Geçen haftaya kadar belki de vatandaşlarımızın büyük bir bölümünün haberinin olmadığı Dersim Olaylarının nasıl gerçekleştiğinden hiç bahsetmeyeceğim. Televizyonda tartışma programları ve gazeteler yeterince, ayrıntıları ile anlattıklarını düşünüyorum. Yanlı yansız, hain, satılmış, devlet ve millet düşmanları gerekenleri söylediler zaten. Hiç umulmadık bir anda hükümet Dersim isyanını diline doladı. Ve kimsenin beklemediği bir anda kıskıvrak özür diledi. Bu mevzu niye açıldı? Niye özür dilendi? Kim istedi özür dilemesini anlayamadık. Şimdilerde AKP’li bir vekil bu durumdan istifade ederek içindeki bütün pisliği kusmaya başladı. Akıldan, izandan uzak teklifler getirmeye başladı. Önce Sabiha Gökçen’in adının İstanbul havalimanından kaldırılması, arkasından Cumhuriyet’in kurucularına dil uzatmaya başladı. Milli Mücadele’de dağlarda Kuvay-ı Milliyeci, sonra ilk mecliste vekil, Başbakan, Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Celal Bayar’ın kendileri için bir şey ifade etmediğini söylemeyerek, Onun da adının kaldırılmasını istiyor zevat. Haklılar tabiî ki bu isimler sadece vatanseverler için bir şeyler ifade ediyor. Şimdide Kurtuluş Savaşı’nın simge ismi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve en uzun süreli Genel Kurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak’a dil uzatmaya başladılar. Bu talepler aslında meselenin Dersim değil, sorunun Atatürk, yakın arkadaşları ve Cumhuriyet düşmanlığı olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Seçmene mesaj adına, CHP’yi yıpratmak amacıyla yapılan siyası çıkış, cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile oynamaktadır. Tarihi olayları tarihçilere bırakalım derken Dersimde çok acele davranıldı. Olaylar araştırılsın beklide özür dilenecek bir şey yoktur. 

Devlet ve Yöneticileri bu kadar çabuk özür dilememelidirler. Dersim’de insanlar durduk yere öldürülmemiştir. Bu bir isyandır. Karakol basılmış onlarca asker şehit edilmiş, paraları bile gasp edilmiştir. Bu günkü PKK neyse o günkü Dersim’de o idi. Abdullah Öcalan neyse Seyyid Rıza, Şeyh Sait’de odur. Seyyid Rıza’dan özür dileniyorsa sıra diğerlerine mi getirilmek isteniyor? Şimdilerde bazıları da Seyyid Rıza’nın kendi halinde bir din adamı olduğunu iddia ederek onu aklamaya çalışmaktadırlar. Oysaki İngilizlere mektup yazarak Kürdistan Devletinin kurulmasını isteyen o değil midir? Sadece Türkiye’de değil, devletler tarihinde bu gayet doğaldır. İsyan edenler “tenkil” “tedip” edilir, hatta öldürülebilirde. Herkes meseleyi kendi tarafından bakmaktadır. Bazı İslamcı yazarlarda fırsattan yararlanarak Alevilere mesaj vermeye başladılar. Yıllardır oy verdiğiniz CHP zihniyeti sizi katletti. Cemevlerinizi kapattılar, propagandası ile Alevi kardeşlerimizi ve onların siyasi görüşlerini kullanmaya çalışmaktadırlar.Alevilerin niye CHP’ye oy verirler. O da ayrı bir tartışma konusudur da. Özürler tazminat davalarını getirecektir. Özürler, Ermenileri sözde soykırım konusunda umutlandıracaktır. Birileri Kürt isyancıdan özür dileyen Devletin, Ermeni isyancıdan da özür dilemeli, anlayışını ortaya koyacaklar. Görüldüğü gibi bir özür nerelere kadir olmuş, herkes içindekileri dökmüş, daha da gelecekte neler getireceği belli değildir.