1944-2008 arası yapılan seçimleri inceleyen bir araştırmada, Batı Avrupa’da kurulan hükümetlerin %18,1’i seçim öncesi ilan edilen ittifaklar tarafından kurulan koalisyon hükümetleri iken, Orta ve Doğu Avrupa’da bu oran %45,1 seviyesinde. Bu sonuçları destekleyen bir diğer araştırma da seçim öncesi ittifakların yeni demokrasilerde daha çok görüldüğünü tespit ediyor. Ayrıca böylesi ittifakların seçime katılımı %1,5 oranında arttırdığını gösteren çalışmalar da mevcut.  

2012’de Meksika’da yapılan milletvekili seçimlerinde Kurumsal Devrimci Partisi (PRI) ile Ekolojist Yeşiller Partisi (PVEM) seçim bölgelerinin 3’te 2’sinde ortak aday göstererek seçim öncesi koalisyon kurdular; koalisyonun adı ise “Meksika için Taahhüt” olarak belirlendi. Bu seçimler üzerinde yapılan akademik bir çalışmaya göre iki partinin koalisyon kurmuş olması, daha büyük bir parti olan PRI’nin tek başına seçime girse alacağı sandalye sayısından daha az sandalye kazanmasına yol açmış durumda.

Ermenistan’da parlamento seçimleri Nisan 2017’de gerçekleşti. Bu seçimlerde parlamentoda bulunan 131 sandalyenin 69’unu Ermenistan Cumhuriyetçi Parti alırken, ikinci sırada Zengin Ermenistan, İş birliği Partisi ve Misyon Partisi’nin oluşturduğu “Tsarukyan İttifakı” geldi ve toplamda 33 sandalye kazandı

Malta’da Haziran 2017’de yapılan genel seçimlerde İşçi Partisi toplamda 37 sandalye kazanırken, “Forza Nazzjonali” adındaki Milliyetçi Parti (PN) ve Demokratik Party (PD) tarafından oluşturulan ittifak 30 sandalye ile ikinci sırada geldi.

Haziran 2017’de yapılan parlamento seçimlerinde başkan seçilen Macron’un partisi En Marche ile Demokratik Hareket Partisi (MoDem) ittifaka gidip, parlamentoda 350 sandalye ile çoğunluğu elde etmişlerdi. Bunun yanı sıra Sosyalist Parti (PS), Radikal Sol Parti (PRG) ve diğer sol grupların oluşturduğu ittifak da seçimlere katılıp, ikinci turda 44 sandalye kazandı. Bu ittifakın ilk turda kazandığı sandalye sayısı 1 idi. Benzer bir şekilde Cumhuriyetçiler (LR), Demokratlar ve Bağımsızlar Birliği (UDI), ve diğer sağ örgütlerin oluşturduğu ittifak da ilk turda 1 sandalye alırken, ikinci turda 135 sandalye kazandı.

Seçim öncesi koalisyonlar konusunda güncel bir örnek de Bulgaristan. Mart 2017’de meclis seçimlerini gerçekleştiren Bulgaristan’da 9 ayrı seçim öncesi ittifak grubu oluştu. Seçimde en çok sandalyeyi tek başına yarışan muhafazakâr GERB aldı; 240 milletvekilinin 95’i bu partiden çıktı. GERB’yi takip eden grup ise “Bulgaristan için BSP” adı altında ittifak kuran 6 parti oldu. Bu ittifakın büyük ortağı Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) idi, diğer üyeler de benzer ideolojik pozisyonda bulunan küçük partiler ve örgütlerdi. Bu ittifak seçimde 80 milletvekili kazandı.

Benzer bir şekilde Kosova’da 2017’de düzenlenen meclis seçimlerinde Kosova Demokratik Partisi (PDK), Kosova’nın Geleceği için İttifak (AAK) ve Kosova için Nisma partileri seçim öncesinde ittifaka gittiklerini açıkladılar. “PAN Koasliyonu” adını taşıyan koalisyonda bu partilerin dışında 9 parti daha bulunuyordu. Bu koalisyon 39 sandalye kazanırken, Kosova Demokratik Cemiyeti, Yeni Kosova İş Birliği ve Alternativa adlı partilerden oluşan “LAA Koalisyonu” da 29 sandalye kazandı.

2023’te Birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sonuçlandı. AK Parti ve MHP’nin ilan ettiği “Cumhur İttifakı”nın ardından, CHP, SP, İyi Parti ve DP de “Millet İttifakı” adını verdikleri seçim öncesi ittifakı duyurdular. Böylece 24 Haziran’da ilk turu yapılacak seçimlere 4 ittifak grubu, Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, Ata İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı, Memleket Partisi ve Sosyalist Güç Birliği katılmış oldu.  Seçim öncesi ittifaklar gerek resmi gerekse de iş birliği şeklinde yürütülebiliyor. Kimi örneklerde ittifaka giden partiler ortak aday listeleri oluştururken, başka örneklerde karşılıklı adayları destekleme gibi yöntemlere de başvurulabiliyor.

Gelelim Konumuza; Altılı Masa CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ve Gelecek Partisi tarafından ilk toplantısı 12 Şubat 2022'de yapılarak kurulmuş siyasi bir oluşumdur. Masa, ilk başta Millet İttifakı'ndan bağımsız bir oluşumdu. 26 Ocak 2023'te Altılı Masa yaptığı 11. toplantısı sonrası kendini ilk defa "Millet İttifakı" olarak tanımladı. 30 Ocak 2023 tarihinde Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni Ankara'da kamuoyuyla paylaştı. İYİ Parti, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeyerek 3 Mart 2023 tarihinde masadan ayrılma kararı alsa da, üç gün sonra geri döndü. Aynı gün, 6 Mart 2023 tarihinde, ittifakın ortak adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklandı.

