Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ 3 Mayıs, Türk milliyetçilerinin, Türk Milletinin varlık davası için çektikleri ızdırabın, elemin, gözyaşının ifadesidir. diyerek bu günün önemini çok açık bir şekilde ifade etmiştir. 1944 olayları Anadolu’yu Türksüzleştirmenin ilk adımı değildir. Sevr ile gerçekleştirmeye çalıştıkları “Şark Sorunu” meselesini dünyada bir örneği daha olmayan Milli mücadele ile çözen Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra İkinci Türksüzleştirme politikası ile Türk Milliyetçiliği yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelmişse de Türklük dünyasının düşmanlarının umduğu gibi gerçekleşmemiştir. Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir; Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir. Diyen üstat Atsız bu mücadeleye başlarken kahraman olmak için değil, hissettiğini gerçekleştirmek için mücadeleye girmiş ve Türk Milletinin gönlünde o ve arkadaşları kahraman olmuştur. 

 Bu gün ise Türk Milleti bir yandan dışarıdan kuşatılmış öte yandan içerden manevi olarak çökertmek isteyen güç odaklarına karşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını bozdurmamak için inançlarımıza, dilimize, tarihimize, kültürümüze sanatımıza karşı yapılan saldırıları engelleyerek yeniden ayağa kalkışımızı sağlamak lazımdır. Dünyada milliyetçilik güçlenirken ve devletlerin politikalarının asıl unsuru haline gelirken ülkemizde milliyetçiliğin güya devleti bölmeye yönelik bir faaliyetmiş gibi göstermekteler. Ve bugün Türküm demekten çekinir hale getirmeye çalışmaktadırlar. Türk Milliyetçileri AB’nin, ABD’nin, sözde kanat liderlerinin, dil, din, bayrak, vatan, şehadet kavramlarını sadece hamaset için kullanan tüm egemen güçlerin dayattığı ezberleri bu milletin hafızasından silecektir. 3 Mayıs 1944′te ülkü devlerinin birer birer tabutluklarda işkence yapılışının 66. senesinde, Türklük bayrağını dalgalandırmayı şeref bilmiş ülkü devleri, başta Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş, daha birçok Türk milliyetçisini biz Türk gençliğine ve kutlu ülküde topladıkları için rahmet ve minnetle anıyoruz. Muhtaç olduğunuz kudret , damarlarınızda ki asil kanda mevcuttur.”diyen Atatürk’ten sonra söndürülen Türklük ateşini fikri manada yeniden alevlendiren Atsız’a selam olsun, bu ateşi söndürmeden siyasete taşıyan Başbuğ Türkeş’e selam olsun. Bugün Türküm demenin adeta suç sayıldığı bir ortamda Türküm diyen, Türklüğü’nden gurur duyan, Ne Mutlu Türküm demekten çekinmeyen Türk Milliyetçilerinin, Türkçüler günü kutlu olsun.