Evet; ABD’de çıkmış, popülist kültürün ürünü imiş, kapitalist dünya ticari kazanç için bu günleri icat ediyormuş, babamızı anmak için icat ettiği güne mi ihtiyacımız var. falan falan…bir kısım yine başlar bu tür üfürüklere. Sormak lazım acaba yıl içinde kaç defa babanızın elini öptünüz. Hadi cennet anaların ayakları altında diye öptüyseniz bile babaya yok bir şey. Ben babayım ve babam var. Şükür ki var. 14 yaşında hiçbir şey bilmediğini sandığım. 18 yaşında kendisinden uzaklaşmak istediğim. Otoritenin adı, annelerin yaptıramadığını yaptıran kişidir. Seven ama sevgisini gösteremeyendir. Hamidir. Güvendir, sırtını dayayabileceğin kişidir. Sünnetimizde yanımızda, mezuniyetimizde bizimle, düğünümüzde ilk oynayandır.
Ama 40 yaşında hala şefkatle bana uzun yıllar bakması için dua ettiğim
Babam var şükür.
Ve şimdi daha iyi anlayabiliyorum babamı çünkü hiç büyümeyen bir oğlum var…hala yürümeye başladığı gün kadar korumasız ve savunmasız gördüğüm bir oğlum var.
Oysa ki onun hiçbir şey bilmeyen bir babası var. Çünkü 14 yaşında.
Yaradan kendisine ibadetten sonra ana-babaya itaati emretmekte, onlara kötülük yapmak şöyle dursun öf bile dememizi yasaklamaktadır.
Resulullah Efendimiz ise şu uyarıyı yapmaktadır. “İhtiyarlığı anında annesi ile babasından birine yahut her ikisine yetişip de, onlar sebebiyle cennete girmeyenin burnu yerde sürtsün”
Dinimizde, tarihimizde, kültürümüzde hep aynı şeyi emrediyor. Kayıtsız şartsız itaat, babaya ataya.
Baba olmanın kolay, babalık yapmanın zor olduğu bir dünyada varlığımızın sebebi babalarımız hala varken kıymetini bilelim. Hiç unutmayalım ki giden geri gelmiyor ve değerlerini hayatta iken bilelim.
Babalar günümüz kutlu olsun…