Seçimin meşalesi yakıldığı günden itibaren zaman daraldıkça hem seçmenlerde, hem de aday adaylarında heyecan giderek tırmanmaya başladı.

  Halkın belli bir kesiminin kafasında sabitleşmiş fikirler olsa da hâlâ git-gel yaşayanların sayısı da bir hayli fazla.

  Yapılmış olan ve yapılmayan, projesi açıklanıp muallakta kalıp yapılamayan icraatlar neticesinde kafasında düşünce terazisi oluşturup, mührü havada kalmış ve parti amblemlerine bakan azımsanamayacak sayıda seçmenin olduğu söylemek mümkün.

 Parti genel merkezleri, aday adayları için temayül yoklamaları yapmalarına ramak kalmış durumda. Peki ya vatandaşın temayül yoklamaları ne alemde!?...

 Kimler kimlere, nelere itimat ediyor?

 Ne hususlarda sıkıntılar var?

 İşçisi, memuru, emeklisi, öğrencisi, köylüsü, esnafı ne istiyor? Beklentiler neler?

Ne derecede halk yoklaması yapılıyor?

 Anketler her seçimde olduğu jibş yine belli oranlarda rakamlar veriyor ama neye göre?

  Hangi zaman ve ne şartlarda yapılıyor? Çünkü son yapılan bir kaç seçimde sonuçları tutturmak bir yana, neredeyse ters köşe oluyorlar.

Yani artık seçim sonuçlarını tutturamayan şirketler de kendilerini şöyle bi gözden geçirmeli bence.

 *  *  *

  Geçen gün bir alış-veriş merkezinde iki kişi, olağanca hiddetli bir şeklide siyasi tartışma halindeydiler. Öyle kaptırmışlardıki kendilerini, bir metre önlerinde olduğum halde beni farkedecek durumda değillerdi. Münakaşeye ister istemez kulak misafiri oldum. Biri diğerinin oy verdiği partinin yaptıklarından dolayı ülkeyi kaosa sürüklendiğini iddia edip ihanetle suçluyor, diğeri de onun desteklediği partisinin ülkeyi kaosa sürüklediğini iddia edip ihanetle suçluyor. Yani ikisi de birbirine vatan haini ithamında bulunuyor.

Ne kadar kolay değil mi ihanet sözcüğü!?

 Oysa ki milliyetçilik şuuru Türk toplumunun benliğine öyle yerleşmiştir ki, vatan namustur, şereftir, onurdur. İnsanın boynundaki en değerli mücevheridir. İhanet kırmızı çizgidir. Namusunun yitirilmesi demektir.

  İnsanların siyasi tercihlerinden dolayı vatan hainliği ile suçlamanın yanlışlığından defalarca bahsetsek de beyhude. Bu nahoş yakıştırma, herkesin diline dolanmış bağlama edatı gibi olmuş adeta...

Çok üzücü....

    Bu tartışma esnasında iki tarafın da ortak bahsettiği husus ülkenin sürüklenmiş olduğunu iddia ettiği KAOS ortamıydı

   Ülke içerisinde ve ülke dışında bulunduğu gündem itibariyle kuşkulanılacak durum idi.

 Ekonomide, eğitimde, sağlıkta gelinen nokta. Ortadoğu keşmekeşliğinin ortasında kalmış ülkemizde nasıl bir yol haritası izleneceği endişesi var halkta.

  Şimdi ilerleyen bu süreçte, insanların akıllarındaki soruları yanıtlamak ve yüreğine su serpmek için siyasilerin birbirlerine hamaset yapmak yerine, halkın neye ihtiyaç duyduğuna yönelmesi gerekmektedir.

    Özellikle yerel seçimlerde siyasi partiler bir yana biraz da şahısların ön plana çıkması gerekir.

    Yıllarca şehrinin havasını solumuş, yaşadığı şehrin sıkıntılarıyla yüzleşmiş ve gerçek sorunlarını bilip çözüm üretebilecek kişilerin aday gösterilmeleri en doğru tercih olacaktır diye düşünüyorum .

 Bu koşullarda henüz zihni netlik kazanamayan vatandaş  "OY"  mu vermeli, yoksa siyasiler "OY" mu alabilmeli?!

  Siyasi partiler bir de halkın temayülüne kulak verseler hiç de fena olmaz.

Sağlıcakla kalın...

********

BİLGİLENDİRME

15 Aralık 2023 tarihinde "SON KIRLANGIÇLARLA GİTMİŞTİN OKTAY ABİ" başlıklı köşe yazımda Kale Haber Gazetesi imtiyaz sahibi olarak İsmail Çakmak yazmam gerekirken sehven Ercihan Çakmak olarak yazmışım.

Bu hatamdan dolayı özür diliyor, göstermiş olduğunuz anlayışınızdan dolayı teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kalın...