Birçok kişi; 6’lı masa her ne kadar çok önemli ve tarihi bir görev üstleniyor şeklinde konuşsa da çok nedenden dolayı istenen ve beklenen heyecanı, ilgiyi yaratamadı, algıyı oluşturup yönetemedi. Nedenlerden biri de 6’lı masanın güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir söylemi, olmayan makama adaylık açıklamaları vatandaşa yönelik ciddi bir söylem üretilememesi, millet ile iletişim yöntemlerinin yeteri kadar karşılık bulamaması, tek ana ilkelerinin Cumhurbaşkanımızın değiştirilmesi, Erdoğan gitsin de gerisi önemli değil ilkesi, Kısacası Erdoğan gitsin için oy istenmesi Türk Milletinde karşılık bulmamıştır. Dahası, esas olarak birbiri ile ideolojik olarak uymayan ve rakip olan partilerin sadece ortak ‘öteki’ üzerinden bir masada toplanması ne kadar rasyonel bu da ayrı bir tartışma konusudur.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Altılı Masa için "Buradan bir şey çıkmaz. İranlıların güzel bir sözü var, "'Nişestend u goftend u ber-hâstend''. Oturdular, konuştular, dağıldılar..." ifadeleri akıllara geliyordu. Seçimlerden 6 ay sonra açıklanan ve ortaya çıkan gizli protokoller atamaların şekli gibi anlaşmalardan da anlıyoruz ki olası bir hükümette makamlar parsel parsel dağıtılmış, gizli protokol haberleri kamuoyunda bomba etkisi yaratmıştı.

                    Dış Basın 6’lı masa için ne dedi hatırlayalım! Reuters: Türkiye'de muhalefet ittifakı aday konusunda bölündü. Washington Post: Türk muhalefet bloğu ortak aday konusunda bölünme yaşadı. Financial Times: Türkiye'nin İYİ Parti'si Erdoğan'a seçimde meydan okumayı planlayan koalisyondan çıktı. Bloomberg: Erdoğan karşıtı ittifak liderlik kavgası nedeni ile çökmeye yakın. Al Jazeera: Türk muhalefeti bölündü!  Al-Monitor: Türkiye'de muhalefet ittifakı çatırdadı, Erdoğan'a meydan okuyacak aday üzerinde anlaşamadı.  Politico: Türkiye'de muhalefet Erdoğan'a karşı aday konusunda bölündü.

            2023 Türkiye Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde; Recep Tayyip ERDOĞAN; %49.52  27.133.837 oy, Kemal KILIÇDAROĞLU; %44.88 24.594.932 oy, Sinan OĞAN %5.17  2.831.208 oy, Muharrem İNCE, %0.43  236.097 oy alırken, Cumhur İttifakı; %49.50,  26.934.455 oy, 323 MV, Millet İttifakı; %35.04, 19.063.781 oy, 212 MV, Emek ve Özgürlük İttifakı %10.56,  5.744.004 oy, 65 MV,  Ata İttifakı %2.43 , 1.323.893 oy, 0 MV, Memleket Partisi  %0.92,  502.802 oy, 0 MV,  Sosyalist Güç Birliği İttifakı %0.29,  159.405 oy ve 0 MV olarak sonuçlanmıştır.

                    Tüm bunları anlatırken Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan The Newyorktimes gazetesinde yazar Pamela Paul  tarafından kaleme alınmış bir yazı dikkatimi çekti. “Masanın Altında Bomba var” başlıklı yazıda; Alfred Hitchcock, sinemadaki terörün doğasını masanın altındaki bombayla ilgili bir hikayeyle anlatıyordu. “İnsanlar bir masanın etrafında oturup beyzbol hakkında sıradan bir konuşma yaparken- bum! - bir bomba patlıyor ve anında herkesi öldürüyor. Seyirciyi bir anda şaşırttınız. Peki ya bombanın orada olduğu bize önceden gösterilirse, diye soruyordu Hitchcock.

                    Hitchcock, yönetmen arkadaşı François Truffaut'a şöyle açıkladı: "Bu koşullar altında aynı zararsız konuşma büyüleyici hale geliyor çünkü halk da bu sırra ortak oluyor." Herkes oturup sohbet ederken izleyici bağırmak istiyor: “Orada oturup beyzbol hakkında konuşmayın! Bir bomba var!” Hitchcock, "Sonuç olarak, mümkün olan her durumda halkın bilgilendirilmesi gerektiğidir" diye ekliyordu.                                    

                    Bu konuyu gündeme getiriyorum çünkü masanın altında bir bombanın, bir Beka tehdidi taşıdığını biliyor ve ortaya çıkacak  sakatlayıcı yıkım hakkında oldukça iyi bir fikre sahip oluyoruz. “Türkiye üzerinde bir gölge beliriyor"  Bir dönem Hükümet etmek istenebilir ama Genç olsun, yaşlı olsun herkes, bırakın bir devletin çıkarını, kendi çıkarına da olanını istemez. 

                    Sonuç; Doymak bilmez iştahı ile kısacık insan ömrüne sığdırılmaya çalışılan kişisel hırs ve çıkarların, zamanı geldiğinde sahibini de ortadan kaldıracak korkunç bir hastalık olduğunu hatırlatmakta fayda görürüm.