Epeyce bir süredir köşe yazılarıma ara vermiş olsam da, yeniden yazmaya başlamak ve sizlerle bu platformda buluşmak benim için büyük bir heyecan. Bundan sonra elimden geldiğince yazılarımı belirli aralıklarla sürdüreceğimi de belirtmek isterim. Bugün ise bu dönüşü, Kırıkkalespor’un yeni sezondaki ilk maçıyla başlatmayı uygun gördüm.

Sezon yeni başladı, umutlar taze ve heyecan dorukta. Ancak zeminden bahsetmeden bu heyecanı paylaşmak haksızlık olur. Sahaya baktığımızda, bakımsız bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bu, sezon boyunca takımın performansını olumsuz etkileyebilecek önemli bir sorun. Zeminin bu hali, uzun vadede sakatlıklara ve oyun temposunun düşmesine neden olabilir. Her ne kadar ilk haftalar heyecan dolu olsa da, ilerleyen haftalarda bu durumun acısını çekmemiz işten bile değil.

Bununla birlikte, yönetim ve teknik kadro oldukça iddialı bir hazırlık dönemi geçirdi. Takımın yıllar sonra böylesine ciddi bir hazırlık sürecine girmesi, yeni sezon için umutları yeşertti. Sahada gördüğümüz tablo, sadece güçlü bir kadro değil; aynı zamanda tecrübeli bir teknik direktörün akıllı dokunuşlarıyla şekillenen bir takımın işaretiydi.

İlk rakibimiz Büyükçekmece Tepecik’ti. Grubun zayıf takımlarından biri olarak anılabilir, fakat hiçbir rakibi hafife almamak gerekir. Sonuçta her takım bu ligde profesyonel olarak mücadele ediyor ve herkes sahada varını yoğunu ortaya koyuyor. Büyükçekmece Tepecik, transfer döneminde yeterli hamleleri yapamamış, çalışmalarına geç başlamış olabilir. Bu, onların sezona zayıf bir başlangıç yapmasına neden olsa da, futbolda her an her şey değişebilir. Her maç yeni bir hikaye ve her rakip bir engel.

Futbol, sonuç odaklı bir oyun. Üç puan almak, her şeyin temelinde bu var. Ancak bizim için bu hafta yalnızca üç puan almakla kalmadık, aynı zamanda sahada güzel bir oyun sergiledik. Üç gol, üç puan, sezonun ilk maçı için harika bir başlangıç. Ancak bu sadece bir maç. Sezon uzun ve her hafta aynı konsantrasyonu korumak gerekiyor.

Takımın sahada gösterdiği performans kadar, yönetim kurulu da sahne arkasında büyük bir iş başarmış. Haftalardır izlemeyi sabırsızlıkla beklediğim Kırıkkalespor, nihayet sahaya çıktı ve gördüğüm kadarıyla yönetim, üzerine düşeni fazlasıyla yapmış. Kulübün maliyetini artırarak tecrübeli ve hedefe oynayan bir kadro oluşturmuşlar. Adnan Duman başkan ise bu sürecin her aşamasında maddi ve manevi desteklerini esirgememiş. Hiçbir ekonomik fedakarlıktan kaçınmamış, en iyiyi hedeflemiş bir yönetim anlayışını görmek gerçekten gurur verici. Bu da bize gösteriyor ki yönetim, yalnızca bir sezona değil, geleceğe yatırım yapıyor.

Futbolun hayatla nasıl iç içe geçtiğini düşündüğümüzde, aklıma hep şu gelir: “Hayat fena halde futbola benzer. Dört doğru pas seni gol pozisyonuna sokar.” Hayatta da futbolda olduğu gibi doğru hamleler, doğru stratejiler başarıyı getirir. Ama bu başarı sadece sahada olanların değil, aynı zamanda saha dışında olanların da ortak çabasıdır. İşte burada taraftarın rolü devreye giriyor. Spor seyircisiz olmaz; fakat taraftar başka bir şeydir. Seyirci bir güzelliği izlemeye gelir, ancak taraftar aşk için oradadır. Hava nasıl olursa olsun, maç nerede olursa olsun, taraftar oradadır. Bu sevgi kutsaldır; anlatılmaz, yaşanır.

Kırıkkalespor’un bu sezon sahada ve saha dışında kurumsal bir yapı içinde hareket ettiğini görmek de sevindirici. Maç öncesinde, sırasında ve sonrasında sosyal medya hesaplarını aktif şekilde kullanarak, taraftarı ve kamuoyunu sürekli bilgilendirdiler. Bu noktada Kadir Yahşi’nin katkıları da göz ardı edilemez. Kulübün bu profesyonel yaklaşımı, modern futbolun gerekliliklerinden biri ve doğru bir adım olarak görüyorum. Takımın saha dışında da başarıya ulaşması, güçlü bir yapının varlığını kanıtlıyor.

Futbol sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir tutku ve bir hayat felsefesi. Her sezon, beyaz bir sayfa açmak gibi. Kırıkkalespor için bu sezonun beyaz sayfası başarılarla dolu olabilir. Ancak bu yolda hep birlikte, yönetim, teknik ekip, futbolcular ve taraftar olarak ilerlemek zorundayız. Uzun bir sezon bizi bekliyor, ama bu başlangıç umut verici. Gol yollarında doğru pasları bulduğumuzda, başarı da kaçınılmaz olacaktır.

Sezonun başındaki olumlu tabloya rağmen, taraftarların dikkat çektiği bir konu da bilet fiyatları. Yönetimin bu sezon için hedefleri büyük olabilir, ancak taraftarın desteği olmadan bu hedeflere ulaşmak zor. Takımın gücünü arkasındaki destekten aldığı bir gerçek. Ancak, bilet fiyatlarının yüksekliği, bu desteği sınırlayabilir. Taraftar, fedakarlık yaparak her şartta takımın yanında olmaya çalışıyor, fakat maliyetlerin artması, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde bazı taraftarlar için ciddi bir engel oluşturabilir.

Yönetimin bu durumu dikkate alarak bilet fiyatlarını tekrar gözden geçirmesi, hem tribünlerin doluluğu açısından hem de takım ile taraftar arasındaki bağın güçlenmesi adına önemli bir adım olacaktır. Futbolun ruhu taraftarda saklıdır ve onların desteği olmadan, en güçlü kadrolar bile eksik kalır. Taraftarın sahadaki yerini alması, takımın itici gücü olmaya devam etmesi için bu konuda adım atılması şart gibi görünüyor.