfus; Nüfusun giderek daha yaşlı hale gelmesiyle küçülen bir nüfus, ekonomiyi canlandırmakta zorluk çekebilir. Ailenin ülkemizin geleceğinde daha çok pay sahibi olabilmesi için genç nüfusuna ihtiyacı vardır.