2008 yılında MHP ile AKP'nin başörtüsü konusundaki ortak girişimleri, bu süreçte yaşanan gelişmeler ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı kamu oyumunda bilinmektedir. Ocak 2008 tarihinde MHP ile AKP arasında varılan mutabakat ile Anayasa'nın 10 ve 42. maddeleri ile Yüksek Öğretim Kanununun ek 17. maddesinin değiştirilmesi konusunda iki parti arasında anlaşmaya varılmış ve bu imza altına alınmıştır. Bu mutabakatın Anayasa değişikliklerine ilişkin bölümü Şubat 2008 tarihinde gerçekleştirilmiş, fakat AKP YÖK kanununun ek 17. maddesini değiştirmeye yanaşmadı. Bu Anayasa değişikliği CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından Haziran 2008 tarihinde iptal edilmiştir. Referandum sürecinde halkın karşısına çıkan İktidar ve ana muhalefet yine türbanı gündeme getirmişlerdir. Sayın Bahçeli yaptığı açıklamada AKP ve CHP gerçekten samimi ise, bu sorununun çözümü için geniş tabanlı mutabakat zemini oluşturulması çabalarına Milliyetçi Hareket Partisi tam destek ve katkı vermeye hazır olduğunu söyleyerek her zaman ki dik duruşunu taviz vermez tutumunu bir kez daha ortaya koymuştur. Milliyetçi Hareket Partisi’nin sorunun çözümündeki temel düşüncesi “Eğitim hakkı temel bir haktır.
Ve devletin asli görevi olduğu anlayışı ile hiç kimse özellikle kıyafetinden dolayı bu hakkından mahrum edilemez”.
Bu sorunun muhatabı da TBMM olduğuna göre çözüm yüce meclis gerçekleştirecek başka kurumlara havale edilmesi doğru değildir.
AKP ve CHP bu konuda samimi ve kararlı ise konunun TBMM çatısı altında oluşturulacak ve TBMM'de grubu olan siyasi partilerin temsil edileceği bir komisyonda ele alınması ve süratle bir sonuca ulaştırılması gerekir.
Fakat AKP her dönemde yaptığı gibi topu taca atmaya çalışmaktadır.
Daha önce Türbanı kullanarak ve şeref meselesi olduğunu söyleyerek, oy aldıkları halde Türban öncelikli meselemiz değil dediler.
2008 Anayasa değişikliğinde ek 17.maddeyi değiştirmediler. Başörtüsü için Referanduma gitmediler.
Şimdi ise CHP’nin de desteklediğini görünce ellerinden seçimlerindeki sui istimal araçlarının gitmek üzere olduklarını görerek telaşa kapılmaya başladılar.
Başbakan ağzında baklayı çıkardı. Yedi yıl önce “Kamusal alan mı? Vardı” Cumhura hiçbir yer yasak olamaz.” Gibi söylemlerle siyasi ortamı germeye başladılar.
Amaç süreci provoke ederek çıkmaza sokup halk nazarında puan kazanmak ve her zaman ki gibi öğrencilerimizin en temel insanı hakkı istiyor. Bu amaçla İlköğretimde de, kamu kurum ve kuruluşlarında da örtünülebileceğini söylemeye başladılar.
Malum CHP referandum öncesi halka söz verdi. Şimdi ise yok sadece YÖK’de kabul ederim yok paket isterim. Garanti isterim gibi olmayacak taleplerde bulunmaya başladı.
Belki de bu konuda hiç kimse samimi değil, başörtüsü giyende
Çözeceğim diyende
Karşı olanda ……