Yerleşik hayata geçtiğimiz dönemlerden bu güne yaşadığımız bölgelerde şehirler kurmuş bir yandan da daima batıya doğru hareket ederek Anadolu’ya geldik. Anadolu’ya girdiğimiz Erzurum’dan tutunda Edirne’ye kadar kurduğumuz bütün şehirlere yaşantımızı, ihtiyaçlarımızı, hayallerimizi yani kültürümüzü yaşadığımız şehirlerde ortaya koymuşuz. Biz Anadolu’ya gelmeden öncede Anadolu medeniyetlerin beşiği idi. Büyük medeniyetler yaşamış ve bizde bu kültürler üzerine bazen etkileyerek bazen de etkilenerek kültürümüzü inşa ettik. Anadolu’da hal böyle iken yaşadığımız şehir için aynı şeyleri söyleyemeyeceğiz. Çünkü Kırıkkale bir Cumhuriyet şehri ve ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılında Silah Fabrikalarını kurması ile ortaya çıkan bir şehirdir. Bu sebeple kültürel mirasımızın özellikle Mimari alanda kültürel mirasımızın olmaması gayet doğal. Fakat olanı da yıkmaya ve yok etmeye devam ediyoruz. Aklıma ilk gelen Mimari miraslarımız MKE Lojmanları ( elli yıl önce modern şehirciliğin en güzel örnekleri idi.) eski MKE Hastanesi, yine yanındaki eski hatta ilk Yüksek okul binası, yine şimdiki İl Milli Eğitim binası, Gürler İlköğretim Okulu, Tren Garı, Kültür Merkezi gibi, gördüğünüz gibi saydıklarımız iki elin parmakları kadar bile değil ve bunları da meydanı genişletelim, çirkin görünüyor, metruk bina, balicilerin mekanı gibi sebeplerle ortadan kaldırırsak bu kökümüzle bağımızı kesmek demek değilmidir?
Bu binalar Kırıkkale durdukça hayatta kalmalı ve şehir eskir iken ona hayat veren bu yapılarda şehri daha taze imiş gibi canlı ve neşeli tutacaktır. Örneğin bu binalardan birini Şehir müzesi yapabiliriz. Kırıkkale’nin bir şehir müzesi olmaması trajikomik bir durumdur.
Şehrin kültür ve Turizm müdürleri, şehrin idarecileri ne iş yaparlar anlaşılmaz doğrusu.
Köylerden, Ören yerlerinden, İlçelerden toplayacağımız bölgemizin ilkçağdan, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemine ait eserler ve en önemlisi şehrimizin kuruluş sebebi olan MKE’ye ait eserler eski silahlar Tüpraş’a ait eserlerin yanında Kırıkkale’nin sosyal yaşantısını ortaya koyacak malzemeler çok rahat büyükçe bir binayı doldurabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak madem ki biz atasını, milletini, dinini seven bir gençlik istiyor isek önce topraklarını sevdireceğiz. Kırıkkale bir Cumhuriyet şehri ise binalarımız yıkılarak kökümüzün kesilmesini istemediğimiz gibi Cumhuriyetin ve bu toprakların tarihini bir müzede genç kuşaklara aktarabiliriz.