Türk tarihini inceleyen, anlatan Türk yurdunu ve Türklerin eski dönemlerindeki yaşayışlarını en iyi şekilde yorumlayan büyük fikir adamı ve Türk Milliyetçisi Hüseyin Nihal Atsız; 12 Ocak 1905’te İstanbul’da Kadıköy’de doğdu. Askeri Okulun 3.sınıfında iken, Arap asıllı bir subaya selam vermeyi reddettiği için okuldan çıkarıldı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne yazıldı. Bu fakülteden 1930 yılında mezun oldu. Atsız şairdi, roman yazarı idi, tarihçi, edebiyatçı ve eğitimci idi. En belirgin yanı ise yurdumuzdaki Türkçülük akımının karşılık beklemeyen bayraktarı idi. Atsız’dan etkilenmeyen Türk milliyetçisi yok gibidir. Bu camianın milliyetçiliğinde muhakkak Atsız’ın da çorbada tuzu vardır. Milli hassasiyetlerimizi rahatsız eden ve Türk Milliyetçiliği karşıtı uygulamaların, daima karşısında olmuş ve gerektiğinde en büyük tepkiyi göstermeyi bilmiştir. 1931 yılında “Atsız Mecmua”yı çıkararak yazı hayatına başlamış ve Edirne’de öğretmen iken “Orhun Dergisi”ni sunarak Türk Milliyetçilerinin en cesur sözcüsü olmuş ve toplumumuzda büyük etki ve yankı yapmıştır. Her iki dergi de Türkçülük ülküsünü güçlendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla çıkarılmıştı. 

Ancak dil, edebiyat, tarih, halkbilim, yazım konularındaki yazılar ve şiirler de bu dergilerde yer alıyordu. Orhun’un 9.sayısındaki, resmi tarih tezini eleştiren bir yazı sebebiyle dergi kapatıldı. Devlet görevinden uzaklaştırılmış olduğu dönemde dönemin sol düşüncesine karşı şiddetli bir fikir mücadelesine girişti. Tanrıdağ, Çınaraltı gibi milliyetçi dergilerde yazılar yazdı. 1943’te Orhun’u yeniden yayımladı. Bu derginin 15-16. sayılarında dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na hitaben yayımladığı açık mektuplarda, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in istifasını istedi. 1944 yılındaki Türkçü-Turancılar Davası’nda Türk Milliyetçilerinin hassasiyet gösterdikleri konuların cesaretle savunulmasını sağlamıştır. Hocamızın tarih ve edebiyat araştırmalarını da sıralarsak, “Türk Edebiyat Tarihi”, “Türk Tarihi Üzerinde Toplanmalar”, “Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi”, iki cilt olan “Aşıkpaşaoğlu Tarihi”, “Becelül-Tevarih”, “Türk Tarihinde Takvimler” iki cilt olan “Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler”, “Dasitan ve Tevarih-i Mülük-i Ali Osman”, “Tevarihi Cedid-i Mirat-i Cihan” ve bitirdiği fakat basılmayan son eseri “Türk Tarihi” kitapları ile de büyük bir tarihçi olduğunu görüyoruz. Türkçülüğün öncülerinden olan Nihâl Atsız, aynı zamanda güçlü bir Türkolog olarak kabul edilir. Türk dilini, tarihini ve edebiyatını gayet iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmanlaşmıştı. Her Türk gencinin okuması gereken eserler olan Bozkurtların Ölümü ve “Bozkurtlar Diriliyor” ile Göktürkleri romanlaştırmıştır. Deli Kurt adlı romanı Osmanlı tarihinin ilk devrelerinin romanlaştırılmış şeklidir. Ruh Adam 'daki Selim Pusat'ın şahsiyetinde Atsız'ı görürüz. Türk Ansiklopedisi’nde kırk önemli madde ve konuyu işleyerek katkıda bulunmuştur. Şiirlerini “Türk Ülküsü” ve “Yolların Sonu” adlı eserlerinde toplamıştır. Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir. ilkesi ile hareket eden büyük Türkçü H. Nihal Atsız’ın bugün sonsuzluğa yürüdüğünün otuz beşinci yılıdır. Türkçülük Ülküsü’nün yılmaz savunucusu ünlü Türkolog, Türk milliyetçiliğini tutuşturan ve mücadele bayrağımızı açan, cesur insan Atsız Hocamızı rahmet minnet ve şükranla anıyoruz…