İktidar Partisi muhalefette iken asgari ücret 500 lira yapacağını söylemişlerdi çok şükür sekiz yıl sonra dediğini yaptı. Artık insanlarımız fakirlik değil, açlık değil ölüm sınırında yaşamaktalar ama sesleri çıkmaz bir toplum haline geldik. Çeşitli kurumların her ay yayınladıkları açlık ve yoksulluk sınırıyla verilere baktığımızda, açlık sınırının ortalama 500 milyon, yoksulluk sınırının ise 1.5 milyarlar seviyesinde olduğu görülmektedir. Şükürcü bir toplum olduğumuz için açlık sınırının altında aldığımız maaşa karşı sesimizi çıkarmıyor ve buna hamd ediyoruz. Çünkü bu memlekette asgari ücretli bir işi bile bulamayan milyonlarca insan var. Bundan sekiz yıl önce iktidara gelen hükümetin en önemli vaatlerinden biride hiç şüphesiz işsizliği önlemek idi. Herkese iş, aş sloganı ile hareket edenler eleştirildiği zaman da biz zaten biliyoruz demeleri acaba aymazlık mı yoksa ciddiyetsizlik mi? Çaresizliğin verdiği bir hezeyan mı? 

Bilinmez doğrusu. 2002 yılında 10.3 olan işsizlik oranı bu yıl itibari ile 14.6 ile tırmanışını sürdürerek 3 milyon 591 bin kişiye ulaşmıştır. Bu işsizlik belasından en fazla etkilenen şehirlerden biride Kırıkkale olmuştur. Türkiye ortalamasının üzerine çıkarak 19.3 olmuş genç nüfusun çok fazla olduğu şehrimiz her geçen gün göç vermekte. Buna rağmen oran bir türlü düşmemektedir. Sabah evden işine giderken akşam eve ekmek getiremeyecek kadar parası olmayan baba’nın durumunu düşünebiliyor musunuz. Parası olmadığı için akşam eli boş dönen baba aslında işsiz değil çalışıyor fakat aylardır maaş alamıyor. Evet kimlerden bahsettiğimi anladınız Bütün Türkiye’nin ortak derdi olan Belediye çalışanlarının derdi.Türkiye genelinde faaliyet gösteren 3 bin 227 belediyelerden büyük bir bölümü iflas etmiş durumda. Kaynak yetersizliği nedeniyle borç batağında bulunan belediyeler, öncelikle personel maaşlarında kesintiye gidiyor. Özellikle Kırıkkale Belediyesi ve ne hikmetse hep iktidar partisinin belediyeleri emeği ile ekmeğini kazanmaya çalışan işçi kardeşlerimizin alnının terini haklarını vermemekte direniyorlar. Belediyede yapılan hizmetleri lüzumsuz görmüyoruz ama en önemli harcamanın işçi maaşları olmalıdır. Sadece emeğinin karşılığı olarak bakmamak lazım, çocuklarının boğazından geçecek ekmek bunlar, çocukların ekmeğini kesenin ekmeği kesilir. Sadece Kırıkkale Merkez Belediyesi değil özellikle İktidar partisinin Belediyeleri işçisinin maaşlarını ödememekte ısrar ediyorlar. Maaşların öden(e)memesine bir çok mazeret bulunabilir fakat İcra mercii mazeret değil icraat merciidir. Bu tabiî ki var da vermiyorlar anlamında değil ama dediğimiz gibi iktidarsanız muktedir olunuz. Ey halkım manzara-i Umumi budur. Bir yanda işsiz, bir yanda işi var fakat açlık sınırının altında bir maaşa talim ediyor. Hele bir grup daha var ki çalışıp ta aylardır maaş alamıyorlar. İşim yok açım, İşim var açım, İşim ver maaş alamıyorum açım. Ne diyelim, Neye şükredelim, Nasıl edelim bilemedik….