Başbakan Kore’ye giderken uçakta dizinin dibinde oturan gazetecilere Türkiye’de tartışılsın diye bir bomba bıraktı. Kendisi yokken vatandaş yokluğu, işsizliği, terörü, şehitleri konuşmasın. diye attı yine ortaya bir fikir ve malum medya aracılığı ile tartışmaya başladık. Üniversiteler için Merkezi seçme sınavını kaldırmayı, Dershanelerin kapatılacağını yada özel okullara dönüştürülmesi gerektiğini söylüyor. İnsanların en son kuruşunu da dershanelere vermelerini önleyeceğiz diyor. Demek ki insanların cebinde para kalmadığını o da biliyor ve kabul ediyor. Birkaç büyük dershane sahipleri ile görüştüm diyor. Başbakan acaba hangi gruplarla görüşmüş bilmiyoruz. Hangi gruplarla ters düşmüş bilmiyoruz. Küçük dershanelerin durumu ne olacak bilmiyoruz. Öncelikle bu kadar fazla adayın olduğu bir Türkiye’de sınav haricinde nasıl bir sistemle öğrenci alacaksınız. Mesela Türkiye’de Tıp Fakültesine beş bin kişi alınırken 100 bin kişi müracaat ediyorsa siz nasıl seçeceksiniz. Önce buna bir çözüm bulmak gerek. Dershaneler kapatılabilir. Devlet krediler verir, özel okullaşmalar gerçekleşir, özel okullara gidecek öğrencilere destek verir. Yani alt yapısı hazırlarsınız, yerine daha iyi bir sistem getirirsiniz olur. Başbakan bu açıklamayı yapar yapmaz, CHP de atladı bizim seçim vaatlerimizden çaldılar diye. Demek ki siyasi rant için her şey yapılabilir. Vatandaş işin nereye varacağını bilmeden Dershanelerin kapanacağına seviniyor.
Cebimizden para çıkmayacak, çocuklarımız dershanelerde heder olmayacak diye düşünüyorlar.
Bundan önce de ÖSS sistemi getirmişler güya okulların önemini artırmak gayesiyle ama o kadar bilgisiz öğrenciler üniversiteye gitti ki en sonunda ODTÜ ben kendi sınavımı kendim yapacağım türev, entegral bilmeyen öğrenciler mühendisliğe geliyor diye feryat etti.
Güya okulun önemini artırmak, öğrencilerin dershanelere daha az gitmelerini sağlamak için yapılan lise seçme sınavında önce üç yıl arka arkaya sınav çıkardılar. Dershanelere giden öğrenci sayısı arttı. Sonra bir yıla düşürdüler sınavı okul not ortalamasına göre alacağız dediler yine arttı dershanelerin öğrenci sayısı.
Demek ki mesele şu imiş. Milli Eğitim görevini layığı ile yapamadığı için dershaneler doğmuştur. Görevini çok iyi yaptığı zaman zaten dershanelere ihtiyaç kalmayacaktır.
Herkes dershaneleri düşmanmış gibi sanki para tuzağıymış gibi görüyor. Başbakana dershaneler konusunda rapor veren bürokratlar eksik yada yanlış bilgi veriyorlar. Bu dershaneleri kapatalım diyen bürokratların çocukları bile dershaneye gidiyordur.
Kapattık dershaneleri diyelim. 70 bin öğretmeni ne yapacağız. Dershanelerin yatırdığı sigorta, ödedikleri vergi ülke ekonomisine katma değeri ne olacak, dershanelerde çalışan büro görevlileri, hizmetliler, yayın kuruluşları, fotokopiciler, dershaneye mülklerini kiraya veren mülk sahipleri, kargocular, dolmuşçular say sayabildiğin kadar dolaylı yoldan bu piyasadan ekmek yiyenler ne olacak.
Tek başına iktidar da ben yaparım olur, derseniz olur tabiî ki, Lise seçme sınavlarında yapıldığı gibi. On yılda üç sistem değiştirdiniz. Olanlar o kuşaktaki çocuklara oldu. Şimdi de yaparız olmazsa değiştiririz diyebilirsiniz. Genç kuşaklar heder olur mu? Millet kaybeder mi? önemli değil. Ben yaparım olur.