Geçtiğim haziran ayında Kore savaşı 74’üncü yıl dönümünde anıldı. Kore Engelli Gaziler ve Şehitler Derneği Başkanı Yoo Eul-sang, Kore Savaşı'na katılan Türk askerlerini rahmetle anarak, 74 yıl önce kendileri için Türk Askerinin yaptığı fedakarlıklar sayesinde ekonomik olarak ayakta durabildiklerini, Bugünkü gelişmelerinin Türkiye sayenizde olduğunu ifade ettiği basında yer aldı. Ülkesinde, Türk askerlerinin mezarlarının olmasının kendileri için büyük anlam taşıdığını, o mezarların tarihsel olarak Türk Askeri’nin kendileri için neler yaptığını hatırlattığını dile getiren Yoo, Kore Savaşı sonrası Türk askerlerinin kahramanlıklarını küçük yaşlardan itibaren duyduklarını, bu savaş sonrası Türk-Kore dostluğunun daha da arttığını söyledi.

Kuzey Kore'nin 25 Haziran 1950'de Güney Kore'yi işgal etmesiyle başlayıp 27 Temmuz 1953'te sona eren "Kore Savaşı", birçok barış girişimine rağmen barış anlaşması imzalanamadığı için teknik olarak devam ederken, barış anlaşması için bugüne kadar yapılan tüm girişimler sonuçsuz kalmıştır.

BM Güvenlik Konseyinin, BM güçlerini, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için Kore'ye göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı ve Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrindeki 1 inci Türk Tugayı, 12 Ekim 1950'de Pusan Limanı'na ulaştı. Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplam 4 tugayla katılan Türkiye, asker sayısı bakımından Kore Savaşı'na katılan 16 ülke arasında 4'üncü sırada yer aldı. Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, "en çok kayıp veren ülke" oldu. ABD'yi 1078 kayıpla İngiltere izlerken, Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre, cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra yaşamını yitiren ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı'nda 900'ü aşkın şehit vererek 3'üncü sırada yer aldı. Türk birlikleri ile Çin kuvvetleri arasında 25-27 Ocak 1951'de Kumyangjang-ni Muharebesi'nde, Türk birlikleri büyük başarı gösterdi. Türk birliği, Kumyangjang-ni'de, kendisinden üç misli kuvvetli düşmana karşı kazandı. Kumyangjang-ni Muharebesi'nde süngü hücumu yapıldı ve bu, tarihteki son süngü taarruzlarından biri olarak görülüyor.

Kore Savaşı'na katılan birlikler arasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu. O zaman açılan Ankara Okulu'nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını kan kardeşi olarak nitelendiriyor.

General Tahsin YAZICI, Kore’ye Komutan olarak atanmasını şu şekilde anlatıyordu hatıratında; Orgeneral Nuri YAMUT tarafından kabul edildim. Orgeneral, Kore’ye gidecek Tugay’a senin Kumanda etmeni düşündüm. Bir maniin varmı, yok mu? Diye sordu;  Bu soru karşısında, Herşeyden evvel bir asker olduğumu, Orgeneral’e hususi ve samimi bir hürmetle bağlı bulunduğumu, kendilerinin bir teveccüh  ve itimada dayanarak bu teklifi yaptığını, buna karşı vefa ve sadakat göstermek lüzumunu, birlik her ne kadar sefer için yoğurulup pişmemiş bir birlik ise de  Kore’ye harekata kadar geçecek zaman içinde  muhtaç olduğu kaynaşma ve ahengin, maddi ve manevi eğitimin, çeşitli çare ve vasıtalara başvurarak sağlanabileceğinin, milli hasletlerimizi, milletimizde komünizme karşı olan nefret ve  hırsın subay ve eratımızın ruhunda daime alevlenmeye hazır bir ateş gibi varlığını, millet ve memleketimizin duasına, Allahımızın yardımına güvenerek, Orgeneral’in teklifine şu cevabı verdim; Bir maniim yoktur. Beni itimadınıza layık gördüğünüz takdirde bu hizmet ve vazifeyi şeref sayar ve memnuniyetle kabul ediyorum. Başka sözüm yoktur. Dedikten sonra ayağa kalkarak Orgeneral ile kucaklaştık.

General Tahsin YAZICI;  İkinci Cihan Harbini meteakip, birçok memleketleri tahakküm altına aldıktan sonra da ihtiraslarını doyuramayan komünizm idarecileri Birleşmiş Milletler Cemiyet’nin zaaflarından, demokrasi idarecilerinin siyasi ve silahlı ihtilaflarından kaçınarak sulh ve sükuna fazla riayetkarlığından istifade ile kendi maksat ve ölçülerine uygun düşen memleketlerde satın aldıkları aktörleri kanlı oyunlarına vakfetmişler, bazılarında muvaffak olmuşlar, bazılarında olamamışlar, bir memlekette muvaffak olamayan oyunlarını başka bir memlekete nakletmişlerdir. İkinci Cihan Harbinden sonra kardeşi kardeşe musallat etmekle ihdas edilen Azerbaycan, Yunanistan, Çin, Çin Hindi kanlı faciaları kötü maksatlı idarecilerin kanlı eserleri olmuştur. O dram sahnelerinden biri de zavallı Kore olmuştur.  Aynı memleketin evlatlarından komünist buyruğuna sokulabilenler günahsız olan diğerlerine saldırtılmış, yeni bir dram yaratılmıştır.

            Başkan Truman’ın seri ve cesurane karar ve icratı, bunu Türkiye, İngiltere, Avustralya, Filipin hükümetlerinin, daha sonra diğer bazı hükümetlerin takip etmeleri Güney Kore’yi yeni bir esaretten kurtardı. Mütevazi, faziletkar, milliyetperver bir Türk kızı Nazife ARAL halen okunan Kore marşını bestelemiş ve  Kore savaşına katılan Birinci Türk Tugay Komutanlığına teslim etmiştir.

Kore Yolcularına Yazılmış Bir Şiir

Ey Kore Kahramanları!

Ey Yeleleri dikilmiş arslanlar

Sizlere Hem Millet, hem milletler yar ve ağyar

Hızlanın Kore topraklarında bekleyen

Garanti bir itibar, şanu şeref var

Ve bu ne Ruh, Bu ne Kan?

Bunu İman yapar, onlardan sizde fazlası var.

Türk olan kimden ve neden korkar,

Yürü Kızıllara göster kendini

Ölüm, şeref atbaşı koşar.

Yiğit tehlikelere, zaferlere koşar,

Her şey yaya kalır senin yanında,

Sana tek yoldaş, şanu ve şeref var.

General Douglas MacArthur Türk Birliğini teftişi sırasında yaptığı konuşmada; sizleri görmekten memnunum, Japonya’da siz Türklere  Brevest Of Braves (Kahramanlar Kahramanı)  diyorlar. Diyerek Türk Tugayına karşı yüksek iltifatta bulunmuştur.

General Tahsin TAZICI nın Türk Milletini temsil ederek Kore savaşlarında üstün bir Cesaret ve Feragat gösterdiğini hatıratlarından okudukça kalbimiz gururla doluyor. Bu Kahraman Türk Subayı’nın adının verildiği çocukluğumuzun geçtiği, asker mektuplarına adres olarak yazılan Gündoğdu Mahallesinde ki bu caddemize Tahsin Yazıcı’nın biyografisinin anlatıldığı resimli bir tabelasının yapılmasını Belediye Başkanı Sayın Ahmet ÖNAL’dan bekliyorum ki! kalbimiz gururla dolsun.